Yedinci kitabın son sayfaları şüphesiz tüm Harry Potter hayranlarının epeyce duygulanarak okuduğu bir kısım. Yedi kitap boyunca hayal dünyamızın eksenini çizen bu muhteşem seriye veda ediyor olmanın yanında, sevdiğimiz ve bin bir zorluklar atlatırken eşlik ettiğimiz karakterlerin yeni ve mutlu yaşantılarının bir kısmına tanıklık ettiğimiz bu sayfaların yeri hep özeldir. Özellikle bu bölümdeki bazı detaylar boğazınıza bir düğüm gibi oturabilir. Hele de Harry’nin çocuklarına verdiği isimleri okuduktan sonra… Peki Harry’nin çocuklarına, özellikle de Albus Severus’a bu isimleri vermesinin nedeni ne ve bu isimler onlara ne kadar uygun? Gelin birlikte bir göz atalım.
Harry’nin en küçük çocuğu ve tek kızı olan Lily Luna hepimizin yakından tanıdığı iki karakterden alıyor adını. İlk isim Harry’nin yeşil gözlerini aldığı annesi Lily Evans Potter‘a ait. Aslında Harry’nin kızına, annesinin adını koyması oldukça anlaşılabilir bir durum. Oldukça yetenekli bir cadı ve iyi kalpli bir insan olduğu Harry’e defalarca anlatılan Lily aynı zamanda Harry’nin hayatında belki de en önemli role sahip olması gerekirken zamansız bir şekilde oğlundan koparılmış bir anne. Onun adını kızında yaşatarak annesini onurlandırmanın Harry için büyük anlam ifade ettiğine şüphe yok.
Peki göbek adı neden Luna olmak zorundaydı? Hele de Harry’ye ve Ginny’e çok daha yakın olan ve iyi özelliklerini sayarak bitiremeyeceğimiz Hermione gibi bir arkadaşları dururken. Bu durumu belki de Harry zor zamanlar geçirirken sorgulamadan yanında olan ve onu en çok rahatlatan insanın Luna Lovegood olmasına bağlayabiliriz. Eşsiz yaratıcılığı ve bakış açısıyla Luna kesinlikle diğer kimseye benzemiyor fakat onu mükemmel bir rol model yapan şey de bu kalıplara sığmayan kişiliği. Harry kendisi yüzünden pek çok tehlikeye göğüs geren fakat asla cesaretinden ödün vermeyen Luna’nın adını kızına vererek bazen başkaları tarafından hor görülen insanların en sadık ve en cesur yoldaşar olabileceğini ve farklı olmanın eleştirilecek değil aksine kutlanacak bir durum olması gerektiğini kızına göstermek istemiş olabilir.
Hogwarts’da terör estiren iki azılı kafadarın adını alan James Sirius‘un akıllı uslu bir çocuk olması pek beklenemez. Harry oğluna babasının adı olan James‘in ismini vererek çok erken kaybettiği bir başka önemli figürü onurlandırıyor. Tıpkı Lily gibi James de Harry’i korumaya çalışırken ölmüştü. Çocuğunu ve karısını kurtarabilmek pahasına Voldemort’un karşısına tek başına çıkmayı göze alan gerçek bir Gryffindor’du James. Ve Harry ebeveynlerine olan bu minnet borcunu ödeyerek adlarını yaşatabilmek için en büyük çocuğuna ilk isim olarak babasının ismini verdi.
Sirius ise Harry’nin hayatına sonradan girdi fakat çok çabuk bir şekilde Harry için vazgeçilmez bir karaktere dönüştü. Harry’nin vaftiz babası olan ve yine onu korumaya çalışırken öldürülen Sirius Black, Harry için uzun bir süre bir aile olarak adlandırmaya en yakın kişiydi. İki büyük dostun isimlerini birlikte yaşatmaya devam etmek isteyen Harry en büyük oğlunun bu iki müthiş cesur büyücünün adlarını taşımasını istedi.
Belki de ismi en çok tartışmaya konu olan karakterler Albus Severus. Peki Hogwarts’ın iki müdürünün ve Harry’nin hayatında çok önemli yeni yollar açmış bu iki insanın adı bir çocuk, özellikle de Harry Potter’ın oğlu için doğru bir seçim mi? Albus Severus zaten kendisine babasından miras kalan soyadının yükünü taşırken, bir de iki çok önemli büyücünün adıyla daha büyük bir beklenti dağını omuzlamak zorunda kalmış olabilir.
Harry çocuğuna Albus ismini verirken muhtemelen kendisi için bir yol gösterici olan ve çok saygı duyduğu Dumbledore‘a son bir saygı duruşunda bulunmak niyetindeydi. Dumbledore, karanlık geçmişi ve Harry’nin başından beri ölmesi gerektiğini bilmesine rağmen planı doğrultusunda hareket etmesi nedeniyle rol model olarak değerlendirilmesi tartışmaya açık bir karakter. Fakat Harry’e karşı giderek daha fazla sevgi besleyen ve ona kol kanat geren Dumbledore, bir büyücünün hayal edebileceği en büyük güçlere de erişebilmiş bir adam. Bu da onu Albus Severus’un ilk adıyla onurlandırılmaya değer hale getiriyor.
Severus ise altı eğitim yılı boyunca Harry’ye ve arkadaşlarına kan kusturan Severus Snape‘den Albus Severus’a yadigar kalan göbek adı. Bütün seri boyunca herkeste kötü bir izlenim bırakan Snape’in aslında düşündüğü gibi biri olmadığını öğrenen Harry, onun etkileyici cesaretini çocuğuyla paylaşmaya karar vererek Albus Severus’un göbek adını Snape’den almasına karar vermiş. Fakat eski bir Ölüm Yiyen olan Snape’in aslında Harry’nin ailesinin ölümüne sebep olan kehaneti Lord Voldemort’a ileten kişi olduğunu bilmek de biraz insanın kalbini kırmıyor değil. Yine de Lily’e duyduğu müthiş ve sonsuz sevginin onu ne kadar cesur ve fedakar bir adam haline getirdiğini hepimiz gördük. Bütün seri boyunca bir yandan yas tutarken bir yandan da eski nefretlerini bir kenara bırakarak Harry’yi defalarca kurtardı. Bir zihin okuma ustası olan Lord Voldemort’a gerektiğinde gözünü kırpmadan yalan söyleyerek Harry’nin zaferini kolaylaştırmak için çabaladı. Hayatı boyunca eziyet çekmiş ve en sevdiğini kaybetmenin acısıyla baş etmek zorunda kalmış bu cesur adamın ismini oğluna veren Harry de bu gerçeklere kıymet veriyordu.
Bu isimler her ne kadar Albus Severus’a ağır sorumluluklar getiriyor olsa da arkalarında yatan hikayeler belki de onları bir çocuğa verilebilecek en kıymetli isimler yapıyor. Çünkü bu iki karakter herkesin yanılgıya düşebileceğinin ama önemli olanın geçmişte yapılan bu hataları düzelterek üzerilerine iyi şeyler koymak olduğunun sembolleriydiler.
Peki sizce Harry çocuklarına isim koyarken geçmişe bu kadar bağlı kalmalı mıydı gerçekten? Sonuçta onlar çocukları ve geleceği temsil eden bireyler olarak yeni isimlerle temiz sayfaları hak ediyorlar. Fakat geçmiş kahramanlıkları unutturmamak ve yüceltmek adına çocuklara koyulan isimler de pek nadir sayılmaz. Acaba bu isimler arkalarında sakladıkları ders dolu hikayeler nedeniyle mi çocuklara verilecek kadar değerliler? Siz ne dersiniz?