Pottermore sizi 7 kitaplık Harry Potter serüveni süresince ilk yıldan son yıla dek en fazla değişime uğrayan karakterleri incelemeye davet ediyor. Hazır mısınız?
“İŞİN SIRRI ÇOK ÖZLÜ İKSİR Mİ, YOKSA MUHTEŞEM BİR KARAKTER GELİŞİMİ Mİ?”
Yedi yıl bir insanın büyüyüp değişmesi için oldukça uzun bir süreç, ve elbette ki hiçbir Harry Potter karakteri hikayenin başından sonuna kadar onları ilk başta tanıdığımız halleriyle kalmadılar- (Hagrid hariç tabii ki, o saygın güven abidesi!) Her neyse, bu yazıda sözünü edeceğimiz karakterler ise seri boyunca şüphe götürmez şekilde en dikkate değer ve müthiş değişimleri gösteren karakterler olacak…
Sevgili Nev’imizle başlamadan olur mu? Onun bir Gryffindor olma serüveni tereddüt ve gerginlikle başladı, özellikle de kendisi ve tüm ailesinin onun bir “Kofti” olduğunu düşündüğü göz önüne getirilirse. Ancak muzip amcası tarafından pencereden dışarı fırlatılıp da bumerang gibi geri döndüğünde, genç büyücü kendisinde büyücü kanı olduğunu keşfetti ve böylece Hogwarts’a katıldı, ilk etapta bir utangaç ve korkak olarak başlayıp sonradan hakkıyla tam bir efsaneye dönüştüğü yere.
Yalnızca Bitkibilim’de harika değildi, S.B.D.’lerinden de fevkalade notlar almıştı. Aynı zamanda Karanlık Sanatlar’a Karşı Savunma’da ustalaştı, (Dumbledore’un Ordusu sağ olsun) Hogwarts Savaşı’nda Voldemort’la yüz yüze geldi ve Karanlık Lord’un kalan son Hortkuluk’unu, Nagini’yi öldürdü.
Sihir Bakanlığı için Neville!
“Gümüş kılıcın savruluşu gelen kalabalığın kükremesini, çarpışan devlerin seslerini ya da hücum eden at-adamları bastırmadı, gene de bütün gözleri üstüne çekmiş gibiydi. Neville tek bir vuruşta dev yılanın kafasını kopardı. Kesik kafa dönerek, Giriş Salonu’ndan saçılan ışık selinde parıldayarak havaya yükselirken, Voldemort’un ağzı kimsenin duymadığı bir öfke çığlığıyla açıldı ve yılanın gövdesi yere, onun ayaklarının dibine pat diye düştü-“
– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Kurallara iflah olmaz derecede bağlı olan Hermione, zamanla o kuralları ikide bir en yakın iki dostuyla yıkıp duran birine dönüştü. İspiyonculuğuyla Ron ve Harry’yi ilk kitapta okuldan kovulma riskine kadar götüren kız, beşinci kitapta halinden gayet memnun bir şekilde Karanlık Sanatlara Karşı Savunma’yı illegal yoldan öğrenmek için yasadışı bir örgüt kurdu. Hogwarts’ın bu en zeki cadısı, kural yıkma konusunda kuşkusuz oldukça uzun bir yol kat etti. Quidditch seçmelerinde Cormac McLaggen’ı şaşırtmasından bahsetmeye gerek yok, bir öfke nöbeti sırasında Kehanet’i pat diye bırakmasından yahut Malfoy’un yüzüne yumruk atmasından da. Son derece gururluyuz!
Dudley korkunç, çekilmez ve Smeltings bastonunu kullanmaktan (Genellikle Harry üzerinde) mutlu olan bir zorbaydı. Dolayısıyla da karakterinin değişimi gerçekleştiğinde sonuç son derece şaşırtıcı ve dokunaklı oldu. Dudley Harry’nin onu kurtardığı bir Ruh Emici saldırısının travmasını yaşadı, sonrasında zaman içinde kuzenine bir fincan çay bırakacak ve yedinci kitapta Privet Drive’dan ayrılırken onun iyi olmasını dert edecek birine dönüştü. Tüm bunlara rağmen biz elbette ki Dudley’nin ikisi de çocukken Harry’ye çektirdiği işkencelerin üzerine sünger çekmeyeceğiz, ancak bu yeni Dudley’yi eski orijinal halinden daha çok sevdik.
Belki de tartışmalı bir durum ama biz yine de bunu konuşacağız: Profesör Slughorn hiçbir zaman okurlar tarafından itibar kazanmadı. Bu göçebe yaşantıdan kopup gelmiş olan harika büyücü- ki kendisi Ölüm Yiyenler’e yakalanmamak için sürekli taşınıp duruyordu- Hogwarts Savaşı’nda olanca cesaretiyle Slytherin binasını temsil etti! Yalnızca iki yıl içinde savaşmaktan korktuğu için saklanıp duran birinin doğru olduğuna inandığı şey için savaşan birine dönüşümü son derece mertçeydi, helal olsun ona.
Ama aynı zamanda da en utanç verici anısını Voldermort’a karşı kullanabileceği halde Harry’den ısrarla saklamasını da unutmayalım, bu da cesaretin bir başka şekliydi. Uzun lafın kısası Harry Slughorn olmadan bu işi başaramazdı, ancak yine de Slughorn’un ilk etapta işleri Harry için biraz daha kolaylaştırmış olmasını dilerdik.
Hepimiz Ginny’nin Harry’ye fena halde yanık olduğunu biliyoruz, Hogwarts’taki ilk yılında bu sevgiyle çok mücadele etti ve en sonunda çareyi içini maalesef ki içinde Voldemort’un ruhundan bir parçayı taşıyan o günceye dökmekte buldu. Ama Sırlar Odası’ndan kurtulup da Hermione’den küçük bir tavsiye aldıktan sonra Hogwarts’ta benliğini yeniden kazandı. Yarasa-Umacı Büyüsü’nde bir numara oldu, Quidditch’te Gryffindor için gözde bir Kovalayıcı’ydı ve en önemlisi, Harry’den vazgeçti.
Küçük bir hatırlatma: Harry onun ne kadar muhteşem olduğunu fark ettiğinde Ginny çoktan Dean Thomas’la çıkıyordu bile!
“Aslında sen hiç vazgeçmedim,” dedi. “Geçmedim aslında. Hep ümit ettim… Hermione bana hayatıma devam etmemi söyledi, belki başkalarıyla çıkarsam iyi olacağını, sen etraftayken biraz rahatlamamı söyledi, çünkü sen odadayken asla konuşamıyordum, hatırlıyor musun? Ve eğer ben biraz daha- kendim olursam, benim biraz daha farkıma varabileceğini söyledi.”
– Harry Potter ve Melez Prens
Kim bu listeyi Harry’nin kendisi olmadan sonlandırabilirdi ki? Ailenin istenmeyen üyesi olarak merdiven altındaki dolaba tıkıştırılmış, sataşıp alay eden bir kuzene sahip, ortaokula Dudley’nin eski, boyanmış üniforması içinde gitmeye zorlanmış birinden Hogwarts’a gitmeden önce sınırlarını hiç zorlamamış olduğu halde büyücülük dünyasına girdiğinde o dünyanın kahramanı olmuş birine. Buna rağmen o her zaman kendi gibiydi, özgüvenini hiç kaybetmedi ve ruhunu kurtarmaya çalışırken aynı zamanda Voldemort’u da nihayetinde öldürdüğü o zamana dek üzerine yüklenen hiçbir zorluktan kaçmadı.
Ah, ve bunu yaptığında yalnızca 17 yaşındaydı. Bir bulldog tarafından ağacın tekine kıstırılmış biri için hiç fena değil, ha?
Size göre yıllar içinde büyük değişim geçiren ve burada bahsedilmemiş başka bir karakter daha var mı? Yorumlarınızı bekliyoruz!