Kategoriler: Pottermore

Ölüm Yadigarları’nın Tasarımlarına Yakından Bakalım!

Sihir tarihinin en önemli –ve biri de genellikle görünmez olan- üç objesini  hayata taşırken destek ekip kesinlikle ellerinden gelenin en iyisi yaptı. Hadi o tasarımlara daha yakından bakalım!

Ölüm Yadigarları’nı ilk kez Felsefe Taşı’nda Dumbledore Harry’ye Görünmezlik Pelerini’ni verdiğinde gördük. Pelerinin pek çok versiyonu, kadife kumaş üzerine gezensel ve simyasal sembollerin kabartmaları yapılarak yaratıldı.

Bu versiyonlardan biri yeşil ekran malzemesiyle kaplandı. Harry’nin kaybolması gereken sahnelerde Daniel Radcliffe, Pelerin’in yeşil-ekranlı kısmını ters çevirip üzerine geçirdi ve özel efektler sayesinde vücudunun arka planla karışmasını sağladı.

Dumbledore’un eline –ve en sonunda da hayatına- mal olan ve Diriltme Taşı’nı – Yadigarlar’ın ikinicisini- içinde bulunduran yüzük seyirciye gösterilmişti. Tasarımcı ekibin şansına, son kitap işlerini bitirmeleri gereken zamandan önce çıkmıştı piyasaya, böylece son tasarım için çok önemli bir detayı ekleme fırsatı bulabildiler.

Hattie Storey’nin de hatırladığı gibi, “Ölüm Yadigarları’nın sembolünün, Taş’ın üzerine dağlanmış olması gerektiğini öğrendik”. Ölüm Yadigarları Bölüm 2’de Taş, Harry’nin yakaladığı ilk Altın Snitch’in içine gizlenmiş ve kullanışlı bir mekanizmayla ortaya çıkmıştı.

Son Ölüm Yadigarı, Dumbledore’a ait olduğu ortaya çıkan Mürver Asa’ydı.  Bu ise, tasarıcımların daha önceden tasarladıkları bir şeyin sonradan önem kattığını fark ettikleri başka bir olaydı.

Neyse ki, Dumbledore’un asası halihazırda oldukça belirgindi. Sapı, üzerine eski Germen yazısı kakmalı bir gövdeden oluşan İngiliz meşesinden yapıldı. “Asayı tanınır yapan şey, her 5 ya da 6 santimdeki çıkıntılı nodüllerdi.” diyor tasarımcı Pierre Bohanna.

Sizler yadigarların tasarımı hakkında neler düşünüyorsunuz? Ve sizce hangisi en iyi şekilde ekrana yansıtılmış? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

İrem Ercan

1996 İstanbul doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi'nde kimya mühendisliği okumaya çalışıyorum. Kendimi bilime adayacağım gibi, o kısım azıcık muallak. 6 yaşımdan beri düzenli aralıklarla takıntılı şekilde Harry Potter okuyor ve izliyorum. Sihir Başlasın ve Harry Potter Cafe gibi mecralarda takıldım uzun bir süre, mini mini fanficler de yazdım. Ve elbette hala Hogwarts mektubumu bekliyorum.