Pottermore’dan serideki yan karakterlerin derinine inen ve onlar hakkında bilmiyor olabileceğimiz saklı gerçekleri açığa çıkaran ilgi çekici bir yazıyla daha karşınızdayız. Sevgili Hagrid’imizi ne kadar iyi tanıdığınızı bu yazıyla ölçmeye hazırsanız başlayalım!
Tıpkı çok cepli paltosu gibi, Rubeus Hagrid’de gözün görebildiğinden fazlası var.
Harry Potter kitaplarında her ne kadar Harry, Ron ve Hermione’nin bir fincan çay eşliğinde kulübesinde geçirdiği onca zamandan ötürü onu tanıdığımızı düşünsek bile Hogwarts’ın bekçisi hakkında bizi şaşırtmaya muktedir bazı bilgiler hala mevcut.
Elbette pembe şemsiyesi hakkında (az da olsa), yahut hayvanlara olan (ama hepsine) sevgisi ve insanların en iyi yönünü görebilme yeteneği hususunda bir şeyler biliyoruz. Ancak Hagrid, derinlerde tüm bunlardan çok daha fazlası.
Şimdi, Hogwarts’ta Anahtarların Bekçisi’ni kendimize yeniden tanıtmak adına, işte Hagrid hakkında bilmiyor olabileceğiniz bazı gerçekler!
Tüm hayvanlara yönelik sevgisine bakılırsa Hagrid’in kedilere alerjisi olduğunu öğrenmek şaşırtıcı olsa gerek. Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda Hagrid Harry’ye onu aksırttıkları için kedilerden hoşlanmadığını söylemiş, bu yüzden de ona doğum günü hediyesi olarak bir baykuşu, Hedwig’i almıştı. J.K. Rowling de aynı şekilde alerjisinden dolayı Harid’in arkadaş olamayacağı tek tüylü cinsin kediler olduğunu onaylamıştı.
Harry Potter: Sayfadan Sahneye, Çekim Serüveninin Tamamı kitabında Harry Potter filmlerinde Hagrşd’i canlandıran Robbie Coltrane’e göre, karakter gerçek bir motorcu üzerinden şekillenmişti. Coltrane’e göre J.K. Rowling ona bu karakteri oluştuturken West Country’deki Cehennem Meleği lakaplı motorcudan esinlendiğini çıtlatmıştı. Rowling ona bu motorcuyu gördüğü zaman devasa ve ürkütücü olduğunu düşündüğünü söylemiş. Ardındansa adam oturup bahçesinden ve petunyalarının o yıl ne kadar kötü olduğundan bahsetmeye başlamış.
Hagrid’in inanılmaz boyutuna bakılırsa (ne de olsa bir yarı-devdi) asasının da bundan aşağı kalır yanı olmamalıydı. Dehşet verici 16 inçlik asa meşeden yapılmaydı ve esnek olarak tarif ediliyordu. Mr.Ollivander’ın Asa Menşeileri notlarına göre meşe Hagrid’le gayet uyumlu bir ağaçtı zira büyücüler meşe asaları “doğal hayatın sihriyle yakınlık kurmak için” kullanırlardı ki Hagrid’in yaptığı da tam olarak buydu.
Maalesef ki üçüncü yılında Hogwarts’tan atıldıktan sonra Hagrid’in asası kırılmıştı. Düşünüyoruz da, kendisi pembe şemsiyesi hakkında konuşulmamasını tercih ediyordu…
Hagrid’in Hogwarts binasının bahsi kitaplarda hiç geçmedi ancak kibarlığı, soylu doğası ve cesaretine bakılarak Hagrid’in bir Gryffindor olduğunu söylemek hiç zor olmasa gerek.
Yaratıklara olan yakınlığı göz önüne alındığında Hagrid’in sihirle hayvani bir koruyucu meydana getiremiyor oluşunu öğrenmek oldukça garip. Harry Potter hayranlarıyla Twitter’da yaptığı bir soru-cevapta hayranlar J.K.Rowling’e Hagrid’in Patronus’unun neye benziyor olabileceğini sormuştu. Rowling ise cevap olarak “Hagrid bir Patronus oluşturamıyordu. Bu oldukça zor bir büyü.” yazmıştı.
Hagrid’in Hogwarts’tan üçüncü yılında atıldığı düşünülürse Patronus yapma hususunda uzmanlaşamamış olması mantıklı geliyor. Pottermore’daki bir yazısında Rowling, “Cadı ve büyücülerin sihirdeki maharetinin Patronus yapıp yapamamakla ölçüldüğü ve genellikle bunun o kişinin sihirsel becerisinin bir işareti olarak kabul edildiğini,” söylemişti. Bu sebeple Hagrid Patronus yapamamadaki yeteneksizliğinde yalnız değildi.
Harry Potter serisinde Hagrid, zor bir çocukluk dönemi geçiren karakterlerden biriydi. Daha üç yaşındayken annesi, dev-kadın Fridwulfa dev kabilesine geri dönmüştü ve Hagrid’i babası tarafından yetiştirilmek üzere terk etmişti. Boyutsal farklılıklarına rağmen Hagrid’in büyücü babasıyla sağlam bir bağı vardı- öyle ki onu sinrlendirdiği zamanlarda babasını tutup konsolun üstüne koyuverebiliyordu. Ne yazık ki babası Hagrid henüz Hogwarts’ta ikinci yılındayken vefat etti.
“Küçücük bir adamdı, babam. Daha ben altı yaşındayken, ne zaman tepemi attırsa onu yakaladığım gibi konsolun üstüne koyuverirdim. Onu güldürürdüm…” Hagrid’in sesi çalak çatlak oldu. Madam Maxime kıpırdamadan dinliyor, görünürde gümüşi fıskiyeye bakıyordu. “Beni babam büyüttü…ama ben okula başlayınca öldü, tabii. Ondan sonra kendi başımın çaresine baktım işte.”
– Harry Potter ve Ateş Kadehi
Devasa boyutuna ve yarı-dev oluşuna ithafen, Hagrid okkalı büyülere karşı oldukça dayanıklıydı. Hermione’nin Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda açıkladığı gibi: “Bir devi Sersemletmek çok zordur, ifritler gibidirler, gerçekten dayanıklı olurlar.”
Hagrid’in sadakati engel tanımazdı. Onu bu kadar sevmemizin sebebi de bu zaten. Aynı zamanda herhangi bir şey bile onu yoğun bir kedere boğabiliyordu, bu da ayrı konu. Şahgaga’dan Grawp’a, Hagrid daima bedelini umursamadan değer verdiklerinin yanında durdu. Mesela Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda 1 Numaralı İstenmeyen Kişi ilan edilmesine rağmen Hary’nin yanında durduğunu öğrenmiştik, hem de Hogwarts’ın Snape ve Carrow kardeşlerin terörü altında olmasına karşın. Bir Pottersaati yayınında öğrendiğimiz üzere Hagrid kulübesinde “Harry Potter’ı Destekleyin” partileri veriyordu.
“Şunu da eklemeliyim ki Pottersaati’ndekiler olarak Hagrid’in cesaretini takdir etmekle birlikte, Harry’nin en sadık hayranlarının bile bu konuda Hagrid’i örnek almamalarını hararetle tavsiye ediyoruz. Şu anki iklimde “Harry Potter’ı Destekleyin” partileri pek akıllıca değil.”
– Remus Lupin, Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Bildiğimiz gibi Dumbledore Hagrid’e daima güvenmiştir, zira bu yüzden 713 numaralı kasadaki ne-olduğunu-bilirsin-seni almaya onu yollamıştı. Elbette buradan yola çıkarak anlayabiliriz ki Hagrid orijinal Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın üyelerinden biri olduğu için Dumbledore’un “özel” işleri, yerine getirmek üzere ona veriliyordu. Kendisini Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın film versiyonundaki yoldaşlık fotoğrafında görebiliyoruz, öyle ki Dumbledore’un kendisi dahi Voldemort’un düştüğü ve anne babasının öldüğü o gecede Harry’yi Godric’s Hollow’dan Hagrid’in almasına izin vermişti.
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları filminin DVD’si için Daniel Radcliffe ile yapılan bir röportajda J.K. Rowling Harry’nin Hogwarts Savaşı sırasında görünüşte cansız bedenini taşıyacak olan kişinin Hagrid olduğunu başından beri planladığını itiraf etmişti. Harry’i taşıyanın Hagrid oluşunun sembolik bir şey olduğunu söyledi, zira bebek Harry’yi Felsefe Taşı’nda Privet Drive’a taşıyan da yine Hagrid idi. Aslına bakarsanız sırf bu plan Rowling’in seride Hagrid’i öldürmesine engel oldu. “Aklımdaki bu fikir Hagrid’i güvende tuttu,” diyor Rowling. Püf!
Siz ne dersiniz? Bu maddeler arasında sizin de bilmedikleriniz var mıydı? Bizimle paylaşmayı unutmayın!