Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filmiyle hayatımıza yeni bir Albus Dumbledore girdi. Daha genç, daha heyecanlı ama elbette aynı muziplikte. Peki bu yeni film bize Dumbledore hakkında neler söylüyordu? Gelin birlikte göz atalım!
Harry Potter ve Fantastik Canavarlar serilerini birbirine bağlayan unsurlar bir yana, Albus Dumbledore gibi özel bir karakter hakkında pek fazla şey bildiğimiz söylenemez. Potter hayranlarının Dumbledore ile ilişkisi, J.K. Rowling’le ilişkilerini yansıtır nitelikte. Potter serilerinin ilk kitaplarında Dumbledore, serinin kukla ustası olarak lanse edilmişti; her yerde gözü olan, birçok şeye hâkim, insanları istediği gibi yönlendirebilen bilgelikte bir kişilik; aslında yazarın, Rowling’in ta kendisi! Sonraki kitaplarda ise, Dumbledore’un da kusurları olduğunu görmemizle birlikte, karakter çok daha gerçekçi bir boyut kazandı. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’nda, Harry, ‘Dumbledore’un her şeyi halledebileceği fikrine alışmıştı. Onun mucizevi bir çözüm yaratmasını beklemişti’. Benzer bir şekilde, biz de Harry’nin Dumbledore’a duyduğu güvenin aynısını Rowling için hissetmiş ve her yeni kitapla birlikte mucizeler yaratmasına alışmıştık. Ancak Harry Potter serilerinin tamamlanmasından yıllar sonra, artık hepimiz Rowling’in de hatalar yapabildiği konusunda hemfikiriz.
Dumbledore ile ilgili tartışmalar her geçen gün gitgide artıyor. Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filmi gösterime girdiğinden beri, Dumbledore ile ilgili bildiğimiz gerçeklerin değiştirilmiş olması ise, en büyük tartışma konusu. Örnek olarak, Dumbledore’un Biçim Değiştirme dersi yerine Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi verdiğine şahit olmamız gibi. Bu durum, geniş kitleleri hayal kırıklığına uğratmışa benziyor. Bizim kulağımıza gelen bilgilere göre ise; Bakanlık, Dumbledore’un Grindelwald’ı desteklediğini düşündüğü için onun Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derslerini daha fazla öğretmesine izin vermiyor ve böylece Dumbledore da, Biçim Değiştirme derslerine girmeye başlıyor. Açıkçası bu, bize pek de tatmin edici bir gerekçe gibi gelmedi. Ona bakarsanız, Voldemort’un Hogwarts’ta Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretme hayalleri suya düşse de, bu kadar basit bir engel, onu yolundan döndürmeye yetmemişti elbette.
Grindelwald’ın Suçları filminin ilk fragmanı yayınlandığında, hepimiz Dumbledore’un Newt’e söylediği şu sözlerine odaklandık:
“Ben Grindelwald’a karşı gelemem. Bunu sen yapmalısın.”
Dumbledore, zamanında Harry’yi manipüle ettiği gibi, şimdi de Newt’i aynı yollarla manipüle mi ediyordu? ‘Çoğunluğun iyiliği için’ semirtilen başka bir domuz daha mı? Ayrıca, Dumbledore’un cinsel tercihlerinin bize tam manasıyla gösterilmediği yönünde tartışmaların da ardı arkası kesilmiyor.
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda, ‘Albus Dumbledore’un Hayatı ve Yalanları’ adlı bölümün sonunda Harry, aslında Dumbledore’u hiç tanımadığı izlenimine kapılmış ve büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı:
“Kimi sevdiğini bilmiyorum ama Hermione, ben değildim, asla. Bu sevgi değil, bana bıraktığı bu kargaşa sevgi değil. Gerçekte ne düşündüğünü benimle paylaştığından çok daha fazla paylaştı Gellert Grindelwald’la.”
İki yıl önce ise, Rowling, Fantastik Canavarlar serisinde göreceğimiz Dumbledore ile ilgili ‘genç olduğu kadar sorunlu da bir adam’ açıklamasında bulunmuştu. Şimdi ise, Grindelwald’ın Suçları filminin gösterime girmesiyle, Dumbledore hakkında beş şey öğrendik:
Dumbledore’un ve sonrasındaysa Grindelwald’un söylediği üzere; Anka Kuşları, Dumbledore ailesi üyelerine, en umutsuz anlarında görünmeleriyle biliniyor. Bir an için Fantastik Canavarlar’da Fawkes’ı görüp görmeyeceğimizi merak etmiştik; ama Fawkes’ı, Dumbledore ile Grindelwald’un daha sonra yapacağı meşhur düellosunda önemli bir rolde göreceğiz gibi görünüyor. Dumbledore karakterindeki bu gelişme hakkında biraz kafamız karıştı, çünkü bu durum, Dumbledore ile Fawkes’ın arasındaki o özel bağı biraz yok eder nitelikte.
Dumbledore, Harry Potter kitaplarının en esrarengiz ve özel karakteri (elbette, Snape’i saymazsak). Sirius’un ölümünden sonra, Dumbledore Harry’ye “Artık vakti geldi,” demişti, “sana aslında beş yıl önce olan söylemem gereken şeyi şimdi anlatabilirim.” Sonra söylediklerinin koca bir yalan olduğu ortaya çıkmıştı; çünkü Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda Dumbledore ile ilgili şok edici gerçeklerle karşılaşmıştık ve bu, Dumbledore-severleri bir hayli yaralamıştı. Akabinde, çıkarları uğruna insanları kolaylıkla kullanabilen bir gücü olduğundan bahsedilmişti. Gerçi, tüm bu öğrendiklerimize bakılırsa, Rita Skeeter Dumbledore’la ilgili tüm gerçekleri gün yüzüne çıkaramamış anlaşılan.
Grindelwald’ın Suçları filminin son sahnesi, bizi büyük soru işaretleriyle uğurladı: Grindelwald’ın söyledikleri doğruysa eğer, Credence bir Dumbledore (Ancak kitaplara göre, Albus Dumbledore’un Aberforth ve Ariana dışında başka kardeşi olmadığı bilinmektedir). Ancak Grindelwald, Credence’ı kandırmak için yalan söyledi ise, Credence’ın imdadına neden bir Anka Kuşu yetişti dersiniz? Ariana öldüğünde onun Obscurus’u hayatta kalmayı başarmış ve sonrasında Credence’ın bedenine tutunmuş olabilir mi? Yani bir anlamda, Ariana’nın bir parçası, Credence’ın içinde olabilir mi, ne dersiniz?
Biz daima Dumbledore’un Grindelwald ile ilişkisini çok az kişinin bildiği izlenimine kapılmıştık. Bu belki bizim tamamen kendi tahmini fikrimiz olabilir; belki de Ölüm Yadigârları’nı tekrar okumalıyız. Şöyle ki, Travers Dumbledore ile Grindelwald’ın geçmişinden bir kareye baktığında, Dumbledore’a şu sözleri söyler: “Kardeş gibi yakındınız.”. Dumbledore ise, şöyle yanıt verir: “Kardeşten de yakındık.”
Grindelwald’ın Suçları: Orijinal Senaryo, bize Dumbledore’un o anda neler düşündüğünün iç yüzünü gösterdi:
“Dumbledore fotoğraflara bakar. Anıları ıstırap doludur. Yüreği pişmanlık içindedir ama daha da kötüsü, hayatında ilk defa anlaşıldığını hissettiği bu anılara özlem duymaktadır.”
Grindelwald’ın Suçları gösterime girmeden önce, Dumbledore’un pis işlerini neden Newt’e yaptırdığını anlamamıştık. Bazılarımızın teorisi ise şöyleydi: Dumbledore ve Grindelwald gençliğinde birbirleriyle kavga etmemek için Bozulmaz Yemin’i etmişti. Kan anlaşmaları ile bozulmaz yeminler aynı şeyler değil; sadece kulağa benzer geliyor. Bu gerçeğin açığa çıkmasının ardından, Dumbledore’un geçmişi ile ilgili bildiklerimiz daha da karmaşıklaştı. Eğer Dumbledore ile Grindelwald birbirleriyle kavga etmemek adına kan anlaşması yaptılarsa, Ariana’nın hazin ölümüyle sonuçlanan Aberforth, Albus ve Gellert üçlüsünün düellosu nasıl gerçekleşti öyleyse?
Jude Law’ın Genç Dumbledore’u muntazam bir şekilde resmettiğini düşünmüş olsak da, Grindelwald’ın Suçları’ndaki bir sahne özellikle dikkatimizi çekti. Fragmanlarda da gördüğünüz, Dumbledore’un Kelid Aynası’nın önünde durduğu sahneden bahsediyoruz. Bu sahnede, Dumbledore’un çeliştiğini görüyoruz. Dumbledore, Travers’a Grindelwald’ı yenmek istediğini söylemişti; ancak Dumbledore aynada, Grindelwald ile geçmişini gördüğünde yüzünde beliren çarpık gülümseme dikkatimizden kaçmadı. Görünen o ki, Dumbledore, Grindelwald ile geçirdiği eski günlerini bir hayli özlüyor.
Sizin de bu yeni Dumbledore ile ilgili fikir veya teorileriniz varsa, bizimle paylaşmayı unutmayın!
Kaynak: MuggleNet