King Cross İstasyonu‘ndaki o gizli peronun var olma ihtimalinin tüm Potter hayranlarının hayalini süslediği bir gerçek. Gelin o büyülü istasyona, J.K. Rowling‘in kaleminden bir daha göz atalım!
Ottaline Gambol Hogwarts öğrencilerine yeni ulaşım şekli olarak hizmet etmesi için bir Muggle trenine el koyduğunda, büyülü köy Hogsmeade’e de küçük bir istasyon inşa etmişti: Tren için gerekli bir ilaveydi bu. Fakat Sihir Bakanlığı’na göre, Londra’nın merkezine ek bir büyülü istasyon inşa etmek, Mugglelar’ın her şey gözlerinin önünde gerçekleşirken bile büyüyü fark etmemedeki adı çıkmış inatlarını kıracak cinsten bir hareket olurdu.
(Muggle’lar tarafından) o zamanlar yeni inşa edilmiş King’s Cross istasyonuna sadece cadı ve büyücülerin girebileceği gizli bir peron ekleme fikri, 1849-1855 yılları arasında Sihir Bakanı olan Evangeline Orpington’dan geldi. Genel olarak bu fikir işe yaradı, sonraki birkaç yıl içinde parlak istasyon zeminine ısıran büyü kitaplarıyla dolu bavulları veya semender dalaklarını düşüren ya da sağlam duvardan hayli gürültülü bir şekilde kaybolan cadı veya büyücülerin çıkardığı küçük sorunları saymazsak tabii. Genellikle her bir Hogwarts dönemimin başında ve sonunda sade giyimli birkaç Sihir Bakanlığı çalışanı böyle şeylere tanık olan Muggle hafızalarının değiştirmek için hazırda beklemektedir.
Londra’nın ana tren istasyonlarından biri olan King’s Cross benim için oldukça hususi bir öneme sahip, çünkü annem ve babam King’s Cross istasyonundan kalkıp İskoçya’ya giden bir trende tanışmışlar. Hem bu sebepten ve bu çağrışımcı ve sembolik adı yüzünden hem de Caledonia’ya gidecekseniz bulunmanız gereken doğru istasyon burası olduğu için Harry’i Hogwarts’a götürecek portalın veya ulaşım aracının yeri hakkında en ufak bir tereddüde düşmedim.
King’s Cross istasyonunun Boudica’nın (Boudica Romalılara karşı isyan başlatan eski bir İngiliz kraliçesiydi) son savaş alanına ya da onun mezarının bulunduğu yere inşa edildiği söyleniyor (Kuşkulu bir şekilde belirsizlik içerdiğinden, bu hikâyenin nereden geldiğini söyleyemem). Efsaneye göre mezarı, sekizinci ve onuncu peronlar arasında bir bölgedeymiş. Büyülü perona numara verdiğimde bunu bilmiyordum. King’s Cross adını Kral IV. George’un bugün yıkık olan heykelinden almıştır.
Artık King’s Cross’ta bir duvara yarı saplanmış gerçek bir el arabası var ve ne zaman oradan geçsem mağrur bir gülümseme oluşur yüzümde.
Yorumlara bak
Son satır çok anlamlı.
Keşke biz de geçebilsek