Harry Potter dünyasında, astronomi biliminin büyük bir yeri olduğu kaçınılmaz. MuggleNet yazarlarından MADISON’ın kaleme aldığı Astronomi Dersinde Konumuz Ay başlıklı bu yazı, daha önce gözümüzden kaçmış olabilecek harika detayları konu ediniyor. Bizler de sizin için bu keyifli metni Türkçeye çevirdik!
En yakın komşumuz ay, hayal dünyamızda her zaman özel bir yere sahiptir. Belki de her gece yüzünün değişmesini izlediğimiz içindir. Belki de yeri değiştikçe sebep olduğu gelgitler, belki de hiçbir zaman sözcükler ile anlatamayacağımız daha derin ve büyülü ilişkimiz yüzündendir.
Büyücülerin dünyasında ay kesinlikle efsunlu bir güce sahip ve Harry Potter serisi boyunca da çeşitli mitolojik ve esrarengiz anlar ile birlikte bizlere eşlik ediyor.
Ay, çok eski zamanlardan beri insanlar tarafından bilinmeyenin ve gizemlerin sembolü olarak bilinir. Harry’nin yaşadığı birçok olay büyücü dünyasının dikkati başka yerlerdeyken meydana gelse de J.K. Rowling ay ışığı temasını Harry’nin başarılarındaki gizemin altını çizmek için kullanmıştır. Hatırlayacağınız gibi Sırlar Odası’nda, Ron, Fred ve George, Harry’i Dursley’lerin evinden dolunayda kurtarmış ve ay ışığı altında uçarak uzaklaşmışlardı. Azkaban Tutsağı ise, Dursley’lerin meraklı bakışlarından uzakta, ay ışığı altında büyü kitabını okuyan Harry ile başlıyordu.
Bazı uğursuz eylemler de ay ışığı altında gerçekleşiyordu; Severus Snape ve Yaxley, Ölüm Yadigarları’nda Malfoy Malikanesi‘ne doğru ilerlerken gökyüzünde ay tüm ihtişamı ile parlıyordu. Melez Prens’te ise; Ölüm Yiyenler Hogwarts’ı işgal ederken ay gökyüzünde hilal şeklindeydi.
Dursley’ler görmeden büyüsünü yapan Harry’e eşlik eden ay, Hogwarts’a doğru yaklaşan Harry’nin yolunu da aydınlatıyordu. Melez Prens’te Aragog’un vücuduna düşen ay ışığı, Ateş Kadehi’nde sınıf başkanlarının banyosuna doğru giden Harry’nin yoluna kılavuzluk ediyordu. Bu yolculuk ona Büyük Göl’deki ikinci görevi hakkında bilgi vermiş ve daha sonrasında kitaba göre, göl Harry’e en az ay kadar uzak görünmüştü ve böylece gökyüzünün sihirli küresi ve su arasında bir bağ kurulmuştu.
Su ve ay birçok sebepten ilişkilidir aslında; okyanusların en dibi bugün hala –tıpkı atalarımızınki gibi– kafamızı karıştırmakta. Ayın karanlık yüzüne verilen “Maria” isminin Latin dilinde su anlamına gelmesi aralarındaki ilişkinin başka bir kanıtı. Su ve Ay, hem duygularımız hem de sezgilerimiz ile birleşmiş durumdadır ve Luna Lovegood tüm kitaplardaki sezgileri en güçlü karakter olabilir. Ölüm Yadigarları’nda Ron, Harry ve Hermonie Lovegood’ların evine ziyarete giderken uhrevi bir ay belirmiştir.
Bazı iksirler hazırlanırken, iksiri yapan kişinin iyi sonuçlar alabilmesi için ay döngüsüne dikkat etmesi gerekir. Veritaserum’un tam kıvamına kavuşması için dolunaya ihtiyacı vardır ve çok özlü iksir için gereken hardalotu dolunayda toplanmalıdır. Daha önce söylenmemiş olsa bile, inanıyoruz ki Kurtboğan iksiri hazırlanırken de –amacına uygun olarak– ay döngüsüne dikkat edilmelidir.
Ay, dünya üzerinde meydana gelen gizli olaylar ile ilişkilidir ve kurda dönüşme büyücü dünyasında görmezden gelinmeye çalışılan büyülü bir hastalıktır. Diğer tüm canlı varlıklar da dolunaydan etkilenir; aynı Basilisk gibi. Basilisk yumurtaları dolunayda çatlamaya başlar. Dolunaylı bir gecede sadece aklından zoru olanlar yaşadığı korunaklı yuvasından çiftleşme dansını yapmak için çıkar.
Peki siz Potter serisinde, hangi olaylar ile ay arasında bir bağ olduğunu fark ettiniz? Çarşamba gününün gece yarılarında Astronomi Kulesi‘nde, Harry ve sınıf arkadaşları Profesör Sinistra’dan ne tip dersler alıyordu dersiniz? J.K. Rowling‘in detaycı yaklaşımı, böyle yazılarla daha çok ortaya çıkmıyor mu sizce de?