Hogwarts, hepimizin gitmeyi gönülden istediği bir mekân. Büyülü dersler, şatonun bulunduğu ortam ve daha birçok şey bu okulu ideal bir okul haline getirse de Harry’nin zamanında o kadar çok tehlikeli şeye ev sahipliği yaptık ki…
Kuruculardan birisinin şatonun içine dev bir yılan saklaması sanıyoruz Hogwarts Şatosu’nun kaderi hakkında birçok şey söylüyor. Harry’nin zamanındaki bu kötü belaların çoğu Voldemort ile alakalı olsa da bir kısmı dışarıdan gelen etmenlerdi ve diğer kısmı da engellenebilir durumlardı. Aslını ScreenRant sitesinin hazırladığı listeye, kendi sitemizin dilinden bir göz atalım!
Hogwarts bazen öğrenciler için fazlasıyla katı bir mekân olabilir. Okulda yerli yerinde birçok kural var ve öğrenciler, bu kurallara uymayınca ceza alabilir. Büyünün tehlikeli olabileceği göz önünde bulundurulduğunda bu kadar kural olması kulağa mantıklı geliyor. Yine de Hogwarts öğretmenleri için o kadar da kural yok gibi gözüküyor. Öğretmenler herhangi bir şey için ceza verebiliyorlar. Ayrıca öğretmenler bazı öğrencilere zorbalık yaparken bazılarına ayrıcalıklı davranması pek de sıkıntı oluşturmuyor gibi gözüküyor.
Belaya bulaşmaktan ve ceza almaktan bahsetmişken, öğrencilere uygulanan cezaların haddi hesabı yok. Bazıları ödülleri parlatmak gibi hafif şeyler olsa da diğerleri oldukça tehlikeliydi. Örneğin, Harry, Ron, Hermione, Neville ve Draco’yu ceza olsun diye Yasak Orman’a göndermek mantık dışıydı. Üstelik başlarında büyü yapmasına izin olmayan tek bir yetişkinle köpek vardı sadece. Bunun yanı sıra öğrenciler yalnızca on bir yaşındaydı!
Profesör Snape öğrencilerine fazlasıyla kötü davranıyordu. Harry’ye karşı acımasızdı ve sık sık Hermione’yi aşağılıyordu. Kısaca, en sevdiği Slytherin öğrencileri dışındaki herkese karşı tam bir pislikti.
Fakat Neville’e karşı tavırları en kötüsüydü. Neville’e o kadar zorbalık etti ki çocuğun en çok korktuğu şey Snape’ti. Onu aşağıladı, iksirini kurbağasına içirdi ve sürekli azarladı. Tüm bunların yanına kalması çok saçma elbette.
Bu kısım teknik olarak Voldemort ile ilgili ama aynı zamanda Hogwarts’ta olan büyük bir yanlışa da değiniyor. Hagrid, Sırlar Odası’nı açtığı için suçlandığında okuldan atılmıştı. Bu da demek oluyor ki asası kırıldı ve bir daha büyü yapamaz hale geldi. Ortaokul ya da lise öğrencisi yaşındaki bir öğrencinin tek bir hata yapıp sonsuza kadar büyü yapma yetisini kaybetmesi rezalet bir durum. Okuldan atılan öğrencilerin geri gelebilmesi ya da ikinci bir şans verilmesi için bir başka yol olmalı. Çünkü bu, o bir yaşındaki çocuklar için fazlasıyla büyük bir sorumluluk.
Felsefe Taşı, çalmaya çalışan kişiden korumak amacıyla tutuluyor olsa da tam olarak Voldemort ile alakalı değil. Dumbledore’un, bu eşyayı Hogwarst’ta tutmaya niyetli olması hiçbir mantık teşkil etmiyor.
Her şeyden önce, o taşı koruyan büyüler tehlikeliydi ve öğrenciler –altın üçlüde olduğu gibi- bu odaya kazara denk gelebilirdi. Üstelik bu kadar rağbette olan bir nesneyi okulda bulundurmak, karanlık büyücülerin okula gelip taşı almalarına teşvik etti.
Harry Potter serisinin mantığa oturmayan bir başka noktası da bu. Zamanla oynamanın ağır sonuçları olduğundan Zaman Döndürücüler’i, Büyü Bakanlığı tarafından kayıt altında tutulan tehlikeli nesnelerdir. Hermione harika bir öğrenci ve iyi bir insan olsa da on üç yaşındaki birine bu kadar güçlü bir nesne teslim edip güvenmek akıl almaz bir durumdu. Mantıklı olan Hermione’ye birkaç dersini bırakmasını söylemek olurdu, bu saçma sapan planı uygulama zahmetine girmek değil. Tabi ki Zaman Döndürücü, kitabın konusuna katkı sağlamak için gerekliydi ama dayandığı temek saçmalıktı.
Serinin birçok hayranı, Hogwarts bina sisteminin fazlasıyla tuhaf olduğuna dikkat çekti. Her şeyden önce bu sistem, öğrencileri okulun diğer dörtte üçünden nefret etmeye teşvik edip gereksiz rekabet yaratıyor. Ayrıca, binalardan birisi, resmen şeytani sosyopatlarla dolu. Slytherin’in karanlık cadı ve büyücüleriyle ünlü olması, bu binanın varlığını sorgulamamıza neden oluyor.
Harry Potter evrenindeki ev cinlerinin varlığı fazlasıyla problemli ve sıkıntılı bir durum. Bunun ne kadar kötü olduğunu gören ve bu konuda bir şeyler yapmaya çalışan yalnızca Hermione’ydi. Harry ve Ron bile, Hogwarts’ın temizlik ve yemek yapma işi için köleler kullanıyor olmasında bir sıkıntı görmüyor gibi. Köle olarak yaşamak isteyen insansı varlıkların ırkı, başlı başına sıkıntılı bir durum.
Üçbüyücü Turnuvası’nın konsepti oldukça ortaçağdan kalma. Tüm Büyücü Dünyası’nın böylesine barbar bir yarışmayı sorun olarak görmüyor olması berbat bir durum. Turnuva, Büyücü Dünyası’nda yetişkin sayılsalar bile aslında küçük yaştaki öğrencileri alıp fazlasıyla tehlikeli bir süreçten geçmelerini bekliyor.
Tabi ki öğrenciler bu turnuvaya katılıp katılmayacaklarına kendileri karar verebilir fakat turnuvada insanların ölüyor olması ve bunun olabilirliğinin kabul edilişi tuhaf bir durum.
Voldemort’la alakalı şeyler dışında Dolores Umbridge, Hogwarts’ın başına gelen en iğrenç şey. Umbridge, sadist ve zalim birisiydi. Herkesi dehşet bir şekilde tehdit etti ve kelimenin tam anlamıyla öğrencilere fiziksel istismar uyguladı. Ceza olarak ellerinin arkalarına kelimeler kazınmasına neden oldu. Daha sonradan Voldemort’un Büyü Bakanlığı’nda çalışmaya devam ediyor olması ve Muggle- doğumluları bulup cezalandırmaya azmi açıkça bir şeytan olduğunu gösteriyor.
Bunlara ek olarak birkaç şey eklemek gerekirse: İhtiyaç Odası’ndaki tüm o nesne yığınından okulun içine erişim sağlayan dolaba ne demeli? Ya da Filch’in tüm öğrencilerden nefret edip bulduğu her fırsatta onları tehdit etmesi? Her sene Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinin profesörlerinde sorun olmasına rağmen denetimin yeterli olmaması?
Kısacası, Hogwarts her ne kadar büyüleyici bir yer olsa da bir o kadar da tehlikeli. Ama tabi ki bu durumlar orada olma arzumuzu azaltmıyor. Peki, bu konuda sizin düşünceleriniz neler? Sizce Hogwarts’ın başına gelen başka kötü durumlar var mı? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!