Harry, Ron ve Hermione arkadaşlığının seriyi oluşturan en önemli parçalardan biri olduğu kesin. Peki Hermione Granger yalnızca kahramanımız Harry’nin arkadaşı olmaktan mı ibaret? Hadi hep birlikte Hermione’nin neden bir yan karakterden çok daha fazlası olduğunu Sarah Gailey’in keyifli makalesiyle görelim.
Hikayemizin kahramanı Harry değil mi? Sonuçta hikaye tamamen onunla alakalı ve hepimizin bildiği gibi o Sağ Kalan Çocuk. Yara izi onun alnında ve kehanet onunla ilgili. Aynı zamanda en iyi arkadaşı olan iki yardımcısı var. Kötüyle yüzleşen kişi Harry Potter’ın ta kendisi. Harry Potter, baş karakter. Kitapların kapağında onun yüzünü görüyoruz, zaten kitapların adının Harry Potter ve …. diye adlandırılmasının sebebi de bu.
Hikayenin önemli karakterlerinden biri de Ron fakat onun yardımcı bir karakter olduğunu inkar edemeyiz. Hatalar yapıyor, surat asıyor yani aslında Harry’e normal bir arkadaş gibi davranıyor. İşlerin açıklamasını kendine göre yapıyor, fakat bu açıklamalar her zaman doğru değil. Harry’i destekliyor, insancıl davranıyor, bazen tavır yapıyor fakat Harry Ron’a ihtiyaç duyduğunda neredeyse her zaman onu yanında buluyor. Takımı bir arada tutuyor, ta ki bir şeye sinirlenip kendi seçeneklerini keşfetmek üzere ayrılana dek. Ve bu olduğunda Harry o dönene dek kendi etrafında daireler çiziyor.
Aslında Ron Harry’nin bir parçası çünkü Harry’den ayrı bir hikayesinin olduğu tam olarak söylenemez. Ve o da bunun farkında, hatta bazen bundan nefret ediyor fakat aynı zamanda tek bir karakter olarak bu kadar büyük ve parlak bir şeyin parçası olamayacağını biliyor. Harry’nin yanında veya yakınında değilse köşeleri kayboluyor, insanlar onu yanlış isimle çağırmaya başlıyorlar ve kendini gerçek anlamda bir uykuda buluyor- tamamen donmuş halde değil fakat Harry gelene dek harekete geçmeye hazır da değil. Fakat bizim konumuz Ron değil. O bekleyebilir, çünkü zamanı gelince, Ron’a ihtiyaç duyduğumuzda burada olacak. Her zaman da buradaydı.
Peki Hermione?
Seni ne olarak tanımlayabiliriz?
Sen bir kahraman mısın yoksa yardımcı karakter misin?
Hermione’yle alakalı şey şu ki o her zaman burada. Harry ve Ron’un ihtiyaç duyduğu duygusal açığı durmadan kapatıyor. Duygular onun sırtına yüklenmiş halde, böylece Harry kahraman Ron da yan karakter olmaya devam edebiliyor. İster kızgın olsun, ister ona korkunç şekilde davranılmış olsun o her zaman burada. Çünkü o inanılmaz derecede sadık, sarsılmaz ve kararlı.
Evet, bu bir yan karakterin davranışına benziyor.
Fakat henüz söyleyeceklerimiz bitmedi.
Harry yanında değilken, Hermione her zaman bir şeylerle meşgul. Harry’i beklemiyor. Çünkü biliyor ki bu sadece Harry’nin değil herkesin hikayesi ve buna uygun davranıyor. Onun fonksiyonu karşındakinin iyi vakit geçirmesini sağlamaktan çok daha öte bir şey.
Bu konu Harry Potter hayranlarının yıllardır tartıştığı konulardan biri: Hermione hikayeyi ilerletiyor çünkü onun kendine ait bir hikayesi var. Aklı başında kimse 13 yaşındaki Harry Potter’a zaman dönüştürücü vermeyi kabul etmezdi fakat Hermione bu ayrıcalığa layık görülüyor, ona özel düzenlemeler yapılıyor ve en önemlisi; o bunu hak ediyor! Hepimiz Hogwarts‘ın en disiplinli öğretmenlerinden biri olan Minerva Mcgonagall’ın Hermione ek dersleri alabilsin diye Sihir Bakanlığı’ına yazdığını ve onun örnek bir öğrenci olduğunu söylediğini hatırlıyoruz değil mi?
Bunun dışında dünyaca ünlü Victor Krum’la çıkıyor, hakkında kötü yazılar yazan Rita Skeeter’ı zekasıyla alaşağı ediyor, Harry’nin hikayesinin arka planında onun bunları başardığını görüyoruz. Harry’i Voldemort’a karşı savaşta lider olmaya ikna ediyor, Dumbledore’un Ordusu topluluğunu yaratıyor. Bu da yetmezmiş gibi toplantı saatlerini ayarlıyor, ispiyoncuların cezasını veriyor. Dumbledore’un Ordusu’nu ele veren Marietta’nın alnına koca sivilcelerle gammaz yazılmasını sağlayan sihri kendisi yapıyor, toplantı saatlerinin öğrenildiği meşhur Galleon’ları da o yaratıyor, üstelik oldukça zeki ve saptanması imkansız bir yolla. Son yıllarında okulu bıraktıklarında Hortkulukları nasıl bulacaklarına ve yok edeceklerine dair araştırmalar yapıyor, Hogwarts: Bir Tarih’i baştan okuyor ve sürekli olarak Harry ve Ron’un kitap okumadığından şikayet etmeyi de ihmal etmiyor tabii. Okulu bırakıp saklandıkları döneme hazırlıklı geliyor, yaşadıkları dünyanın sonu geliyor gibi görünürken Harry ve Ron’un afallamasına engel oluyor çünkü o gerekli bilgi ve donanıma sahip. Zaten bu sebeple hem Harry hem Ron’u kesin ve kaçınılmaz ölümlerden kurtaran hep o oluyor. Her zaman hazırlıklı ve donanımlı oluşuyla herkesin canını kurtarıyor. Hermione’nin müdahalesi olmadan hem Harry hem Ron çoktan ölmüş olurlardı desek yeridir.
Bütün bu hatırlatmaların amacı ise şu: bakmayı bilirseniz Hermione’nin kendi hikayesini yazdığını görebilirsiniz. Hogwarts’ın en parlak cadılarından olan Hermione’nin, Harry’den tamamen ayrı, kendine has bir hayat hikayesinin olduğunu artık biliyoruz. Fakat bu gerçek onu bir kahraman yapmaya yeter mi?
Asıl kahraman Harry James Potter değil mi? Voldemort’a karşı duran o, Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen yüzünden anne babasını ve sevdiklerini kaybeden o değil mi? Bu tahmin edilemeyecek derecede büyük bir kayıp.
Tabii şunun dışında:
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda Hermione de bu kaybı yaşıyor. Harry’nin yaptığı fedakarlığın aynısını yapıyor; anne babasını kaybediyor. Harry’den farklı olarak onları bir asadan çıkan Avada Kedavra lanetine değil, kendi asasından çıkan bir hafıza silme büyüsüne kaybediyor. Ailesini Avustralya’ya yerleştiriyor, bulunup bilgi vermeleri için işkence edilmeyeceklerinden emin olmak istiyor, kitabın ilerleyen bölümlerinde ise anne babasına yapılacağından korktuğu işkenceye kendi maruz kalıyor, Gryffindor’un Kılıcı’nı nereden bulduklarını söylemesi için Bellatrix Lestrange ona işkence yapıyor.
Fakat herkes sevdiklerini kaybediyor, herkesin ölmüş yakınları, ölmüş kardeşleri, ulaşamadığı anne babaları var, Neville’ın yaşayan fakat onu hatırlamayan ailesine ulaşamadığı gibi.
Bu birini kahraman yapmaya yetmez. Herkes kendi hikayesinin kahramanı olabilir fakat bu özel hikayede bir kahraman olmak herkese tanınan bir ayrıcalık değil. Harry Potter evreninde çok fazla kişinin öldüğünü gördük ki bu birini kahraman ilan etmek için yeterli bir sebep değil. Çok fazla insan her şeyi kaybetti veya her şeyi feda etti.
Yardımcı karakterler de acı çekebilir. Tıpkı Ron’un erkek kardeşi Fred’i kaybetmesi gibi.
O zaman sen kimsin Hermione?
Peki şunu soralım, Harry Potter evreninde Lord Voldemort’a Hermione Granger kadar karşı duran biri var mı?
Voldemort baskıyı, kanın saflığının verdiği ayrıcalıkları temsil ediyor. Yani Voldemort statünün bir sembolü, başarının değil. O insanları disipline ediyor, fakat kimseyle arkadaş olmuyor. Kurduğu birliği korku bir arada tutuyor, sadakat değil. O büyücülerin diğer sihirli yaratıklardan, örneğin ev cinlerinden üstün olduğunu savunuyor. Voldemort hırslar için insanlığı feda etmenin canlı bir kanıtı.
Hermione Granger ise Voldemort’un tam olarak antitezi. Hermione Muggle doğumlu bir cadı, Hogwarts’a sihrin bütün inceliklerini öğrenmeye hazır halde geliyor. İnanılmaz derecede hırslı, fakat diğerlerini kolayca aşağı çekebileceği halde desteklemeyi tercih ediyor. Nefret ve tapınma duyguları arasında kalmış insanlardan gelen acımasızlıklar ve hor görmelere katlanmak zorunda kalsa da her zaman Harry’nin yanında yürüyor, üstelik bu hor görmeler onun kan statüsüyle ilgili olsa da bunu aşmayı başarıyor. Yüzyıllardır süren türler arası köleliğe karşı çıkıyor, ve bunu yaparken insanların ona gülmesini önemsemiyor. Hatırlarsak, ev cinleri için bir örgüt kurduğunda Harry ve Ron bile onu desteklememişti . Altı sene boyunca elde ettiği her türlü fırsatı kaybetmek pahasına okulun son senesini Harry ve Ron’la hortkuluk arayarak geçiriyor, kendini adadığı şeyleri hırslarına tercih ediyor bu bunu her zaman yapıyor. Sonuçları da ne olursa olsun kabul ediyor, çünkü Hermione buna değer olduğunu düşünüyor.
Hermione Granger kimdir?
O bizden biri. Hermione sürekli olarak kahramanın gölgesinde kalan, fazlasıyla başarılı karakter. Elde ettiği başarılar için takdir edilmeye ihtiyaç duymuyor. Etrafındakiler fark etmese de sürekli bir şeyleri başarıyor ya da yeni şeyler yaratıyor. Her soruya bir cevabının olması, aynı zamanda duygusal destek sağlaması ve başkalarının zaaflarını olgunluk ve zerafetle karşılaması bekleniyor. Kendine ait yolu takip etme ve kişisel zevklere sahip olma cüretine sahip olduğu için yargılanıyor. Kendini lider olarak kabul ettirmiş kişiyle aynı fikirde olmadığı için bastırılıyor. Herkesin ona ihtiyacı olduğundan yorgun veya mutsuz olmasına asla izin verilmiyor. Her zaman en iyi olmanın ağırlığını omuzlarında taşıyor, aynı zamanda gösterdiği gayret için bir mükafat beklememesi gerekiyor. Hermione Granger çok çalıştığı halde herkese bağırarak akıl hocasından madalya kazanan erkekler yüzünden sahnenin karanlık tarafında kalan kadınlardan biri.Üstelik bu akıl hocası onunla tanışmayı aklından bile geçirmiyor.
Hermione çoğu kez kendini kadınların, farklı ırka mensup insanların ve özellikle farklı ırka mensup kadınların bulduğu yerde buluyor: bir kenara itiliyor ve sabretmesi isteniyor.
Harry için o bir yan karakter, onun arkadaşı ve yardımcısı.
Bizim için, o bir kahraman.
Kaynak: tor.com
Hermione hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce de bir yan karakterden daha fazlası değil mi?