Pottermore’un Gizli Kahramanlar köşesinde yeni konuğumuz Mrs. Arabella Doreen Figg. Adını ilk kez Felsefe Taşı’nda duymuş olsak ve bizim için huysuz ve sıkıcı ihtiyar bir komşudan öteye gitmese de kendisini Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Kofti kimliğiyle tanıdığımızda kalbimizde öncekinden çok daha farklı bir yere oturduğu kesin. Gelin bu çekilmezlik konusunda hademe Filch’e tamı tamına zıt olan kadına etraflı bir bakış atalım.
Sihir konusunda her ne eksikliği varsa, Mrs. Figg o eksikliği cesaretiyle tamamladı. Harry’nin çocukluk ve yeniyetmelik dönemlerinde, Arabella Figg Harry için ona yalnızca yılda bir ya da daha fazla kez bakıcılık eden kedi manyağı yaşlı kadının tekiydi. Bu durum Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Harry’nin (ve tabii bizim de) Mrs. Figg’in yalnızca bir komşu figüründen ibaret olmadığını anladığımız ana kadar devam etti. Birdenbire Harry’nin en azılı koruyucusu ve Dumbledore’un en güvenilir sırdaşlarından birine dönüştü. Öyle ki o olmasa Harry’nin hayatının 1995 yazından sonra çok daha berbat hale gelebileceğini söyleyecek kadar ileri gidebiliriz. İşte Figg’le ilgili her şeye dair takdirlerimizi sunduğumuz ve Harry’yi bir tüy yumağı sayesinde nasıl kurtardığını anlattığımız yazımız.
Kofti’ler, yani büyücülük ve büyü-dışılık arasında sıkışıp kalmış olanlar, genellikle ikinci sınıf vatandaş olarak tanımlanır ve içlerinde büyü barındırmadıkları için en ağır önyargılarla yüz yüze gelirler. Bu durumda büyücü topluluğuna karşı garez beslemek ve büyücü toplumuna karşı çekilmez olup onlara kötü davranmak da bir derece normal olsa gerek. (Bakınız: Argus Filch)
Ancak Kofti’lerin tüm karalamalara, tarih boyunca sınırlanmış haklara maruz kalmalarına ve büyüdeki yeteneksizliklerine karşın Arabella Figg iyi bir insan olmaya ve kendini büyücüler dünyasında konumlandırmaya karar vermişti, öyle ki “Sağ Kalan Çocuk”u koruma görevi gibi pek tehlikeli bir işi bile üstlenmişti. “Kusuruna” karşı farkındalığı ve başkaldırısı, Harry’nin disiplin duruşmasındaki şahitliğinde onu çepeçevre sarmıştı. Bir miktar gergin olsa bile (eh, tüm Büyüceşura karşısındayken kim olmazdı ki?) Sihir Bakanlığı’nın kayıtlarında olmaması konusundaki öfkesini dile getirebildi, Ruh Emici’leri gerçekten gördüğü ifadesinin arkasında durdu ve Harry hakkındaki suçlamaların düşmesi için şahitlik yapan tek kişiydi. Onsuz (ve Dumbledore’un keskin zekası olmadan, tabii) Harry Hogwarts’a geri dönemeyebilir yahut asasına hala sahip olmayabilirdi- ve böyle bir durumda Voldemort’un dönüşünün nasıl olacağını kimse tahmin edemez.
“Ben bir Kofti’yim,” dedi Mrs. Figg. “Yani zaten benim kaydım tutulmazdı, değil mi?”
“Bir Kofti, ha?” dedi Fudge, ona kuşkuyla bakarak. “Bunu kontrol edeceğiz bakalım. Asistanım Weasley’ye ebeveyninizle ilgili bilgileri bırakın. Aklıma gelmişken, Kofti’ler Ruh Emici’leri görebiliyorlar mı?” diye ekledi, sıranın sağına soluna bakarak.
“Evet, görebiliyoruz!” dedi Mrs. Figg kızgın bir sesle.
– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Arabella Figg’in cesareti Harry’nin en karanlık anlarında bir güneş gibi parlamıştı. Harry bir süredir kendini büyücü toplumundan dışlanmış hissediyordu ve Mrs. Figg karanlık geçitte elinde alışveriş poşetinden başka onu koruyacak hiçbir şey olmaksızın belirene kadar da iki Ruh Emici’yle tek başına mücadele etmek zorunda kalmıştı.
Zeki komşu kadın, kedisi Mr. Tibbles’ı bir arabanın altına konumlandırmakla ileri görüşlülük etmişti zira bunun sayesinde bir şeylerin ters gittiğini anladığında Harry’yi eliyle koymuş gibi bulabilmişti. Mundungus Fletcher’ın yokluğunda Mrs. Figg, Dumbledore’a Harry’ye göz kulak olmakla ilgili verdiği sözü tuttu ve buna ek olarak Dursley’lerin ön kapısına gelene kadar da Harry ve Dudley’ye eşlik etti, hani eğer etrafta başka Ruh Emici’ler varsa diye. “Bir çay poşetini bile dönüştürmekten aciz olduğundan” bahsetmiş miydik? İşte size babayiğitlik.
Büyücülük dünyasının şimdiye kadar gördüğü en iyi gizlenme operasyonlarından birine, becerikli Arabella Figg’in gizli kimliğini yıllar boyunca Harry’den saklayabilmesini örnek gösterebiliriz.
Kofti’ler bir Muggle gibi yaşamaya eğilimli olsalar dahi, Mrs. Figg bunun ötesine gitti ve girişken tarafını baz alarak kendisinden beklenenden tamamen farklı bir kişilik inşa etti. Bu Little Whinging sakini, Harry’ye berbat davranmadaki dozu öyle iyi ayarladı ki bu sayede Dursley’ler ona göz kulak olmasına izin verdiler. Buram buram lahana kokan bir evde Harry’ye “lezzetli bir şey ancak bu kadar iğrenç hale getirilebilirdi” dedirtecek şeyler yedirmek (Yedi yıldır saklandığı düşünülen çikolatalı pasta gibi) yahut kedilerinin sonu gelmez fotoğraflarını gösterip durmak (ki bu bizce kulağa o kadar da kötü gelmiyor ama işte, kişiden kişiye değişir) sonradan bakıldığında dahiyane hamlelerdi.
“Dumbledore’un emri. Sana göz kulak olacaktım ama hiçbir şey anlatmayacaktım, çok küçüktün çünkü. Seni canından bezdirdiğim için özür dilerim, Harry, ama Dursley’ler bende keyif çattığını düşünseler, hayatta izin vermezlerdi gelmene. Kolay değildi yani…”
– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Akla şu geliyor, Mrs. Figg Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda kedisinin peşinden koşarken bacağını gerçekten de kırmış mıydı?
Arabella Figg hakkında çok şey bilmesek dahi Albus Dumbledore’a olan inanç ve saygısı tüm sesleri kesmeye yeter. Ruh Emici olayının hemen ardından olanları Dumbledore’a bildirmeyi düşündü ve Harry’yi güvenli bir şekilde Dursley’lere teslim ettikten sonra talimatları beklemek için doğruca evine gitti. Açıkça görülüyor ki onun sadakati Bakanlık’a değil, Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın lideri ve ölümünün ardından yasını tuttuğu kişiyeydi.
Mrs. Figg’in Dumbledore ve Yoldaşlık’la ortak bir geçmişi olduğuna dair ipuçları mevcut. Örnek olarak Harry Potter ve Ateş Kadehi’nin, yani Voldemort’un dönüşünün sonunda Dumbledore Sirius’a “eski tayfayı” ayaklandırmasını söylemişti ve burada Arabella Figg’in ismi de özellikle geçmişti. Dumbledore ona güvendi- öyle ki onu Harry’ye göz kulak olmakla görevlendirdi– ve onu güçsüz bir Kofti’den ziyade mühim bir müttefik olarak gördü. Kim Figgy’yi partisine davet etmek istemezdi ki? Harika bir yol arkadaşına benziyor.
Alışveriş çantasını nihayet kayda değer bir amaç için kullandığında anlamıştık ki Arabella Figg ters düşmek istemeyeceğimiz türden biriydi. İtiraf etmeliyiz ki bu andan itibaren dolaylı olarak onunla yaşayabilirdik. Özellikle de Fletcher’ın daha sonra yapacağı, ciddi sonuçlar doğuracak vicdansız hareketlerinden sonra.
Sonuç olarak kadın işini ciddiye alıyordu, her ne kadar saç filesi takıyor ve ekose terlikler giyiyor olsa bile. Siz ne dersiniz? O gerçek bir ‘gizli kahraman’ değil miydi?