Yıllar boyunca Muggle‘lar ve büyücüler arasındaki ilişkiler hep değişken oldu. Büyücülük dünyasında hele bir de işin içine aşk karışınca, Muggle’ları asla kabul etmeyecek olan büyücü aileleri yüzünden her şey daha da karmaşıklaşabiliyor. Buna rağmen, aşk her zaman bir yolunu bulur. Ve aşağıda sizler için sıraladığımız bu çiftlerin kanıtladığı gibi, o aşklar çok güçlü olabilir!
Kötü bir ayrılık yaşadığını mı düşünüyorsun? Düşün ki sırf sen tekrar aşık olamayasın diye bir kanun çıkartıyorlar. Dorcus Twelvetrees ve Bartholomew Barebone çifti o kadar katastrofiklerdi ki, No-Maj (Amerikan büyü dünyasındaki Muggle’lar) ve büyücülerin evlenmesini oldukça uzun bir süre için yasaklayan bir kanun çıkartıldı.
Severus Snape’in anne ve babasıyla ilgili çok bilgiye sahip değiliz ama bildiğimiz küçük kısımlar karanlık ve üzücü bir hikaye anlatıyor. Kendine “Melez Prens” diyen bir adam Muggle kanıyla gurur duyuyor olabilir ama anne ve babasıyla gurur duyup duymadığı tartışılır.
Ölüm Yadigarları’nda Harry, Snape’in çocukluğu ve annesi Lily’le arkadaş olduğunu keşfediyor. Ayrıca Snape’in çocukluğunun kötü bir Muggle mahallesinde ve acı içinde geçtiğini, anne babasının (biri Muggle biri değil) sürekli kavga ettiklerini öğreniyor.
Genç Lily, Snape’e babası Muggle Tobias’ın sihiri sevip sevmediğini sorduğunda, Snape’in cevabı oldukça şey söylüyor:
“O hiçbir şeyi sevmez.”
Remus Lupin’in ebeveynleri Muggle/Büyücü aşklarının yürüyebileceğini ama bazen işleri karmaşıklaştırabileceğinin göstergeleri. Lyall Lupin ve Hope Howell, Lyall Hope’u bir Böcürt’ten kurtardığında tanıştılar, ne kadar “Lupin” bir hareket!
Oldukça mutlu evlilikleri için muhteşem bir başlangıç oldu bu ve sonrasında bir oğulları oldu: Remus.
Lyall Sihir Bakanlığı’nda çalışırken Fenrir Greyback’le uğraşmış ve onu kovalamıştı. Greyback intikam almak için Remus’u ısırıp onu kurtadama çevirdi ve dışlanmış bir hayata sürükledi.
Çift oğullarının kondisyonuyla ilgili önyargıları bildiklerinden Remus’u evde eğittiler ve zor soruları cevaplamak zorunda kalmamak için sürekli taşındılar. Remus eninde sonunda Hogwarts’a gitti ve orada gelecekteki en yakın arkadaşlarıyla tanıştı.
Dean Thomas, Harry ve Ron’un yakın arkadaşı ve Ginny’nin eski erkek arkadaşı ama Dean Thomas’ın kendisinin bile bilmediği karanlık bir geçmişi var.
Dean annesi Bayan Thomas ve ikinci kocası tarafından, üvey kardeşleriyle birlikte bir Muggle olarak yetiştirildi. Ama Bayan Thomas’ın ilk kocasının hikayesi oldukça üzücü.
Sırlar Odası’nın ilk taslaklarında ve yönetmen ’a verilen notlarda, J.K. Rowling Dean’in ve annesinin Bay Thomas’ın kendilerini terk ettiğini düşündüklerini açıkladı, ama gerçek bu değildi. Bay Thomas ailesine hiçbir zaman büyücü olduğunu söylemedi ve Voldemort’a katılmayı reddedince Ölüm Yiyenler tarafından öldürüldü. Annesi ve Dean’in Bay Thomas’ın sadece büyücü değil, aynı zamanda bir kahraman olduğundan haberleri yoktu.
Merope Gaunt ve Tom Riddle’ın arasındaki ilişki bizlere aşk ve sihrin acıları ve problemleriyle ilgili çarpıcı bir ders veriyor.
Fakirlik ve şiddet dolu bir aileye doğan Merope Gaunt’un ailesi safkan olmakla o kadar takıntılıydılar ki kanları kirlenmesin diye yakın akrabalarıyla evlenirlerdi. Sürekli kendisine yapılan acımasızlıklardan dolayı Merope doğru düzgün büyü bile yapamıyordu ve mahallesinde yaşayan yakışıklı Muggle Tom Riddle’a aşık oldu.
Abisi ve babasının tepkileri oldukça ağırdı ama sonradan ikisi de hapse atıldı. Korkunç hayatından sonunda çıkmayı başaran Merope, sihirlerini kullanabilmeye başladı ama ne yazık ki yanlış yerde kullanıp Tom Riddle’ı kendisine sihirle aşık etti.
Çiftin “aşkı” bütün köyü şok etti, ikisi Merope’ın bitmeyen ama yine de mutlu inkarı ve zavallı Tom üzerindeki büyüleriyle, klostrofobik bir hayat yaşıyorlardı. Sonunda Merope hamile kaldı ve Tom Riddle’ın kendisine doğal yollardan aşık olacağını düşünerek üzerindeki büyüyü kaldırdı.
Tom Riddle anında korkup kaçtı ve Merope’u çaresizliğiyle baş başa bıraktı. Merope oğlu Tom Riddle’ın doğumundan kısa bir süre sonra öldü ve oğlunun zorlama şartlar altında doğmasından dolayı, tarihteki en karanlık büyücülerden biri oldu. Daha da kötüsü? Merope’un ölmeden önceki son isteği, oğlunun büyüyünce aynen kendisine asla aşık olmayan adam gibi görünmesiydi.