Pottermore

Ailelerin Çocuklarına Ozan Beedle’ı Okumaları İçin 7 Neden

Harry Potter ve Ölüm Yadigarlarında karşımıza büyük bir rolle çıkan ve Fantastik Canavarlar serisinin ileriki filmlerinde de göreceğimiz (Dumbledore ve Grindelwald’ın nasıl tanıştığı düşünülürse) Ozan Beedle’ın Hikâyeleri, birçoğumuzun severek okuduğu ve ders çıkardığı bir hikâye dizisi.

Özellikle Dumbledore’un notlarını içermesi bu kitabı daha da kıymetli kılıyor. Bu evrenlerden bağımsız düşünüldüğünde ise çocuklara gece uyumadan önce okunabilecek harika bir kitap. İşte Pottermore’un bunun sebebini açıkladığı 7 neden!

1. Yüzyılın zamansız hikâye hazineleri kusursuz bir uyku vakti hikâyesidir –Mugglelar için de öyle tabii.

Minik Mugglelar için Sindrella ve Pamuk Prenses neyse Ozan Beedle’ın Hikâyeleri de yüzyıllar boyunca büyücü çocuklar için öyle oldu. Sonuçta Ozan’ın hikâyeleri, Ezop Masalları’nın Büyücü Dünyası’ndaki eşdeğeri gibidir ve büyücü çocuklarına için kıymetli öğütler verir –fakat Muggeların da bu hikâyelerden öğrenebileceği birçok şey var.

2. Hikâyeler komik –çocukların tamamıyla anlayacağı şekilde

İlk hikâye, Büyücü ve Zıplayan Kazan, küçük çocukların hoşuna gideceği türden iğrenç mizahın üstünde duruyor. Bu hikâyede siğilli küçük çocuklar, bozuk peynir, ekşi süt ve (en iyisi olarak) “aç sümüklüböcek vebası” hakkında okuyoruz. Derleme boyunca oldukça ürpertecek görüntüler de var: İyi Kader Çeşmesi’nde kahramanlardan birinin gözyaşını içen şişkin solucan bunlardan birisi. Eğer bu minik, gedik dişli yüzlerinde bir gülücük kondurmuyorsa hikâyeleri düzgün okumuyorsunuz demektir!

3. Dilin kullanımı aşırı ama anlaşılmaz değil

Aynı Muggle peri masallarındaki gibi hikâyeler nazik, eski dilde ve şiirsel anlatımda yazılmış. Belki de “hısımları” tarafından; genç bir kız, büyücünün onu “düşlediğini” fark ettiğinde ya da “şarlatan”, kralın üstüne “gümüş kadehten” bir şey dökerek kandırdığında yerli bir “çamaşırcı kadının” yardımına ihtiyacı olan “ahmak kralın” suratsız “kara büyücüyü” neşelendirmesi beklenmektedir. Bu kelimeler çizgifilmlerde ya da uygulamalarda nadirce karşımıza çıkar.

4. Metin kısa, öz ve resimlendirilmiş

Ozan Beedle’ın Hikâyeleri kısa, öz ve yatma vaktinde okunup tamamlanabilir. Ayrıca bazıları şirin (çoğu sayfaya serpiştirilmiş üçgenimsi çiçek desenleri), bazıları açıklamaya muhtaç (ut ve dökülmüş kadeh), ve bazıları da komik (kandırılıp havada kalan atın olduğu kısma gelene kadar bekleyin) olan çizimlerle donatılmış.

5. Göze batmayan romantik havası var…

…ileriki Potter kitaplarındaki gibi açık açık hormonsal olaylar olmadan. Onun yerine kısa ömürlü, bazen aptalca genellikle tahmin edilemez insan kalbinin doğasını da kabul ederek aşkın daha nazik türlerinin imaları var –güzelliği göz önünde bulunduran ama dürüstlükle daha fazla ilgilenen türden-.

Daha da iyisi Muggle masallarında sıklıkla bulunan güçsüz, trajik kadın kahramanların aksine, Beedle hikâyeleri, beklenmedik bir şekilde -eski olduğundan- feminist. Cadılar, genel olarak, kaderlerini cesur bir şovalye ya da yakışıklı bir prens beklemeden ellerine alıyorlar, çok teşekkür ederiz.

6. Beedle her zaman için geçerli olacak ahlaki rehberlik sunuyor

Hikâyelerde iyi erdem ödüllendirilmiş kötülük ise cezalandırılmıştır. Güç, kandırmaca ve gözdağı verme karakterleri bir yere kadar götürür; gerçek kazananlar pratik zeka, çok çalışma, nezaket ve sağduyu sayesinde üstün gelir. Başkalarına yardım etmek tek başına asil bir davranış zaten. Kontrolsüz kıskançlık ve gösteriş her zaman zararlıdır. Her şey aşılmalıdır ama doğru dürüst hayat sürmek için şart olanlar da bu erdemlerdir.

7. Yaşınız ilerledikçe hikâyeler daha derin anlamlar kazandırıyor

Her bir hikâye sonrası yaşınız ilerlediğinde hikâyelere daha da kalite katan ve Albus Dumbledore tarafından yazılan kısa not koleksiyonlarına ayrılmış. Çok alakalı olan, safkan büyücü tarihinde görüldüğü üzere, önyargı ve hoşgörüsüzlük ile ilgili dersler her yaştaki kişiler için uygun ve sadece o zamana ait değil. Sansür bile edebi yaygaracı Beatrix Bloxam için aydınlatıcı bir referans olarak değinilmiş.

Dumbledore, meşhur Üç Büyücü Kardeşin Hikâyesi’nde Mürver Asa etrafında büyüyen geleneksel bilgiyi tartışırken, bize büyücü dünyasındaki batıl inançlar hakkında bile kısa bakışlar attırıyor.

Son olarak, hikayelerin en doruk noktası, merhum Hogwarts Müdürü, okuyuculara kırılganlığı ve zayıflığı; cazibe, gönül yarası ya da hepimizin paylaştığı kayıplar şeklinde hatırlatıyor.

Üstelik bu, çocuk olsanız da yetişkin olsanız da cadı ya da büyücü hatta Büyüceşura’nın Başbüyücüsü ve Uluslararası Büyücü Konfederasyonu’nun Başkan’ı olsanız bile geçerli.

Her ne kadar tüm hikâyeler birbirinden ayırt edilemez şekilde öğütleyici olsa da Üç Kardeşin Hikâyesi benim için her zaman bir başka olmuştur. Birbirinden farklı üç kardeşin tiplemeleri, her türlü hikâyeye oturtulabilir cinsten ve bu da aslında hikâyelerin karakterlerinin –büyücü ve cadı olsalar bile- aslında gerçek hayattan çok da uzak olmadığını gösteriyor.

Peki ya sizlerin minik arkadaşlarınıza okumaktan en çok keyif alacağınız Beedle hikâyesi hangisi?


“Üç Kardeşin Hikâyesi” Hayran Filmi İçin Tıklayın!

Dilara Uysal

1998 Aralık ayında doğdum. Ankara Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Kitapların yanı sıra en sevdiğim şey kendin yap projeleriyle uğraşmak. Kendimi bildim bileli de Harry Potter yaşamımın bir şekilde parçası oldu. Okuduğum bölüm, etrafımdaki arkadaşlarım... Hayatımın her yerinde izlerini taşıyor. Böyle bir topluluğun üyesi olmaktan da onur duyuyorum. Aynı zamanda gururlu bir Slytherin'im.