Ölüm Yiyenler ve diğer kara büyücüler, Harry Potter serisi boyunca pek detaylı bilgi verilmeyen karakterler. Ancak bu satır aralarında pek çok gizemin detaylandırılmadığı anlamına da gelmiyor. Ölüm Yiyenler hakkında 24 detayı derleyen Factinate.com’un bu haberini sizler için çevirdik.
Voldemort, sihir dünyasındaki en büyük kötü adamlardan biri ve hepimiz biliyoruz ki, her kötü adam en az bir yardakçıya ihtiyaç duyar. Ne şanslı ki, kendisi, her hareketinde onu alkışlayan bir sihirli yardakçılar ekibine sahip: Ölüm Yiyenler. Bu karanlık büyücüler Harry Potter serisi boyunca sinsice dolaşıp durdular, ancak aslında hikayeleri neydi? Bu korkunç grubun içyüzünü anlamak için okumaya devam edin.
Fenrir Greyback, Harry Potter’daki en rahatsız edici karakterlerin başında geliyor ve yumuşak huylu Remus Lupin’in tamamıyla zıttı gibi duruyor. Greyback, dolunay zamanı insanlara yakın yerlere konuşlanıyor, böylece zarar verebiliyor ve hatta kurt adam formunda olmasa bile saldırabiliyor. Doğal olarak Voldemort’un yanında yer alıyor ve ona bağlılık yemini ediyor, ancak gerçek bir Ölüm Yiyen olmasına izin verilmiyor. Neden? Sahip olduğu kurt adam kanı onu grubun gözünde “kirli kan” yapıyor- ancak bu onu şiddet ve terör faili olarak kullanmalarına da engel olmuyor.
Ölüm Yiyenlerin temeli Walpurgis Şövalyeleri olarak bilinen bir gruba dayanır, bu grup Hogwarts’taki günlerinde Tom Riddle’ın arkadaşları ve takipçilerinden oluşurdu. Görünüşe bakılırsa, bu grupta tüm Hogwarts binalarından mensuplar bulunuyordu, sadece Hufflepufflar hariç. Aferin size Porsuklar.
Walpurgis, 870 yılında saygın görünen gerçek bir misyoner Aziz Walpurga’da oynanan bir oyundu. 30 Nisan “Walpurgis Gecesi” ya da “Cadılar Gecesi”, cadılar yüksek yerlerde toplanırdı. Bu gece hala bazı İskandinav ülkelerinde kutlanmaya devam ediliyor, ancak daha çok Bir Mayıs ile ilişkilendiriliyor ve folklor ve danslar ön plana çıkıyor.
Bellatrix Lestrange, tüm Ölüm Yiyenler arasındaki en tutkuyla sadık olanı, filmlerde de bu şekilde resmedildi; aktris Helena Bonham Carter her zaman Lord Voldemort’un sağ yanında duruyor, kendisinin “sağ el” olduğuna inancını yansıtıyordu. Diğer bir deyişle, onun vazgeçilmez komutan muavini.
Herkes, Ölüm Yadigarları filminde, Hogwarts Savaşı esnasında çaylak Ölüm Yiyen Draco Malfoy’un diğer karanlık büyücü grubuna katılmak için geldiğinde Voldemort’un öne çıkıp en geç destekçisine tüyler ürpertici, komedi şekilde beceriksiz bir kucaklama telif ettiğini hatırlayacaktır. Bu anlar kitaplarda yoktu ve tamamıyla aktör Ralph Fiennes tarafından doğaçlama gerçekleştildi. Tom Felton’un kaskatı, duygusuz reaksiyonu da aynı şekilde.
Ölüm Yiyenler ile Naziler, Ku Klux Kabilesi ya da şu üstün niteliklere sahip soy ıslakçılarından (“ideal” insana ulaşmak için DNA manipüle edenler) gibi gerçek yaşamdan nefret grupları arasında gerçekçi benzerlikler bulmak kolay. Kostüm tasarımcıları belli ki bu gruplardan ilham aldılar, Ateş Kadehi’nde Ölüm Yiyenlerin giydiği sivri uçlu kukuletalar, KKK’nin beyaz, sivri uçlu üniformalarını andırıyordu. Ancak, Zümrüdüanka Yoldaşlığı için bu kukuletalar sonradan kaldırıldı.
Voldemort, destekçilerini Karanlık İşaret ile mühürlemeyi severdi, sol kolun içine yapılan bir yılan dövmesi aslında çağrıları ileten bir göreve de sahipti. Ateş Kadehi’nde Ölüm Yiyen Karkaroff, Snape ile tartışıyor ve ona Voldemort’un yokluğunda soluklaşan dövmenin giderek koyulaşması ve belirginleşmesinin onun dönüşünü işaret ettiğini söylüyordu. Harry, Draco’nun ölçü almaya çalışan terzinin sol kolunu açmaya çalışması üzerine bağırmasıyla Ölüm Yiyen olabileceğinden şüphelenmişti.
Ölüm Yiyenler, samimi olmak gerekirse bir çeşit erkeklerden oluşan organizasyon gibi. Bellatrix’in Voldemort’un yolunda ölecek bir teğmen olduğunu biliyoruz, ancak kız kardeşi Narcissa’nın Ölüm Yiyen olduğu bilinmiyor, aynı şekilde Dolores Umbridge’in de. Yani, bu onlarsız havalı olduğumuz anlamına gelmiyor.
Ölüm Yiyen sıralarında yer alan Bellatrix dışındaki diğer kadın Alecto Carrow, Hogwarts’ı Snape’in yönettiği dönemde Müdür Yardımcılığı (daha ziyade Ölüm Yardımcılığı) yapmıştı. Hadi ama Voldemort, şeytani işler için adil fırsatlar sun!
Azkaban Tutsağı’nda Hızır Otobüs biletçisi Stan Shunoike ile tanıştık, o yolcularla dedikodu yapmak ve kızları etkilemek isteyen biraz meraklı ancak zararsız bir genç adamdı. Harry, Stan’ın yüzü bir Ölüm Yiyen kukuletasının altında belirdiğinde oldukça şaşırmıştı, zavallı Stan bir anda karanlık tarafa dönmemişti; Ölüm Yiyenler onu İmperius Laneti ile etkileri altına alıp zorla Ölüm Yiyen olmasını sağlamışlardı. Pius Thicknesse da aynı kaderi paylaştı ve karanlık tarafın bir kuklası haline geldi.
Ölüm Yiyenlerin, sihir cemiyeti içinde muggle doğumluları temizleme konusundaki takıntıları ile her bir üyenin tamamen safkan olma ihtimali oldukça düşüyor-bu şekilde olması ancak ensest ilişkiler ile açıklanabilir ki sihir cemiyetinin ne kadar küçük olduğu düşünüldüğünde son derece göz önünde olurdu. Muhtemeldir ki Ölüm Yiyenler daha fazla yükselebilmek için safkan rolü yapıyorlardı. Hatta, Voldemort’un kendisi bile melez bir büyücüydü, annesi cadı, babası ise muggledı.
Seride, Sirius Black’in ailesinin karanlık tarafı seçmesi nedeniyle onlardan nefret ettiğini görüyoruz, özellikle de Ölüm Yiyenlere katılan kardeşi Regulus’tan nefret ediyor. Ne yazık ki, Regulus hakkındaki gerçekler ortaya çıkamadan Sirius öldü: Regulus Voldemort’un hortkulukları hakkındaki gerçeği keşfetmişti ve Voldemort’un ruhundan bir parça taşıyan bir madalyonu yok etmeye çalışırken ölmüştü.
Deli Göz Moody’nin görünüşü, onu gören pek çok kişiyi şoka uğratabilir: Sihirli bir gözü, oldukça iyi kullanılan bir cep şişesi ve burnunun ucundan eksilmiş iri bir parçası var. Bu eksik burun parçası için sorumlu Ölüm Yiyen Evan Rosier, ki Moody kendisini İlk Büyücüler Savaşı’nda öldürmüştü.
Durmstrang Müdürü Igor Karkaroff biraz iyi gün dostu: Birinci Büyücüler Savaşı’ndan sonraki duruşmalarda, Ölüm Yiyen arkadaşlarına ihanet ederek özgürlüğü karşılığında onların isimlerini verdi. Voldemort’un tekrar yükselişe geçtiği dönemde Ölüm Yiyenler Karkaroff’u takip ederek öldürdü.
Bellatrix Lestrange’in kocası Rodolphus Lestrange, tuhaf bir şekilde tüm Harry Potter serisi boyunca ortada yok. Kendisinin vahşice Alice ve Frank Longbottom’a işkence etmekten Azkaban’a gittiğini biliyoruz, sonrasında da Hogwarts Savaşı zamanı oradan kaçtığını ancak Rodolphus hakkında başka her şey tam bir gizem. Belki de bu Rowling’in, Bellatrix’in Voldemort takıntısına vurgu yapmak için yaptığı hikayesel bir seçimdir.
Seride, Üçbüyücü Turnuvası’nın “gerçek” Hogwarts şampiyonu olması, çok yakışıklı olması ve Voldemort’un geri dönüp fiziksel bir şekle kavuştuktan sonraki ilk kurbanlarından biri olması sebepleriyle ün Cedric Diggory’nin hakkı. Lanetli Çocuk ise Cedric Diggory’i, Turnuva’yı kaybettiği, sonrasında da amansız ve asabi bir adam haline gelerek Ölüm Yiyen olduğu ve Neville Longbottom’ı öldürdüğü bir gerçeklikte yeniden canlandırıyor.
Harry Potter fimlerinin kostüm tasarımcıları Ölüm Yiyenleri giydirirken onları Ruh Emicilerden ayırmak için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar, sonuçta iki grup da yüzlerini gizleyen siyah uzun cüppeler giyiyordu. Bu noktada bulabildikleri çözüm, her bir Ölüm Yiyen’e kendi karakterini yansıyan bir tasarımı olan benzersiz maskeler vermek oldu. Maskelerde de herhangi bir sınırı olmayan bir evreni kutlayan bir stile sahip İslami arabesk desenler yer alıyordu.
Serinin ilk eskizlerinde Rowling, Voldemort’a en yakın çemberin bir üyesi olan Pyrites adında bir karakter yazmıştı. O genellikle kusursuz stilde giysiler giyen bir Ölüm Yiyendi, bu kıyafetler içinde uçlarında genelde kan lekeleri bulunan beyaz ipek eldivenler de vardı. Pyrites, en yaşlı Ölüm Yiyenlerdendi ve Harry’nin anne babasının ölümünde o da bulunuyordu. Bu zarif kabadayının son eskizde kesilmemiş olmasını dileyen var mı?
Başkan Trump hakkında en bilinen eleştirilerden biri de Rowling’in Trump’ın sözcülerinden Katrina Pierson’un eski bir tweetini 2016’da gündeme getirmesiydi. Pierson bu tweette böylesine ezeli bir başkanlık yarışında “safkan” adayların olmamasından yakınıyordu. Rowling ise bunu basitçe “Ölüm Yiyenler aramızdalar,” yorumuyla retweetlemişti.
Tom Riddle’ın gençlik yıllarının tamamı, kara büyü alanında ustalaşmak için sihir yetkinliklerini öğrenip bilemekle geçti. Silahsız bir bebek onu alt ettiğinde, Voldemort’un destekçileri doğal olarak Harry’nin Voldemort’un on katı gücünde bir kara büyücüye dönüşeceğini sandılar. Harry mülayim, Quidditch ve melas tartı seven ortalama bir erkek çocuğuna dönüştüğündeki hayal kırıklıklarını bir hayal edin.
Hogwarts’taki Muggle Bilimi derslerine şöyle bir göz atma şansımız hiç olmasa da belli ki Profesör Charity Burbage, Voldemort’un damak tadına göre olumlu Muggle-Büyücü ilişkilerine ve Muggleların kabul edilmesine biraz fazla odaklanıyordu. Burbage’i Nagini’ye öldürttü ve onun Hogwarts’taki yerini genç öğrencileri Mugglelara karşı dolduruşa getiren propagandalar yapan Ölüm Yiyeni Alecto Carrow ile doldurdu.
Walden MacNair ile ilk kez Azkaban Tutsağı’nda, Hagrid’in değerli evcil hayvanı Hipogrif Şahgaga’yı infaz etmek için görevlendirildiğinde tanıştık. Bu gizli Ölüm Yiyen, Şahgaga ortadan kaybolduğunda çok sinirlenmiş ve bu yaratığı öldürme şansı elinden alınınca kana susamış ve zalim doğası ortaya çıkmıştı. Hogwarts Savaşı’nda, MacNair’i bir kez daha görüyoruz-Hagrid onu bir oda boyunca fırlattığında.
Kendisinin ve büyücü dünyasının karanlık yanını yenmek için geçen uzun çabalar sonunda, Harry geçmişini yansıtan bir kariyerde karar kılıyor. Kara büyücü avlayıp onları adalet önüne çıkartan bir Seherbaz oluyor ve sonunda koskoca departmanın başına geçiyor. Huylu huyundan vaz geçmez, değil mi?
Ölüm Yiyenler Barty Crouch Jr. ve Lestrangeler-Bellatrix, Rodolphs ve Rabastan, Neville Longbottom’ın anne babası Alive ve Frank’e işkence ederlerken, vahşi ve durdurulamaz cruciatus laneti kullanımlarının aslında onlara asla istediklerini vermeyeceğini bilmiyorlardı. Bu işkence Voldemort’un düşüşünden sonra olmuştu ve bu dört Ölüm Yiyen, efendilerinin yerini tespit etmeye çalışıyordu. Frank ve Alice Longbottom, ne Voldemort’un Arnavutluğa uçtuğundan, ne de dönüştüğü belirsiz fiziksek koşullardan haberdardı, bilgi paylaşmak isteseler de ellerinde verebilecekleri bir şey yoktu.
Bu detayları siz nasıl buldunuz? En çok hangi maddede açıklanan gerçeği ilgi çekici bulduğunuzu merakla bekliyoruz, lütfen yorumlarda bahsetmeyi unutmayın.