Hogwarts kadar ikonik bir mekanı büyük bir sinema filmi için görselleştirmek kolay bir iş değil – bunun için araştırma, hayal gücü ve bazen de birazcık hile gerekir.
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu gerçek dünyaya aktarılmak zorundaydı. Yapım tasarımcısı Stuart Craig anlatıyor:
“İlk başta alınan karar okulun garip, masaldan çıkma bir kale gibi değil de ağır, dayanıklı ve gerçek bir görünüme bürünmesini sağlamaktı. Burada parasız resmi bir İngiliz okulundan bahsediyoruz, o yüzden elimizden geldiğince ona benzeyen bir şeyler yaptık.”
Ve böylece Craig ilk olarak İngiltere’deki en büyük iki üniversiteye baktı: Oxford ve Cambridge. Fakat Avrupa’nın devasa katedrallerine de gittik. Hogwarts’ın Ortaçağ’da gotik bir tarzda olmasını istedik. Yani sağlam ve dinamik bir havada olmalıydı, o yüzden her yerden biraz biraz bir şeyler kattık – üniversitelerin ve katedrallerin en iyi noktalarından seçip hepsini bir araya getirdik.
Dayanıklı görünmesi, o havayı vermesi için tasarlanmışsa da Hogwarts sekiz film boyunca hikâyenin gerektirdiği unsurları sağlayarak değişiklik geçirmiştir.
“Bu işe başladığımızda ilerlemenin tek yolu yedi kitabı adamakıllı okumaktı. Kanımca bu değişikliklerin ve eklemelerin bazıları filmlere farklı bir boyut kazandırdı. Bir şeylerin yerini değiştirdik, onları genişlettik, geliştirdik ya da tamamen ortadan kaldırdık.”
Peki ya sizler bu görkemli şatonun ekrana gerektiği şekilde yansıtıldığına katılıyor musunuz? Özellikle Harry Potter’ın o ilk okula kayıkla gidişinde gördüğü sahne çoğumuzun aklındadIR. Neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!