O, büyücü dünyasının bilgi abidesi ve hepimiz için de bir ilham kaynağı. Lütfen birisi bizi Albus Dumbledore‘a dönüştürebilir mi?
Tamam, gerçekçi olmak gerekirse bu olağanüstü adam gibi olamayız, ancak eski Hogwarts müdüründen hayata dair birkaç ipucu kaptık. Yani, en azından % 90 onun gibi olabiliriz. Tamam tamam en fazla!
Gelin Pottermore‘un “Dumbledore Gibi Olmak” listesine hep birlikte göz atalım.
Albus Dumbledore limon şerbetine olan sevgisinden başka bir şeyle daha biliniyorsa, bu onun sakin tavrıdır. Adamın neredeyse gözeneklerinden huzur sızıyordu. Tabi bu onun asla sinirlenmediği anlamına gelmiyor, hepimiz Dumbledore’un o hiddetini hatırlıyoruz – ama o zaman bile tamamen mantık çerçevesi içerisinde.
Az önce üzerinde gümüş aletin durduğu masayı yakaladı, onu da attı. Masa yerde parçalandı, bacakları farklı yönlerde yuvarlanarak gitti. “Umrunda,” dedi Dumbledore. Kılı kıpırdamamıştı, Harry’nin, odasını yerle bir etmesini durdurmak için en küçük bir harekette bulunmamıştı. Yüzünün ifadesi sakin, adeta kayıtsızdı.
– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Birisi ne zaman Dumbledore’un önünde öfkeye kapılsa, asla aynı şekilde tepki göstermezdi, bu sadece ateşe körükle gitmek olurdu ve kimseye bir faydası dokunmaz. Ve bu hepimizin benimsemesi gereken bir davranış. Anlaşmazlıkları öfkeye başvurmadan çözmenin birçok yolu vardır ve Dumbledore’un böyle bir durumu ortadan sakince kaldırma becerisi hepimiz için bir derstir.
Dumbledore hakkında en iyi şeylerden biri -ki bu uzun bir liste- onun oldukça kişisel olan geçmişi de dahil olmak üzere kendisine çok şey ifade eden konulardan samimi olarak konuşma isteği idi. Koşullar uygun olduğunda içinizi dökmek ferahlatıcı olabilir. Bu, yalancılığa yer olmadığının ve bunun bir duruma yaklaşmanın en olgun yol olduğu anlamına gelir.
“Gerçeği.” İç çekti Dumbledore. “Hem güzel, hem korkunç bir şeydir gerçek, çok özen ister. Yine de sorunu yanıtlarım, yanıtlamamak için geçerli bir nedenim olursa beni bağışlarsın. Tabii yalan söylemeyeceğim.”
– Harry Potter ve Felsefe Taşı
Ölüm herkesi değiştiriyor ve çok sayıda insan için bu sizi dibe doğru sürükleyen bir şey -ama Dumbledore için değil. Gençliğinde hem anne babasını hem de kız kardeşi Ariana’yı kaybetti. En başta yetim kalmış Ariana’ya bakmak zorunda kalmaktan ötürü depresyondaydı çünkü geleceğe dair planları vardı ki bun planlar o zamandan beri raydan çıkmış durumda. Sonrasında ise Ariana öldü ve bunun için kendini suçladı.
Albus’a yakın olan herkes -ve ben kendimi bu şanslı insanların arasından sayarım- Ariana‘nın ölümünün ve Albus‘un bundan kendisini sorumlu tutmasının (elbette suçsuz olduğu halde), onun üzerinde sonsuza kadar iz bıraktığını kabul eder. Eve döndüğümde çok daha yaşlı bir insanın acılarını yaşamış genç bir adam buldum. Albus önceden olduğundan daha ağzı sıkıydı ve çok daha az kaygısızdı.
– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Dumbledore’un genç yaşta atlattığı onca şeyi tecrübe ettikten sonra herkes ciddi şekilde kederli olurdu, ama bizim tanıdığımız adamda bu kırılmış, kederli Dumbledore neredeydi? Gözlerinin içi parlayan, öğrencilerine gerçekten çok kıymet veren ve hayata karşı imrenilecek bir tutumu olan eğlenceli bir müdürde mi?
Dumbledore, hayatın bize dayattığı şeyleri alıp olumlu bir şey haline getirdiğimizden emin olmamız gerektiğini öğretti. Bu tabii ki hayatın trajedilerini görmezden gelmeniz gerektiği anlamına gelmez, ancak Dumbledore bunların geleceğinizi yönlendirmemesinin önemini gösterdi.
Bu, Dumbledore’un ölmeden önce arkadaşlarına ve öğrencilerine ilettiği bir mesajdı. Bu, Harry’nin, müdürünün kaybı ne kadar zor olursa olsun göz önünde bulundurması gereken bir mesajdı.
Yani, bu çok barizdi zaten. Dumbledore, ekşi şekerlemelere duyduğu sevgi ile biliniyordu ve diğer tatlılarda da muazzam bir damak zevkine sahipti. Tüm zamanların en büyük büyücüsünün arsız bir tatlı düşkünü olması çok mükemmel.
‘Limon Şerbeti içer miydiniz?’ ‘Ne içer miydim?’ ‘Limon şerbeti. Muggle’ların bir çeşit tatlı içeceği. Hoşuma gidiyor.’
– Harry Potter ve Felsefe Taşı
Alçak gönüllülük Albus Dumbledore‘un damarlarında dolaşan şeydi. Zamanının en büyük büyücüsü olmasına rağmen, kesinlikle kibirin kafasını bulandırmasına izin vermedi ve başkalarına karşı asla küçümseyici olmadı. Kibrin yokluğu ilham vericidir ve ilham almaya değer bir özelliktir, çünkü olağanüstü bir büyücü ve çok iyi birçok şeyin yaratıcısı olan Dumbledore kibirde hiç de iyi değilse bir başkasının buna bahanesi ne olabilir?
“Ancak haklı olduğunuzu düşünüyorsunuz?” dedi Harry. “Doğal olarak öyle, ancak sana önceden de kanıtladığım gibi, diğer insanlar gibi hatalar yapabiliyorum. Aslında, -affet beni- diğer birçok insandan daha zeki olduğum düşünülürse, hatalarım da uygun şekilde daha büyük oluyor.”
– Harry Potter ve Melez Prens