J.K. Rowling‘in Pottermore‘da yayınladığı bu kısa ama değerli yazıda, yarattığı eşsiz Potter diyarının bu kadar derin olmasının sırrını öğreniyoruz! Gelin, en kenarda kalmış karakterin bile sayfalarca hikâyesini karalayan Rowling’in bunu yapmasının ardındaki nedenleri, kendisinden dinleyelim!
Bu ölülerin hikâyesiyle hiçbir bağlantısı olmayan kişisel bir ifadedir.
Harry Potter kitaplarını (Çağlar Boyu Quidditch, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? ve Ozan Beedle’ın Hikayeleri hariç) planlayıp yazdığım on yedi sene boyunca o güne dek kitaplarda hiç bahsedilmemiş bir büyülü dünya hakkında geniş kapsamlı bir bilgi yığını oluşturdum. Bu şeyleri biliyor olmayı seviyordum (ki bu dışarı aktarmak için kendime engel olamadığım hayal gücüm göz önünde bulundurulunca bir şanstı) ve genelde yarattığım bu zemin sayesinde herhangi bir detaya ihtiyacım olduğunda hepsi çoktan elimin altında hazır bulunuyordu.
Ayrıca kendimi gerekli şeyler için gereksiz olan ikincil (hatta üçüncül) karakterler için hikâye geliştirirken buldum. Daha büyük bir hikâye için feda edilmek zorunda kalan çok daha önemli karakterlerin hikâyeleri daha fazla yürek burkuyordu. Manen ‘hayalet hikâyeler’ olarak adlandırdığım tüm bunlar, bazen bana son çekimler kadar gerçek görünen söylenmemiş tüm hikâyeler için özel ifademdir. Zaman zaman okuyucular ile söyleşiler yapıyorum ve hayalet hikâyelerin bir kısmından bahsediyorum; bir an için kendilerine acaba bir yerde yanlışlıkla yirmi sayfa falan atlayıp atlamadıklarını sorarlarken yüzlerinde dehşetli bakışlar oluşuyor. Bu şekilde istemeden de olsa hazırlıksız yakaladığım herkesten özür diliyorum; asıl problem tüm bunların gerçek anlamda benim kafamda olması.