Rubeus Hagrid’in Her Şeye En İyi Tarafından Baktığını Gösteren 9 An

rubeus hagrid

Hagrid’i herkes sever. Harry’nin en yakın arkadaşı olan ve diğer pek çok kişinin dehşet verici olarak nitelendireceği canavarları büyüleyici bulan bu iyi kalpli dev aynı zamanda en karanlık zamanlarda bile çevresine umut saçan bir optimist idi. Sütünüzle, Hagrid’in o meşhur kurabiyelerinden bir kaçını hazır ettiyseniz (Aman dişlere dikkat!!!), buyurun Hagrid’in o benzersiz bakış açısıyla renklendirdiği 9 ana bir göz atalım. 

1. Hagrid birinci kitapta, evinde beslediği yavru ejderha Norbert’i sevimli evcil hayvanı olarak görmekten hiç vazgeçmemişti.

Hagrid’in iyi bir evcil hayvanın ne olduğuna dair bakış açısı bazen birazcık yanıltıcı olabilir. Sonuçta üç kafalı, devasa bir köpeğe “Fluffy” (Pofuduk) adını vermekte bir sorun görmemişti. Bu enteresan evcil hayvan seçimlerinden biri de tabi ki, bir Norveç Pütürlüsü olan Norbert’ti. Hagrid her zaman bir ejderha beslemek istediğinden, Norbert’i kazandığına oldukça mutlu olmuştu.

Hagrid, “Şuna bakın, annesini nasıl tanıdı!” dedi.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

2. Yöneltilen bütün suçlamalara rağmen Aragog’a destek çıkmıştı.

Hagrid’in bu tüylü dostuna duyduğu inancı anlamak biraz zor olabilir ve Harry’le Ron’u “örümcekleri “takip etmelerini söyleyerek direk olarak Akromantula’nın inine yönlendirirken Aragog’u biraz hafife almış olduğu da göz ardı edilemez. Fakat Tom Riddle Aragog’u Slytherin’in canavarı olmakla suçladığında Hagrid Aragog’un kimseyi öldürmediğinden emin bir şekilde dostuna arka çıkmıştır.

Daha da yaklaşan Riddle, “Hadi Rubeus,” dedi. “Ölen kızın annesiyle babası yarın buraya gelecek. Hogwarts’ın hiç değilse onları, kızlarını öldürenin imha edildiği konusunda temin etmesi lazım.”

Çocuk, “O değildi!” diye kükredi, sesi karanlık geçitte yankılanıyordu. “O yapmaz! Asla yapmaz!”

Harry Potter ve Sırlar Odası

3. Ron’un sümüklü böcek kusma problemi karşısında pek endişeye kapılmamıştı.

Harry ve Hermione, Ron’u eşikten içeri, tek odalı kulübeye geçirdiler. Bir köşede kocaman bir yatak vardı, ötekinde bir ateş neşeli neşeli çatırdıyordu. Harry, Ron’u bir iskemleye oturturken durumu çabucak açıkladı, ama Hagrid hiç de kaygılanmış görünmedi.

Güler yüzle, “Gireceğine çıksın daha iyi,” dedi, onun önüne büyük bakır bir leğen çekti. “Hepsini çıkar bakalım, Ron.”

Harry Potter ve Sırlar Odası

4. Hagrid bize kardeş sevgisinin gücünü göstermişti.

Hagrid üvey kardeşi Grawp’ın diğer devler tarafından itilip kakıldığını öğrendiğinde,  duygusallık ve kardeşini koruma güdüsünün karışımıyla hareket ederek Grawp’ı, bunu istememesine rağmen, Yasak Orman’da yaşaması için getirmişti.

“Biliyordum ki onu buraya getirirsem,” dedi Hagrid, onun da sesi ağlayacakmış gibiydi, “ve – ve ona biraz yol yordam öğretirsem – dışarı çıkarıp herkese onun zararsız olduğunu gösterebilirim!”

“Zararsız ha!” dedi Hermione tiz bir sesle. Hagrid panik içinde “hişşt” deyip susması için el kol hareketleri yaparken, önlerindeki muazzam yaratık yüksek sesle hırıldanıp uykusunda döndü.

“Baştan beri seni yaralayan o, değil mi? O yüzden böyle yara bere içindesin!”

“Kendi gücünün farkında değil!” dedi Hagrid içtenlikle. “Hem düzeliyor, artık eskisi kadar boğuşmuyor -“

“Demek bu yüzden dönmen iki ay sürdü!” dedi Hermione, dalgın dalgın. “Ah, Hagrid, madem gelmek istemiyordu, niye onu getirdin? Kendi halkıyla daha mutlu olmaz mıydı?”

“Onu itip kakıyorlardı, Hermione, çok küçük diye!” dedi Hagrid.

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

grawp-hagrid

5. Snape’e olan inancı sarsılmamıştı.

Hagrid’in pozitif bakış açısı, tersini gösteren sağlam bir nedenle karşılaşmadıkça herkesin en iyi taraflarını gördüğü anlamına geliyordu. Albus Dumbledor’a olduğu kadar onun güvendiği insanlara da sarsılmaz bir biçimde sadıktı.

“Snape mi?”

“Evet – hâlâ kafanız basmıyor, değil mi? Bana bakın, Profesör Snape, Taş’ın korunmasına yardımcı oldu, şimdi kalkıp da onu çalacak değil ya!”

Harry Potter ve Felsefe Taşı

6. Oldukça haklı sebeplerden dolayı Harry’nin Üç Büyücü Turnuvası’nı kazanmasını istemişti.

Harry’nin adı Ateş Kadehi’nden çıktığını gördükten, Hagrid’in destekleyeceği tek bir şampiyon olması doğaldı. Hagrid, Harry’nin dünyaya başarının ve kahramanlığın kanınızın ne kadar “saf” olup olmadığıyla bir alakası olmadığını göstermesini istiyordu.

Bir süre Harry’ye baktı ve sonra, çok ciddi bir sesle, “Neyi çok isterdim biliyor musun, Harry?” dedi. “Senin kazanmanı çok isterdim, gerçekten. Hepsine gösterirdi bu… başarmak için ille de safkan olman gerekmiyor. Neysen osun, utanman gerekmiyor. Doğrusunun Dumbledore’un ki olduğunu, sihir yapabildiği sürece herkesi okula almak olduğunu gösterirdi onlara.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

7. Gerektiğinde Harry’nin kederini yatıştırmak için oradaydı.

Vaftiz babası Sirius Black’in ölümünden sonra Harry kalbi kırık ve suçluluk duygusuyla dolu bir haldeydi. Harry’e Sirius’un savaşırken ölmek isteyeceğini hatırlatan kişi yine Hagrid olmuştu.

“Bak…” Hagrid masanın üstünden ona doğru eğildi. “Sirius’u senden daha uzun süredir tanırdım… bir savaşta öldü, böyle gitmek isterdi -“

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

8. Hermione’yi kendisine gönderilen nefret dolu mektupları kafaya takmaması konusunda yüreklendirmişti.

Hermione, Rita Skeeter’ın yazıları yüzünden pek çok nefret mektubu ve tehdite maruz kalmıştı. Hagrid de Hermione’ye bunların onu üzmesine izin vermemesini salık vermişti.

“Ellerine ne yaptın öyle, Hermione?” dedi Hagrid endişeyle. Hermione ona sabahleyin aldığı nefret mektuplarını ve Bezeliyumru irini dolu zarfı anlattı. “Off, hiç takma kafanı,” dedi Hagrid şefkatle, ona bakarak. “Rita Skeeter annem hakkında o yazıyı yazınca ben de öyle mektuplar falan almıştım. ‘Sen bir canavarsın, seni öldürmeleri gerekir.’ ‘Annen masum insanları öldürdü, eğer biraz utanman varsa gidip kendini göle atarsın.’ ” “Olamaz!” dedi Hermione, hayretten donakalmış halde. “Yaa,” dedi Hagrid, Burnuk kasalarını kaldırıp kulübe duvarının yanına götürerek. “Çatlak onlar, Hermione. Başka gelirse açma. Doğruca ateşe at.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

9. Korktuğunu belli etmeyerek, cesaretini hep korudu.

Dumbledore ona inanan son kişi de Hogwarts’ı terk ettiğinde, gerçekten gitmiş olacağını söylerdi. Dumbledore’un ölümünden sonra, okulun geleceği belirsizleşmişken, Hagrid hiçbir yere gitmeyeceğini söyleyerek duyulan şüpheye son noktayı koymuştu.

“Hagrid, sen bir şey söylemedin,” dedi Profesör McGonagall. “Senin görüşlerin neler, Hogwarts açık kalmalı mı?”
Konuşmaların başından sonuna kadar muazzam benekli mendilinde sessizce ağlayan Hagrid şimdi şişmiş kıpkırmızı gözlerini kaldırdı ve çatlak sesiyle konuştu, “Bilmiyorum, Profesör… buna karar vermek müdirenin ve Bina Başkanları’nın görevi…”
“Profesör Dumbledore senin görüşlerine her zaman değer vermiştir,” dedi Profesör McGonagall kibarca, “ve ben de değer veriyorum.”
“Peki, ben kalıyorum,” dedi Hagrid, gözlerinin kenarlarından kocaman gözyaşları hala sızıyor ve dağınık sakalına damlıyordu. “Burası benim evim, burası on üç yaşımdan beri benim evim oldu. Ve onlara bir şey öğretmemi isteyecek çocuklar olursa pek tabii öğreteceğim.

Harry Potter ve Melez Prens

Hagrid bize gerçek sadakatin ne olduğunu ve karanlık zamanlar geldiğinde bununla başımız dik bir şekilde yüzleşmemiz gerektiğini öğreten sevgi dolu bir karakterdi.

Hagrid onların yüzündeki inanmaz ifadeleri görünce, çalı gibi kaşlarını kaldırdı. “Oturup da kaygılanmanın faydası yok,” dedi. “Başa gelecek olan gelir, o zaman biz de karşısına çıkarız.”

Harry Potter ve Ateş Kadehi

Sizler de her şeye iyi tarafından bakan Hagrid’i neden sevdiğinizi yorumlarınızla belirtebilirsiniz!

Site Yorumları
3 Yorum