Korkunç ejderhalar, beklenmedik bir şampiyon ve trajik bir son: Üçbüyücü Turnuvası’nın Ateş Kadehi’nde dirilişi tarihe geçen efsanevi spor müsabakalarının her yönüne sahipti!
Ama bu bildiğiniz müsabakalara hiç benzemiyordu…
Kökenlerine kadar korku dolu ve adı çıkmış bu turnuvanın bir emsali daha yoktu. Turnuvanın geçmişini kısaca sizlere çok fazla Profesör Binns’lik yapmadan şöyle anlatabiliriz:
Yaklaşık 700 sene evvel, Avrupa’nın 3 büyük sihir okulu Durmstrang, Beauxbatons ve Hogwarts arasında 5 senede bir gelenek haline gelen, bi’ metre ötelerinde bir ejderha ile kafayı yemek üzere olan büyücülerin zekalarını ve cesaretlerini konuşturduğu bir turnuvaydı.
Birtakım olaylar, hadi biz kaza diyelim, (1792’de üç şampiyon da yaralandı) sonrasında turnuva yasaklandı. Ancak turnuva iki yüz yıl sonra 1994’te, düzenleyenler tarafından ekstra önlemler alınarak tekrar hayata döndürüldü.
Muggle Olimpiyatları’nda 300’e yakın yarışma olabilir fakat Üçbüyücü Turnuvası’nda sadece üç tane görev var ve bunlar fazlasıyla yeterli.
Kurallar basit: Her okul Ateş Kadehi tarafından seçilen bir şampiyon tarafından temsil edilir. Şampiyonlar yorucu üç görevden geçer ve 1.000 Galleon, sonsuz şöhret ve muhtemelen hiç geçmeyecek birçok çürük çarık ile ödüllendirilir.
Turnuvayı tekrar hayata geçirme fikri, öğrencilere 17 yaş ve üstünün başvurabilmesi kuralı getirilerek daha da güvenli bir hal aldı. Yani aslında, en azından plan böyleydi.
Her ne kadar tarihte her turnuvada sadece üçer şampiyon olsa da Harry Potter kendini eşi benzeri görülmemiş bir şekilde dördüncü şampiyon olarak buldu. Diğer üç şampiyon Beauxbatons’dan Fleur Delacour, Durmstrang’dan Viktor Krum ve Hogwarts’dan Cedric Diggory idi.
Her spor müsabakası öncesi olduğu gibi turnuvada da perde arkasında politik konuşmalar dönmekteydi. Hogwarts’ın iki şampiyonla katılacak olması, Beauxbatons ve Durmstang’a karşı haksız bir avantaj elde ettiği yönündeki fikirle okulda tatları kaçırdı.
İşler daha kötüye gidecek ya, Gelecek Postası gerçek Hogwarts şampiyonu Cedric Diggory’nin turnuvaya dahil oluşundan bahsetmeyip, alaycı bir şekilde Harry’yi gösterişçi ve hak yiyen olarak damgaladı. Hatta Slytherin öğrencileri “Kokuşmuş Potter” armaları bastırdılar.
İlk görevin günü 24 Kasım geldiğinde işler iyice kızışmaya başlamıştı- gerçi muhtemelen bunun nedeni o kocaman ejderhalardı.
Görev bu alev üfüren accayip tehlikeli dört ejderhadan altın bir yumurtayı almaktı ve her nasılsa dört büyücü de tek parça halinde bu görevi bitirdi. Potter ve Krum aynı zamanla birinci geldiler. Krum Conjunctivitis büyüsüyle ejderhayı afallatırken Potter, onun için daha mantıklı olarak süpürgesini çağırmayı seçti –ki kendisi gibi yetenekli bir uçucu için en mantıklı seçimdi.
24 Şubat’ta şampiyonlar, hakemler ve taraftarlar ikinci görev için gölün kenarında toplanmışlardı. Denizhalkı her şampiyondan “çok özleyecekleri” bir şey almıştı ve her şampiyonun onları geri almak için bir saati vardı.
Dört şampiyon için de bu kayıp şeyin hayatlarındaki önemli bir kişi olduğu ortaya çıktı: Her ne kadar sadece bir gün görüşmüş olsalar da Krum’un kurtarması gereken kişi Hermione Granger, Harry’nin Ron Weasley, Fleur’un küçük kız kardeşi Gabrielle ve Diggory’nin “çok özleyeceği” kişisi de Cho Chang’dir.
Üçüncü bitirmesine karşın, aslında gereken yere ilk varan ve herkesi kurtararak “ahlaki bir davranış” sergileyen Harry, hakemlerin verdiği kararla Diggory’nin ardından ikinci sırayı aldı.
Dış dünyanın haberi dahi yokken, turnuvanın perde arkasında esen yeller en az turnuvanın kendisi kadar baş döndürücüydü.
Hakem Bartemius Crouch kaybolup kafayı yerken, Ludo Bagman bir borç sarmalıyla yüzleşiyordu. Harry’nin kazanacağına dair bahis oynamasının ardından eski Quidditch yıldızı turnuvanın büyük bölümünü 14 yaşındaki bir çocuğu, ona yardım edeceğini söyleyip korkutarak geçirdi.
Elbette ki büyücülük dünyası bu tarz gariplikleri görmemeyi seçti.
Üçüncü göreve gelindiğinde, Harry ve Diggory birinci, Krum ikinci ve Delacour üçüncü sıradaydı.
24 Haziran’ın öğleden sonrasında şampiyonlardan yaklaşık 6 metre yükseklikte, heybetli mi heybetli, ağzına kadar engeller, yaratıklar ve yapbozlarla dolu bir labirenti baştan sona geçmeleri istendi. Labirentin ortasında kendilerini üçbüyücü kupası bekliyordu ve ona dokunan kişi ödülün sahibi olacaktı. Cedric Diggory’nin dostları ve ailesi onu son görüşleri olacağını bilemezlerdi.
Cedric ve Harry labirentin ortasına gelmeyi başardı ve Üçbüyücü Kupasını ortak kazananlar olarak tuttular. Fakat Hogwarts için çifte zafer yerine ikili hiç beklenmedik bir tehlikenin göbeğine düştü.
Üçbüyücü Turnuvası, kupa bir portal gibi açılıp Cedric ve Harry’yi Hogwarts’tan çok uzakta bir mezarlığa götürmesi ve Diggory’nin Peter Pettigrew tarafından öldürülmesiyle sonsuza dek sarsıldı. Harry kaçmayı başarırken, şampiyon arkadaşının cesedini ailesine geri getirdi.
Üçbüyücü Turnuvası tarihinde birçok ölüm görülmüştür fakat Cedric’in ölümü turnuvanın bir yarışmadan bir savaşa dönüştüğünün belirleyici ve iz bırakıcı anıdır.
Üçbüyücü Turnuvası hakkında sizlerin de düşüncelerini duymak isteriz. Böylesi görkemli bir organizasyonun, böyle büyük bir trajediyle sonsuza dek lekelenmiş olması konusunda sizin aklınızdan neler geçiyor?
Yorumlara bak
Salak Cedric, Voldemort Pettigrew'e "öldür onu " diyor.. Pettigrew laneti yapıyor,Cedric asası elinde ve hazır ama hiç bir karşı büyü yapmıyor. Sonrada Cedric Diggory öldü.ııı ııı Harry Potter bölümler ilerledikçe kötüleşti BENCE,ilk iki bölüm en güzellerini...
Asasını kaldırmaya vakti bile yoktu. Kısa sürede saniyeler içinde bam bam bam öldü.
''Cedric'i hatırlayın. Gün gelir de doğru olanla kolay olan arasında seçim yapmanız gerekirse eğer; iyi kalpli, yardımsever ve cesur bir çocuğa, sırf Lord Voldemort'un yoluna çıktığı için neler olduğunu hatırlayın. Cedric Diggory'i hatırlayın.''
Kesinlikle
Sanki ölmesine, işkence görmenize yada bir arkadaşınızın ölümünü izlemenize bir nano saniye varken doğru düzgün düşünebilecekmişsiniz gibi( derslerde bunu bize öğretmediler, nasıl baş edileceğini) ve siz ikiniz orada durmuş, benim burada ayakta olmam çok zeki olduğumu gösterilmiş gibi konuşuyorsunuz. Sanki Cedric Diggor yaptalmış, sanki yüzüne gözüne bulaştırmış gibi. Anlamıyorsunuz. Onun yerinde ben de olabilirdim, Voldemort'un benim kanıma ihtiyacı olmasa ben olurdum zaten Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
gerçekten öyle zavallı Cedric in asayı kaldırmaya zamanı bile olmadı. şimdi boş boş konuşuyorlar