Pottermore‘un en güzel tarafı Harry Potter dünyasına çok çok yakın olması. İşte bir Pottermore muhabiri, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? setinden bizlere bildiriyor. Tina ve Queenie Goldstein‘in dairesindeyiz.
Yıkımından 20 dakika önce Tina ve Queenie Goldstein’ın dairelerinin içindeyim.
Film setlerinin üzücü bir yanı bu; her ne kadar bizim için bu yerler tanıdığımız karakterlerin mükemmel ve ebediyen ayakta kalacak gerçeklikleri gibi duruyor ise de, filmin çekim aşamasının tamamlanması ile beraber hepsi toplanıp bir depoya sıkıştırılıyor. Benim gibi duygusal biri için bu çok acımasızca geliyor, aynen Queenie rolündeki Alison Sudol‘a geldiği gibi.
“Parçalanacağını düşünmekten nefret ediyorum! Oranın içinde olmaktan büyük keyif alıyordum,” diyor Alison Sudol, hüzünlü bir ses tonuyla.
“Bana Queenie’nin hayatıyla ilgili daha önce edinemediğim bir bakış açısı sunmuştu. Tabii daha önceden onun hayatını kafamda hayal etmiştim, fakat yaşadığı yerde dolaşmak çok farklı bir deneyimdi. Nasıl olduğunu tahmin edersiniz, ‘Vay, pekala.. Senin sevdiğin sanat türü bu, bunlar senin eşyaların, şu tür tereyağ seversin,’ gibi. Birinin evinde olunca onları yakından tanımanız mümkün oluyor ve bu çok hoşuma gitmişti.”
Şu an, Queenie‘nin yatağının hemen yanında dururken Alison‘ın neyden bahsettiğini tam olarak anlıyorum. Burası, Goldstein kardeşlerin kafanıza en iyi oturacağı yer. Her santim, her kare, her kadife yastık, raflardaki eşyaların üzerindeki her marka bu karakterleri hayata getirmek için özenle oluşturulmuş ve yerleştirilmiş.
Bir kadının olgunluğa eriştiğinde sahipleneceği ilk evi gibi mütevazi ve sıcak bir havası var. Gösterişsiz ama sevimli.
Queenie‘nin yatağında birkaç moda dergisi var, yanların da bir takım çamaşır. Tina‘nın yatağı ise köşeye atılmış broşürlerle bir sıra kitabın hemen yanında.
“Tina’nın yatağının yanında bunca kitabın olması çok hoş, bir anlamda onun olduğu kişiyi anlatan bir çehre oluşturuyor. Gerçekten burada yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz,” diyor Tina rolündeki Katherine Waterston.
“Yapım ekibinin en iyi yanı da bu, aklınıza bir fikir geliyor ve onlar bu fikri gerçeğe. Bütün filmde en sevdiğim mekanlardan birisi burası.”
Genç bir kadının varlığının işaretlerini bulmakta mümkün; makyaj masası üzerindeki küçük tel toka kutuları ve bakım kremleri ile yatağın eşiğindeki çamaşırlar gibi.
Etrafı gözlerinizle tararken (veya Tina’nın yatağının ucuna oturup her detayı bütün duyularınızla özümsemeye çalışırcasına derin bir nefes alırken) bilinçaltınız burada bir çeşit büyünün varlığını algılıyor neredeyse. Bir yandan da Golstein kardeşlerin varlığını hissediyorsunuz. Bütün bunlar harika… ve 14 buçuk dakika sonra hepsi yerle bir olacak.