Harry, Voldemort’un içindeki bir parçasını ona hatırlattığı için Çatalağız olmaktan pek memnun olmamasına rağmen aslında düşündüğünüzden çok daha fazla Çatalağız bulunmakta. İşte karşınızda yılanların diliyle ilgili bilinmeyen şeyler!
Çatadil bilmek İspanyolca öğrenmekle pek de aynı şey değil. İlk olarak, bu dili doğuştan bildiğin için aslında onu öğrenmezsin. Bu dil, Harry’ye de defalarca söylendiği gibi, oldukça enderdir. Ender olarak bulunmayan tek yer Salazar Slytherin’in soyudur, yani genellikle kalıtsaldır.
“Ee?” dedi Harry. “Bahse varım buradaki bir sürü insan bunu yapabiliyordur.” “Ah hayır, yapamazlar.” dedi Ron. “Bu pek yaygın bir yetenek değildir. Harry, bu kötü bir şey.”
Harry Potter ve Sırlar Odası
Slytherin’le olan ilişkisi sağ olsun, kimse Çataldili’in çok büyük bir hayranı değil. Harry Potter ve Sırlar Odası’nda, Harry’nin şöhreti bu yeteneğinin Hogwarts’ta bilinir hale gelmesinden sonra epey lekelenmişti -öyle ki Oda’yı açanın Harry olduğu düşünülüyordu.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Rita Skeeter (başka kim olabilirdi ki?) tüm dünyaya Harry’nin bir Çatalağız olduğunu ilan etmişti ve bu, zamanın Sihir Bakanı Cornelius Fudge’ın Voldemort’un geri dönüşünden sonra Harry’ye olan güveninin daha da azalmasına sebep olmuştu. Harry’nin bu dili ilk kullandığında Ron’un müthiş bir şekilde özetlediği gibi, kulağa “zehirli” geliyor.
Harry, Ölüm Yadigarları’nda Ron ve Hermione’nin Sırlar Odası’na girmeyi başardıklarını öğrenince bayağı şaşırmıştı. Neden? Çünkü Oda’yı açabilmek için Çataldili konuşabilmek gerekiyor.
Ancak Ron’un da kanıtladığı gibi, bazen çok güçlü bir taklit yılanların anlaması için yeterli olabiliyor, bu aynı tatile gittiğinizde sözlüğünüzden anlaşılmaz cümleleri Fransız aksanıyla bağırarak söylemeniz gibi.
En azından Harry’nin durumunda, Harry yalnızca bir yılanla yüz yüze geldiğinde Çataldili konuşabiliyordu ya da en en azından bir yılan görüntüsü olduğunda. Harry her zaman bu dili anlayabiliyordu ancak etrafında yılan olmadığı zaman bu büyük bir karmaşaya sebep oluyordu. Ölüm Yadigarları’nda Nagini’nin cesedini vücudu olarak kullandığı zavallı Bathilda Bagshot gibi. Tüyler ürpertici.
Voldemort’un ailesi, Gauntlar, hakkında bilgi edinmek için Düşünseli’nde yapılan yolculuk esnasında Harry, aile üyelerinin birbiriyle Çataldili konuştuklarına şahit olmuştu. Harry’nin gördüğü üzere, Voldemort’un dayısı Morfin Gaunt, Çataldili’ni İngilizceye tercih ediyormuş gibiydi. Gauntlar’ın safkan soylarına olan düşkünlüklerini göz önüne alınca başkalarını mümkün olduğunca izole etmek için kendi dillerini konuşmaları mantıklı geliyor.
“Tıs tıs yılancık,
Yerde kayar gider,
İyi davran Morfin’e,
Yoksa seni kapıya çiviler.”Harry Potter ve Melez Prens
J.K. Rowling’inde belirttiği gibi konuşamamasına rağmen Albus Dumbledore Çataldili’nde de uzmanlaşmıştı. Albus’un bu dili neden öğrendiğinden pek emin değiliz, belki de Hogwarts’ın müdürü olarak Voldmeort’u daha iyi anlayabilmek istemiştir.
Harry Çataldili’nin ne demek olduğunu bilmeden önce -hatta sihrin ne olduğunu bilmeden önce- hayvanat bahçesine Dursleyler’le yaptığı bir gezide bir boa yılanıyla sohbet etmişti. İçiniz rahat olsun ki Harry bu geziye kazara davet edilmişti.
Brezilya’yla ilgili havadan sudan kısaca konuştuktan sonra Harry, yanlışlıkla yaptığı büyü sonucu yılanı cam kafesinden serbest bırakmıştı. “Sssağol, dossstum.” deyip sürünerek ilerlemişti yılan; Nagini ve Basilisk’ten çok daha kibar olduğu belli.
Harry’nin kazara yapılan bir Hortkuluk olması onu pek çok şekilde Voldemort’a bağlıyordu, aynı Voldemort’un yılanlara bağlı olması gibi. Harry yalnızca bu dili konuşmakla kalmıyor, aynı zamanda Voldemort’un bir diğer Hortkuluk’u Nagini’nin gözlerinden görebiliyordu. Harry’nin içinde yaşayan Voldemort’un bir parçasını yok edince, onun ölümüne ek olarak artık Çatalağız olmadığını keşfetmişti.