J.K. Rowling bizlere Avrupa ve Asya’daki diğer büyücülük okullarına dair bilgiler sunmuştu. Merak ederek okuduğumuz ve Hogwarts dışındaki büyücülük okullarından bazılarını tanıdığımız nefes kesici bir seriydi bu.
Peki tüm bu okulları okurken acaba Türk Büyücülük Okulu nasıl bir yer olurdu, hiç hayal ettiniz mi? Eğer siz de benim gibi biriyseniz bu soru mutlaka aklınızdan geçmiş olmalı! Bu yüzden de tamamen hayal gücüme dayanarak Türk Büyücülük Okulu hakkında bir geçmiş yazmak istedim. Rowling tarafından yazılmamış olsa da, gelin bu büyülü okulun geçmişi nasıl olurdu hep birlikte düşleyelim!
Türk Büyücülük Okulu, Türkler Orta Asya’da göçebe bir toplum olarak yaşarken kurulmuştur. Okulu kurmaya karar veren büyücülerin ise bir grup Şaman olduğu düşünülmektedir. At üzerinde yaşamlarını sürdüren eski Türkler ve şamanlar, Türklerin göçebe yaşam tarzına uygun bir şekilde inşa etmişlerdir – bunun hakkında birazdan detaylı bilgiyi bulacaksınız.
Okulun asıl hedefi, genç büyücüleri Astronomi, Gökyüzü ve Kehanet konusunda yetkin birer birey olarak yetiştirmektir. Gökyüzüyle iç içe yaşayan Şamanların Gök Tanrı inancı, astronomiye olan ilgileriyle birleşerek dünyanın bir numaralı Astronomi ve Kehanet okulunu kurmalarını sağlamıştır. Bir diğer iddia da, bu göçebe Türklerin bindikleri atların yanı sıra, kendileriyle birlikte dolaşan Atadam kabileleri de olmasıdır. Okulun tarihçesinde, atadamların ve Türk büyücülerin birlikte işler yaptıklarını, Astronomi ve Kehanet sanatında ustalaştıklarını görebilirsiniz.
Türk Büyücülük Okulu’nun sabit bir konumu yoktur. Asya ve kısmen Avrupa üzerinde gezinen, uçarken salınan bir ada üzerine kurulmuştur. Ada aslında yıldızların konumuna göre rotasını yıllık olarak belirlemektedir ve Mugglelar için görünmez durumdadır – Muggle Kovucu büyülerin yanında gelişmiş Hayalbozan büyüleri de adayı korumaktadır. Bu yemyeşil adada, hiç de yasak olmayan bir orman mevcuttur ki bu orman Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinde de iş birliği yapılan büyülü yaratıklarla doludur. Kim bilir, belki Newt Scamander’in üzerinde çalışmak isteyeceği eşsiz bir yaratık bu ormanlarda gizlidir, ne dersiniz?
Ayrıca bu ormanın içerisinde Türk büyücülerle iyi ilişkileri olan atadam kabileleri de yaşamaktadır. Bu atadamlar hem tehlikeli Muggleların gözü önünde değildir hem de öğrencilere Astronomi ve Kehanet konusunda ileri ilimleri öğretmektedirler.
Okul, kurulduğu yıllarda Genişletme Büyüsü ile donanmış çadırlardan oluşmaktaydı. Zamanla büyüyen ve hava şartlarına dayanıklı olması istenen yapılar ise sonraki dönemlerde oluşuyor. Büyük bir kubbe altında bulunan salonların yanı sıra görüp görebileceğiniz en uzun Astronomi kuleleri okul merkezinde uzanıyor. Yapıların renkleri, onlara bakan insanların en çok görmek istediği renkte görünüyor. Asıl renklerini bilen kişi bulunmuyor. Normal şartlarda ayakta duramayacak kubbeler ve bu kuleler, sürekli yenilenen büyüler ile ayakta tutuluyor (Kovuk yanlarında küçük kalır).
Hogwarts’ın baykuşları kullanarak öğrencilerine kabul mektuplarını ulaştırdıkları, Uagadou’nun Rüya Elçilerini kullandıkları gibi değişik teknikleri hepimiz biliyoruz (Hepimizin diğer büyücülük okullarını araştırdığını biliyorum!). Türk Büyücülük Okulu da, okula kabul edilen öğrencileri, “kayan yıldızlar” aracılığıyla bilgilendiriyor. Muggleların geceleri fark ettiği yıldız kaymaları, aslında Hayalbozan ve Muggle Kovucu büyülerle donatılan, üzerlerine kabul mektubu bilgileri yerleştirilmiş birer Yıldız Elçisi. Gerekli yaşa gelen çocuklar, bir gece onlara doğru gelen ufak bir yıldıza kazınmış kabul mektubuyla okula alınıyor. Öğrencilerin tamamı gece mavisi üzerine işlenmiş yıldızlar olan cüppeler giyiyor. Asa olarak ise insan boyundaki, ucunda tüyler ve dallar da bulunabilen asaların yanında isteğe bağlı olarak Avrupai asalar da kullanılabiliyor.
Elbette AŞTİ’den ya da Haydarpaşa’dan kalkan taşıtlar gibi bir klişeye girmek istemiyorum. Okul, yeri belli olmayan bir adada gibi görünse de genç büyücülerin toplanması gereken ve Yıldız Elçileri’nde belirtilen yerel noktalarda bulunan görevli büyücüler tarafından konumu biliniyor. Bu görevliler, okula ulaşım başlamadan bir gün önce, yıldızlardan okulun konumunu tayin ederek Anahtar’lar aracılığıyla öğrencileri adaya gönderiyor. Anahtar saatini kaçıran öğrenciler içinse Acil Durum Süpürgeleri devreye girer ve görevli büyücüler tüm öğrencilerin okula ulaştığından emin oluyorlar.
Okulun kurulduğu yıllarda yerleşik hayata geçilmediği için, sabit bir düzen yok. Hogwarts ve Ilvermorny’deki Bina’lara ayrılma düzeni bizim okulumuzda bulunmuyor. Her öğrenci okulda aynı sınıflarda yan yana, herhangi bir ayrım olmaksızın okuyor.
Ayrıca belirli bir sınıf sistemi de yok. Öğrenciler, her yılın sonunda yapılan sınavlarla “ders geçiyor”. Örneğin ilk senenin bir dersi hariç diğerlerinden geçen bir öğrenci, ikinci sene için uyarlanmış müfredatın yanında bu dersi de alıyor.
Okul, normal şartlarda yedi sene sürüyor ve son senelerin derslerine yaklaştıkça seçmeli dersler ortaya çıkıyor. Muggle okullarındaki gibi sembolik olmayan “seçmeli” dersler, öğrenciler tarafından tamamen özgür bir biçimde seçilebiliyor. Mezun olmak için gereken tek şart, gerekli ders sayısını sağlamak.
Önemli bir diğer nokta ise, Astronomi ve Kehanet dersleri kademeli olarak öğrencilere her sene zorunlu olarak veriliyor. Her öğrencinin, Hogwarts’taki Feci Yorucu Büyücülük Sınavlarına denk bir şekilde bu iki dersten geçmesi bekleniyor. Bu iki ders süresince, ormandaki atadamlar öğrencilere danışman olarak belirleniyor ve büyücüler yerine, özel hocalardan oluşan atadam kadrosu kadim bilgileri öğretiyor. Okulumuzun Astronomi ve Kehanet konularındaki mükemmel itibarı buradan geliyor.
Türk Quidditch Takımı’nı Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde okumuştuk. Okul etrafındaki alanda Quidditch oynayabilen öğrenciler, uçaklar tarafından görülme ve adadan düşme -bu konuda birkaç okul kaydı mevcut- tehlikesi yüzünden sınırlı bir Quidditch sahasına sahipler. Yine de Türk Quidditch takımı dünya takımlarına iyi oyuncular kazandırmayı başarabilmiştir.
İlginçtir ki Türk Büyücülük okulu mezunlarının Büyücülük Satrancı turnuvalarına girmesi sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırma, birkaç büyücünün turnuva sırasında Kehanet becerisini kullanarak sonraki hamleleri bilmesi yüzünden konulmuştur.
Son olarak doğaya meraklı öğrenciler, ada boyunca uzanan çimenlerde ve ormanda yürüyüşlere çıkıyor. Özellikle gece yapılan etkinliklerle yıldızlar ve hava durumu inceleniyor, ormandaki yaratıklarla iletişime geçiliyor. Ayrıca belirli noktalarda bulunan Düşünseli aracılığıyla, geçmiş ve gelecek hakkında bağlantılar da kurulabiliyor. İsteğe bağlı olarak bu gezilerden elde edilen Astronomi ve Kehanet sonuçları, derslerde kullanılabiliyor.
Türk Büyücülük Okulu hakkında aklıma gelen her şeyi öğrenmiş olduk. Ama sanırım bir şey eksik. Okulun adını belirlemedim. Eğer yazıyı beğendiyseniz ya da fikir üretmek isterseniz, Türk Büyücülük Okulu isim fikrinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Not: Bu yazı tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi, mekan ya da dinlerle bağlantısı yoktur, tamamen iyi niyetle yazılmış bir kurgudur.
Belki bir gün J.K. Rowling‘in kaleminden de bizim topraklarımızda geçen bir büyücülük okulu hikâyesi okuyabiliriz. Ancak o vakte kadar, kendi kurmacalarımızı yaratmaya devam!