Lupin bir kurtadamdı, Tonks ise bir kurtadama aşık olmuş bir Metamorfagus’du. Bu durumdan nasıl bir sorun doğabilirdi? Nymphadora Tonks ve Remus Lupin‘in aşk hikayesinin büyük bir kısmı sayfaların ötesinde yaşandı. Gelin Pottermore‘un bu trajik yazısını hep birlikte okuyalım!
İlk tanışmalarına asla şahit olamadık, Zümrüdüanka Yoldaşlığı görevleri süresince birbirlerine yavaşça ama kesin olarak aşık olduklarını hiç göremedik; ya da sonunda gerçekleşen düğünlerini — veya ölümlerini.
Onlarınki hikayenin yan konusuydu: arka planda gerçekleşen, büyücü dünyasının sadece Harry Potter hakkında olmadığını, Harry’nin hikayesinin etrafında gerçekleşen pek çoğundan biri olduğunu göstermenin bir yoluydu. Belki de bu sebepten onların hikayesinin gerçekten de ne kadar acıklı olduğunu tam anlamıyla anlayamadık. Onlarınki ön yargı ve savaş yoluyla bitmeye mahkum bir aşk hikayesiydi.
İşte Tonks ve Lupin’in trajedisi buydu.
J.K. Rowling Remus Lupin yazısında Lupin ve Tonks’un ilk tanışmalarını şöyle açıklıyor:
Çoğu zaman melankoli ve ıssız biri olan Remus ilk başlarda bu genç cadıyla eğlenceli vakit geçiriyordu, sonra ondan etkilendi ve en sonunda ona aşık olmuştu. Daha önce hiç aşık olmamıştı. Barış zamanında aşık olmuş olsaydı Remus kendine yeni bir yer ve iş bulur böylece Tonks’un seherbaz ofisinde başka genç ve yakışıklı bir büyücüye aşık olmasını izleyip bunun acısına katlanmak zorunda kalmazdı, bu olmasını beklediği bir durumdu.
Pottermore, “Remus Lupin”
Bu kurtadam Lupin’in yıllarca damga yemesi ve ön yargıya koşullanmasıyla kendini sevgiye layık görmemesinden kaynaklanıyordu: Bir şekilde Tonks’un onun hislerine karşılık veremeyecek kadar kendisinin zarara uğramış bir halde olduğunu düşünmesiydi.
Bu Tonks’un umurunda değildi. Zümrüdüanka Yoldaşlığı görevleri sırasında Tonks da ona aşık olmuştu, her ne kadar Lupin “bunu fark edemeyecek kadar kendine acımakla meşgul olsa da.” Lupin bunu öğrenince hayatındaki en büyük mutluluğu hissetmişti. Ancak bu mutluluk çok da uzun sürmedi.
Lupin Tonks’un hislerini öğrenince heyecanlanmış olabilirdi ama bu hislerine hemen karşılık verdiği anlamına gelmiyordu. Kendini daha da geri çekti. Artık onunla göreve gitmekten kaçındı, onunla neredeyse hiç konuşmadı ve en tehlikeli görevler için gönüllü olmaya başladı.
Tonks Lupin’in hislerini gururundan itiraf edemediğini sanıyordu. Ancak Lupin aslında çaresizlik içindeydi, evlenip likantropisini (kurda dönüşmesini) çocuğuna geçirme riskini göze alamayacağından emindi. Lupin’in onunla bir daha asla vakit geçirmeyeceğinden emin olan Tonks mutsuzluğa kapıldı.
Sonuçta Tonks için Lupin’in bu durumda olmasının bir önemi yoktu. Fleur’un Remus’a çocukken saldıran aynı kurtadam Fenrir Greyback‘in ısırdığı Bill Weasley’e olan aşkından güç alan Tonks hislerini kusursuzca belli etti:
“Gördün mü!” dedi sinirli bir sesle. Tonks Lupin’e bakıyordu. “O ısırılmış olsa bile onunla hala evlenmek istiyor! Onun için önemi yok!”
“Bu farklı,” dedi dudaklarını zorlukla hareket ettiren ve aniden gerginleşen Lupin. “Bill tam bir kurtadam olmayacak. Durumlar tamamıyla —”
“Ama ben hiçbirini önemsemiyorum, önemsemiyorum!” dedi Lupin’in cüppesinin önünü kavrayıp sallayan Tonks. “Sana bir milyon kez söyledim…” – Harry Potter ve Melez Prens
Lupin’in Tonks’a olan aşkıyla ilgili içi hiç rahat etmedi, kendisinin acımasız ve bencilce davrandığını düşünmeye devam etti. Yine de İskoçya’nın kuzeyinde yerel büyücü tavernasından buldukları şahitlerin huzurunda sessiz sedasız bir şekilde evlendiler. J.K. Rowling bu konuda şöyle devam ediyor:
Lupin hastalığının eşine de geçeceği korkusuyla yaşamaya devam etti ve birlikteliklerinde tantana da çıksın istemiyordu; sürekli hayallerinin kadınıyla evlenmiş olmanın verdiği mutlulukla kendisinin ikisine birden getireceği sonuçlarının korkusu arasında yalpalıyordu.
Pottermore, “Remus Lupin”
En başından beri, Tonks ve Lupin’in aşk hikayesi hem aşılması gereken engel ve güçlükler, hem de endişe ve korkudan ibaretti. Üzerindeki bu damga ve ön yargı ve ayrıca Lupin’in şüphe ve pişmanlıklarıyla mücadele etmek zorunda kalmaları yetmezmiş gibi ikinci büyücü savaşının ortasındaydılar.
Bir aşk hiç bu derece şiddetle sınanmış mıydı? Tonks hamile kaldığında bile Lupin’in endişeleri bu haberin üzerine gölge düşürmüştü. Acaba bu durumunu çocuğuna geçirmiş miydi? Şimdi de başka bir hayatı perişanlığa mı mahkum etmişti? Bir yerde tüm bu endişeler onu mahvetti ve kaçıp kurtulmaya çalıştı. Ancak Harry ile girdikleri tartışmadan sonra kalmaya ikna oldu.
Teddy Lupin doğduğunda likantropiden eser yoktu, annesinin istediğinde değişebilme özelliğini almıştı. Oğlunun doğduğu gece Remus Lupin’in gerçek anlamda mutlu olduğu birkaç nadir andan biriydi. Yoldaşlık’ı buldu ve ışıldayan gözlerle onlara müjdeli haberi verdi. İçinde barındırdığı minnettarlıkla Harry’den Teddy’nin vaftiz babası olmasını istedi. Kadehleri kaldırdılar. “Teddy Remus Lupin’e,” dedi Lupin, “büyük bir büyücü adayı!”
Her şey yolunda gitmişti. Remus, Nymphadora ve Teddy: sonsuza dek mutlu yaşayan bir aile. Her şey güzel olacaktı.
Sizi alıp götüren çaresizlik değildir. Umuttur.
Evet, onca uğraşlardan, kaygılardan ve atlatılan zorluklardan sonra hem Nymphadora Tonks hem Remus Lupin Hogwarts Savaşı sırasında hayatlarını kaybetmişlerdir. Acı bir son: Adaletsizliğin kol gezdiği bir dünyada insanı mahveden son bir adaletsizlik. Neden onlar olmak zorundaydı ki? Neden şu anda olmak zorundaydı?
En üzücü şeylerden birisi de Tonks’un aslında orada olmaması gerektiğiydi.
Harry Tonks’a baktı. “Senin Teddy ile birlikte annende olduğunu sanıyordum!”
“Bilmemeye dayanamadım daha fazla —” Tonks acı çekiyormuş gibi görünüyordu. “Annem ona bakar — Remus’u gördün mü?”
“Bir grup savaşçıyı okul arazisine götürmeyi planlıyordu—”
Tonks tek bir kelime daha etmeden fırladı gitti. – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Tonks’un Lupin’i bulduğunu hiç göremiyoruz. Bulup bulmadığı bile kesin değil. Harry, Tonks’u bir dahaki sefer gördüğünde ölmüş ve yerde Lupin’le birlikte yan yana uzanmış halde buluyor; ölümde bile birlikteler.
Tonks ve Lupin’in trajedisi daha büyük bir hikayenin içinde acı bir bölümden oluşuyor. Yine de aşkları Teddy sayesinde yaşamaya devam edecek. Tıpkı Harry Potter ve ailesi gibi, Teddy de anne ve babasını bilmeden büyüyecek olmasına rağmen daha iyi bir dünyada büyümesinin onların fedakarlıkları ve aşkları sayesinde olduğunu anlayacak.