Kategoriler: Pottermore

Harry Potter Filmlerinin Postacı Baykuşları Sinemaya Nasıl Aktarıldı?

Harry Potter serisinin orijinal dokunuşlarından biri olan posta baykuşları, Hedwig örneğinde olduğu gibi kimi zaman kurguda oldukça önemli bir yerlere sahip oldular. Serinin filmlerinde de en büyülü anlarda karşımıza çıkan bu sevimli ve tüylü dostlarımızın beyaz perdeye aktarılma sürecine gelin hep birlikte göz atalım!

Çok kullanışlı olmalarıyla birlikte, postacı baykuşlar bir büyücü veya cadının en sadık yol arkadaşları da olabilirler.

Hogwarts’ta Baykuş Postası öğrencilere evlerinden mektupların ve paketlerin, gazetelerin ve diğer gereken tüm eşyaların ulaşmasını sağlar. Mesela, Harry Potter ve Felsefe Taşı‘nda Neville Longbottom‘a büyük annesinden bir Hatırlatıcı geliyordu. Ron Weasley‘e, Harry Potter ve Sırlar Odası‘nda bir Çığırtkan gönderiliyordu. Filmler boyunca Hermione Granger gazete aboneliği ile gazetelerini baykuşlar yoluyla teslim alabiliyordu.

Filmlerin büyük kısmında görülen baykuşlar en küçük cinsten en büyüğüne, 100 gr’ından (Sunda baykuşu) 150 gr’ına (Bayağı puhu baykuşu) doğru sınıflandırılmıştır. Hepsinin kendine özel eğitmeni olmak üzere toplam 16 baykuş, Baykuş Postası‘nın gerektirdiği davranışları gösterebilmeleri için eğitildi. Filmde yer alan çeşitli türler arasında Laponya peçeli baykuşu, Bayağı peçeli baykuş, Kar baykuşu ve Alaca baykuş mevcuttu ve bu farklı türler kendi yaşam alanlarından avantaj sağlayabilmek için farklı kanat yapılarına sahiplerdi. Büyük baykuşlar süzülmekte büyük daha başarılıydılar ve küçük baykuşlar da daha iyi sıçrıyorlardı.

Gerçek hayattaki baykuşlar pençelerinde paketleri veya mektupları taşımıyorlardı. Dekorlar hafif, plastik bir aparata bağlanıp kuşun vücuduna yerleştiriliyordu. Aparat üstünde görünmez, uzun bir kabloya tutturulmuş ve bir eğitmen tarafından kontrol edilen bir salım mekanizması bulunuyordu. Kuş hedefine doğru uçarken, eşyayı düşürmesi gereken noktaya geldiğinde eğitmen mekanizmayı çalıştırırdı ve sevkıyat tamamlanırdı. Büyük baykuşlar, küçük olanların hareketini engelleyebileceği için, birçok canlı baykuşla çekilen sahneler sadece bir veya birkaçıyla çekilip daha sonra oluşturulan görüntüler birleştirilirdi.

Her ne kadar baykuşları gecenin yaratıkları olarak bilsek de aslında günün her saatinde avlanabilirler ve bu sayede gündüzleri de çalışmaya adapte olabilirler. Harry Potter serisi için eğitilmiş olan baykuşlar gündüz saatlerinde çalışmaya alıştırılmış olsalar da zaman zaman kestirebiliyorlardı. Birkaçı dışında, Privet Drive sahnelerinde kullanılanlar sahteydi. Bu kuşlar ya modeldi ya da bilgisayar yapımıydı.

Hogwarts Ekspresi sahnelerinde kullanılan kafeslerin çoğu –Hedwig‘in bulunduğu da dahil- sahteydi. Trene bindirilip indirilen tüm canlı baykuşların kafesleri sürgülü olurdu. Ne zaman canlılardan biri kullanılsa -uçtuğunda bile- üzerine hafif, görünmez bir emniyet şeridi bağlanırdı. Ateş Kadehi‘nde Baykuşhane sahnesinde 60 canlı baykuş kullanıldı, ve sahte baykuşlar gerektirdi, bazıları mekanikti. Canlı olanların çoğu barınaklardan ödünç alındı.

 

“Yaşlı bilge baykuş” herkesçe bilinen bir efsane ama baykuşlar aslında en hızlı öğrenen canlılardan değildir. Neyse ki herhangi bir davranışı bir kereliğine öğrendiklerinde, bu belleklerinde yer edinir. Bundan dolayı her film için kuşları eski hızlarına kazandırmak zor olmadı. Kuşlar eğitimleri sırasında kullanılan ıslık sesine ya başlarını çevirmeyle ya da A noktasından B’ye uçmayla cevap verirlerdi ve sonunda ikramla ödüllendiriliyorlardı.

Arka plan kullanımlarında veya çoğunluk olarak görünmeleri gereken bir durumda, bazı baykuşlar eğitmenleri tarafından rüzgar makinesine karşı tutulurdu ve yeşil ekran önünde uçmaları sağlanırdı. Eğitmen görüntüden kaldırılırdı ve çekilen baykuşun bilgisayar yardımıyla istenilen yöne doğru uçulması ve uzun çekimler için istenilen yükseklik ve uzunlukta görüntüsünün oluşması sağlanabilirdi.

İşte Harry Potter dünyasının postacı baykuşları sinemaya böyle aktarıldı. Siz ne dersiniz, harika değil mi? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Nükhet Kadiroğlu

1995 yılının Eylül ayında Tekirdağ'da doğdum. Marmara Üniversitesi Eczacılık ikinci sınıf öğrencisiyim. Harry Potter ve müzikaller ilgi alanlarımın en başında geliyor. Harry ile tanıştığımdan beri onu ve dünyasını bırakamadım. Bundan sonra da bırakmaya pek niyetim yok.