Set sakinlerinin mide bulantıları yaşamasını sağlayan bir set ancak Alfonso Cuarón’un ellerinden çıkabilirdi…
Bağıran Baraka, Hogsmeade Köyü yakınlarındaki bir tepeye kurulan sıska, cılız ve sarsıntılı bir yapı. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’nda öğrendiklerimize göre Remus Lupin’in öğrenciliği döneminde kurtadama dönüştüğü zamanlar onun barınması için yapılmıştır.
Stuart Craig bu ikonik yapının kendine has bir karaktere sahip olması gerektiğinin farkındaydı. “Adeta rüzgar tarafından dövülürcesine sürekli gıcırdaması ve hareket etmesi gerekiyordu.” diyor Craig. Seti oluştururken Özel Efekt Uzmanları John Richardson ve Steve Hamilton’ın yardımlarından faydalanmış. Önce binanın hareketlerini ayarlayabilmek için minyatür bir model oluşturmuşlar. Daha sonra bir yapı içinde başka bir yapı ile bir hidrolik sistem üzerine gerçek boyutlu olanı yaratılmış. “Hidroliklerle oraya buraya sallanan devasa bir çelik çerçeveye sahipti,” diye söze devam ediyor Craig, “daha sonra çerçeveye tutturmak için seti oluşturduk.” Salınımın fazla oluşu yüzünden duvarlar bile sınır olamıyordu. “Kapı ileri geri sallanıyordu, kepenkler ileri geri sallanıyordu, duvar kağıtları sanki kanat çırpıyordu…tüm oda adeta hareket ediyordu.”
Yönetmen Alfonso Cuarón buna ek olarak şöyle devam ediyor:
“Her şeyin sallanması ve sarsılması fikri Stuart’a aitti. Bütün yapının ileri geri eğilmesine, duvarların sallanmasına ve sürekli gıcırdamasına olanak tanıyan kocaman bir set kuruldu. Bazı insanlar sırf duvarların bu hareketleri yüzünden mide bulantısı sıkıntısı yaşadı!”
Craig’in Remus Lupin’den de etkilendiğini söylemek gerek.
“Bağıran Baraka’nın yapımı aşaması aslında Lupin’in kurtadama dönüşürken yaşadığı berbat deneyimin bir yansıması olmalıydı.”
Hogwarts’taki mobilyalardan farklı olarak döşendiğini düşündüğü büyük ölçüde mahvolmuş oda, Lupin’in çektiği azapları yansıtıyordu.
“Bir zamanlar nispeten şaşaalı sayılabilecek, şimdiyse tamamen paramparça ve harap halde bir yatağı var. Bana göre bu oda, bu berbat değişimlerin, bu korkunç acıların ve Lupin’in bu yere gösterdiği şiddet ve zararın bir yansıması olması için tasarlandı.”
Craig ve ekibinin meşakatli çalışmaları detaylı dizayn ve karmaşık yapı ile baş etti ve bu da Baraka’nın o içli yankılarına katkıda bulundu.
Baraka ayrıca yönetmen ve oyunculara da birçok sıkıntı yarattı. Bunu Alfonso Cuarón şöyle açıklıyor.
“Her şeyin tozlu olması gerekiyordu. Yani ilk çekimde her şey tozlu, çekimi yaptık. İkinci çekime geçince yine her yeri tozlu hale getirmek gerek çünkü herkesin ayak izleri oluştu. Çekimler birbirini böyle kovaladı.”
Daniel Radcliffe (Harry Potter) da set için şöyle diyor:
“Gıcırtılar o kadar yüksek sesliydi ki bazen birbirimizin ne dediğini bile duyamıyorduk.”
Craig, her ne kadar seyirci göremeyecek olsa da, Baraka’nın ruhunu anlama aşamalarını hissettireceklerinin gururunu yaşıyor.
“Eğer yakından bakarsanız, özel efektle oluşturulan çelik çerçevenin içindeki tahta çerçeveyi görebilirsiniz. İçte yer alan tahtalar gibi dış tahtalar da var. En son işte bu bütün yapı halı gibi ipek bir dokuyla kaplanıyor.”
Sürekli gelişen teknolojinin, detaylara dikkat etmenin önemini ortaya koyduğunu söylüyor.
“Bence hangi dönemde film yaparsanız yapın, az buçuk gördüğünüz ya da anladığınız şeylerin hep bir rolü var. Ama artık bu DVD döneminde, izleyiciler her an durdurup bir kareyi analiz edebiliyorlar ve böylece bence hiçbir detay gözlerden kayıp gitmiyor.”