Harry Potter evreninde ilk kitaptan itibaren ejderhalar oldukça önemli yaratıklar olarak biliniyor. Her ne kadar Üçbüyücü Turnuvası’nda kullanımları etik açıdan soru işareti oluştursa da dördüncü kitabı ilginç kıldıkları kesin. Özellikle son kitapta Gringotts’ta Altın Üçlü’nün hayatını bir ejderhanın kurtardığı düşünülürse. Bu yüzden hadi hep birlikte Harry Potter evreninde geçen bütün ejderhalara bir göz atalım!
Harry Potter serisi gözünden sunulan büyülü dünyada varlığı bilinen 10 ejderha türü var. Fakat J.K. Rowling, nesli tükendiği söylenen iki farklı ejderha türüne kanıt sunduğundan bu sayı daha da fazla olabilir.
Harry Potter evreninde ejderhaların uzun bir tarihi var. Çok güzel canlılar olmakla birlikte onları eğitmesi de bir o kadar zor ve bu işe kalkışanlar Ejderhalog (dragonologist) olarak biliniyorlar. Ayrıca, devasa, ateş püskürten bu cavanarlar, cadı ve büyücülere birden fazla amaç için hizmet ediyorlar. Tüccarlar, Sihir Bakanlığının haberi olmadan yasadışı olarak ejderha yumurtası satmakla ünlülerdir. Üstelik ejderha kanı, pençesi, boynuzu, postu ve kalbi de oldukça rağbette.
Charlie Weasley ünlü bir Ejderhalog’du ve Romanya’da çeşitli ejderha türleriyle çalışıyordu. Üçbüyücü Turnuvası’nda seçilen ejderhaların Hogwarts’a götürülmesinde Charlie yardımcı olmuştu. Ayrıca, ünlü bir Büyüzoolog olarak Newt Scamander’ın da ejderhalarla çalışmıştı. Ejderhalar, Harry Potter serisinde birçok kez göründü ancak bazıları daha fazla akılda kaldı.
Öbüruç Opalgözü’nün yanardöner inci gibi pulları vardır ve bu da onu en güzel ejderha türü yapar. Opalgözü aslında Yeni Zelanda’nın yerlisidir ancak Avustralya’ya göç ettiği de bilinir. Bu türün, yiyecek aradığı zamanlar dışında saldırganlığı yoktur. Newt Scamander’ın yazdığı Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? kitabına göre erkek bir Opalgözü, yaşam alanından zorla gönderilip birkaç kanguruyu güçlü, ateş saçan nefesiyle öldürdükten sonra 1970’de Avustralya’ya yola çıktı.
Aslanejderha (Liondragon) olarak da bilinen Çin Ateş Topu, adından da anlaşıldığı üzere burun deliklerinden ateş topu püskürtme becerisine sahiptir. Bu tür, Çin’in yerlisidir ve altın dikenlerden saçağıyla pürüzsüz, kızıl olan bir derisi vardır. Ayrıca, Üçbüyücü Turnuvası’nda İlk Görev için kullanılmıştır. Harry Potter ve Ateş Kadehi’ndeki Turnuva’da Victor Krum, bu türle yüz yüze gelmiştir. Büyücü, Altın Yumurta’yı Ateştopu’nu kör eden bir lanet kullanarak almayı başarmıştır.
Sıradan Gal Yeşili ejderhası Galler bölgesinin yerlisidir ve dağlık alanlarda yaşar. Bu tür, kolayca tanımlanabilen kükremesiyle meşhurdur ve koyun ya da ufak memelilerle beslenir. Gal Yeşili özellikle evcil bir türdür ancak 1932’de serseri olan bir tanesi İngiltere’de Devon, Ilfracombe’da güneşlenen insanlara saldımıştı. Rowling’e göre bu ejderha türü, 1666 Büyük İngiltere Yangını’ndan da sorumlu olabilir. Üçbüyücü Turnuvası’nda bu ejderhayla yüzleşen Fleur Delacour’du ve ejderhayı uyuyana kadar büyüleyerek Altın Yumurta’sını almayı başardı.
Büyük Britanya’ya özgü ikinci tür olan Hebrid Siyahı, Sıradan Gal Yeşili’nden çok daha saldırgan bir türdür. İskoçya’daki Hebrid Adaları yerlisindendir ve türemelerinde MacFusty kabilesi sorumludur. Hebrid Siyahı’nın koyu renk pulları ve kuyruğunun ucunda ok şeklinde dikenler vardır. Bu ejderhalar on metreye kadar büyüyebilirler ve muazzam, mor gözleri vardır.
Macaristan’a özgü bu ejderha türünün siyah pullarıyla kertenkelemsi bir görünüşü ve sarı rengi gözleri vardır. 15 metreye kadar ulaşabilen alevleri ve bronz rengi boynuzlarını kullanmaları açısından Macar Boynuzkuyruk, şiddet yanlışı bir tür olmakla meşhurdur. Bu tür, sığır, keçi, koyun ve insan yer. Üçbüyücü Turnuvası’nda bu ejderhayla savaşan ise Harry Potter’dı. Harry, süpürgesini kullanarak ejderhayı oyalamayı denemişti ancak ejderha, uçarak ona ayak uydurdu.
Norveç Pütürlüsü, sırtındaki kara pütürler ve daha az saldırgan olması dışında görünüş olarak Macar Boynuzkuyruk’a oldukça benzerdir. Pütürlü, Norveç’in yerlisidir ve Kuzey dağlarında barınır. Bu tür, zehirli dişleriyle ve büyük memelilerle kimi zaman da su memelilerini yemesiyle ünlüdür. Fantastik Canavarlar kitabına göre Pütürlü, bir keresinde sudan bebek bir balina kapıp yemişti. Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda Hagrid’e bir Norveç Pütürlüsü yumurtası verilmişti. Yumurtadan çıktığında Hagrid adını Norbert koydu ve Harry, Ron ve Hermione’nin yardımıyla bu canavarı büyüttü. Sonunda Hagrid, ejderhayı Charlie Weasley’ye verdi ve daha sonradan da ejderhanın dişi olduğunu öğrendi, artık adı Norberta’ydı.
Zehirdişli, Peru’ya özgü bir türdür ve Norveç Pütürlüsü gibi zehirli dişleri vardır. Bu türün, pürüzsüz, bakır rengi pulları ve kafalarında kısa boynuzları vardır. Zehirdişli, ejderhaların en küçüğü ve hızlısı olmakla meşhurdur. Ne yazık ki insanları yemekten hoşlanır ve bu da onu, Büyücü Dünyası’nın en tehlikeli canavarı haline getirir. 19. Yüzyılda, Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu giderek artan Zehirdişlisi nüfusunu halletmek için imha ediciler göndermişti. Üstelik Ejderha Çiçeği hastalığı ilk olarak Peru Zehirdişlisi türüyle çalışan insanlardan ortaya çıktığı düşünülüyor.
Romen Uzunboynuz var olan en büyük ejderhalardandır. Bu tür, Romanya’daki Carpathian Dağları’nda yaşar ve koyu yeşil pulları ve kafasında iki tane parlak altın renginde kocaman boynuzları vardır. Bu boynuzlar, belli iksirler için çok değerli bir malzemedir. Boynuzlarına olan yüksek talepten ötürü Romen Uzunboynuz’un nesli tükenmektedir ve yaşadığı alan ejderha koruma alanına çevrilmiştir.
İsveç Kısaburun, İsviçre’nin ıssız dağlarında yaşamayı tercih eder. Gümüşsü mavi ejderhanın alevleri kemikleri küle çevirecek güçtedir ve bu yüzden rengi mavidir. Bu durum onu en tehlikeli ejderha türü yapar. İsveç Kısaburun, Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde görünmüştü ancak filmde sarı renkliydi. Turnuva’da Cedrig Diggory bu ejderhayla karşı karşıya geldi. Altın Yumurta’yı alacak kadar ejderhanın dikkatini dağıtmayı başarmıştı.
Ukrayna Demirgöbeği, Büyücü Dünyası’nda yaşayan en büyük türdür. Boyutu ve gücünden ötürü ise en tehlikeli ejderhalardandır. Ukrayna Demirgöbeği’nin çelik kadar sert, metalik gri pulları vardır. Ukrayna’ya özgü olan bu ejderha, 1799’da Kara Deniz’den yola çıkan bir gemiyle taşındığı söylenir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Newt Scamander, bu türle özellikle çalışmıştır. Harry Potter ve Ölüm Yadigârları’nda Ukrayna Demirgöbeği, Gringotts Büyücü Bankasındaki Lestrange Kasası’nı korumakla görevliydi. Harry, Ron ve Hermione, Gringotts’a gizlice girdiklerinde kaçmak için bu ejderhaya binmişlerdi.
Newt Scamander, bildiği kadarıyla on ejderha türünün olduğunu söyledi ancak Rowling tarafından iki ejderha daha olduğu söylendi. Yazarın sitesinde yer alan Zevk ve Kâr için Ejderha Yetiştirme kitabında, Kuzey Portekiz’de yaşayan Portekiz Kısaburun adlı ejderhanın resmi vardır. Diğer türün ismi ise İspanya’ya özgü Katalonya Ateşoku olduğu söylendi. Bu ejderhanın yanmış bir burnu ve iki, siyah boynuzu vardır. Harry Potter evreninde bilinmediğinden ötürü Portekiz Kısaburun ve Katalonya Ateşoku’nun nesli tükendiği düşünülüyor.
Sizlerin en sevdiği ejderha türü ne? Nesli tükenen bu türler hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın!
* * *
Kaynak: Screen Rant