Sadece Harry Potter için değil, kitaplardan beyaz perdeye taşınan tüm eserlerde olduğu gibi, kimi zaman bazı sahnelerin kesilmesinden ya da bazı karakterlerin filmde olmayışı sebebiyle üzüldüğümüz anlar vardır. Mugglenet editörlerinden Joshua tam da bu konuya dikkat çekerek, kitaplarda olan ancak filmlerde olmayan karakterlerden bazılarını bir araya getirmiş.
J.K. Rowling, kaleme aldığı Harry Potter serisi ile birlikte eşsiz karakterler ile dolu koskoca bir evren yarattı. Ancak ne yazık ki kitaplar beyaz perdeye taşındığı zaman dörder saatlik uzun filmler oluşturmamak amacıyla bazı karakterlerin sahneleri kesilmek zorunda kaldı. Atlanan bu karakterlerin onuruna, sizlere favori beş karakteri listeliyoruz.
Peeves, Hogwarts’ın Poltergeist’i ( kaba ve gürültücü hayalet ) ve gittiği her yerde mutlaka bir tahribat yaratıyor. Neredeyse okulun kuruluşundan bu yana var olan Peeves, herkese bir şekilde acı çektirmesi ile de tanınıyor.
Kitaplarda önemli bir role sahip olan hortlak, ilk kez Felsefe Taşı’nda karşımıza çıkmıştı. Percy Weasley birinci sınıflara yolu gösterirken, öğrencilerin üzerine bastonlar yağdırmıştı. Öte yandan, okulda olduğu süre içerisinde de Argus Filch’e ve Dolores Umbridge’a da bela olmaktan geri durmamıştı.
Peeves aslında o kadar kötü de değildi. Azkaban Tutsağı sırasında, Dumbledore’un Şişman Hanım’ı bulmasına yardımcı olurken, Hogwarts Savaşı sırasında da Ölüm Yiyenlerin dikkatini dağıtmayı başarmıştı. Yaptığı hınzırlıklara rağmen iyi yanları da vardı.
Peeves rolü için Rik Mayall ilk filmin kadrosundaydı ancak sahneler kesilince filmde görünmedi. Kitaptaki orijinal karakterlerden biri olan Peeves filmlerde seyirciden mahrum kaldı.
Harry’nin Hogwarts’taki zamanlarında karşımıza çıkan Ludovic “Ludo” Bagman Sihir Bakanlığı’nda Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi’nin başında bulunuyordu. Başarılarla dolu Quidditch kariyeri ona bakanlıktaki pozisyonu için yardım etmiş olsa da bir Ölüm Yiyene yardım etmesi gibi bir skandala bulaşmaktan da kurtaramadı.
Ateş Kadehi ile tanıdığımız Ludo Bagman, Quidditch Dünya Kupası sırasında yorumcuydu ve arkasından Üç Büyücü Turnuvası’nda da karşımıza çıkıyordu. Kumar alışkanlığı onu birçok kişi ile karşı karşıya getirmişti, Weasley ikizleri ile bile. Dördüncü film sırasında, Ludo’nün rolü Barty Crouch Sr.’un çok gerisinde kalmıştı. Söylentilere göre, Ludo’nun filme dahil olması halinde Avustralyalı aktör Martin Landham oyuncu kadrosuna dahil olacaktı, sadece söylenti. Çok popüler bir karakter olmasa da, Bagman hikayeye benim çok özlediğim bir şekilde ekstra katkı yapıyordu.
Kanlı Baron, Slytherin binasının hayaletiydi. Hogwarts’ın kurucuları okul yönetimindeyken Hogwarts’a katılmıştı. Rowena Ravenclaw’un kızı Helena Ravenclaw’a aşık olmuştu. Gri Leydi olarak tanınacak Helena onun aşkına cevap vermeyince, Baron onu öfke krizi içerisinde öldürdü ve daha sonra aynı bıçakla intihar etti. Peeves’i kontrol altına alabilen nadir varlıklardan olan Baron’un seriye fantastik katkıları vardı.
Teknik olarak ilk filmde Kaptan Kancavari bir şekilde karşımıza çıkmıştı ancak tek bir söz bile söylememişti. Yani bu sayılmaz!
Fotoğraf düşkünü Colin’in kardeşi. Colin gibi Gryffindor’a seçilmişti ve ikinci senesinde Dumbledore’un Ordusu’na katılmıştı. Voldemort, Hogwarts üzerinde hakimiyet sağladığı zaman, Creevey kardeşler aileleri tarafından okuldan alınmıştı. Sonuçta Mugglelar için hiç de güvenli bir yer değildi. Hogwarts Savaşı sırasında Colin’e katılıp katılmadığını bilmiyoruz. Dennis’in hikayesi biraz da Neville’in hikayesine benziyor. Kendisinden hiçbir şey beklemeyen biri, bir anda ortaya çıkıp fark yaratıyor.
Elinde bir asa bulunana kadar, Crouch ailesinin ev cini hizmetkarı olan Winky, sahip olduğu bu yeni özgürlük fikrine pek alışamadı ve depresyona girip kaymak birası bağımlısı oldu.
Dobby’nin yakın arkadaşı olan Winky, Dobby sayesinde Hogwarts mutfağında kendine bir iş buldu ve Hogwarts Savaşı sırasında bir takım yardımlarda bulundu. Görünen o ki, Winky hala mutfakta.
* * *
Kitaplarda yer alan her şeyin özellikle de bu kadar yoğun karakterlerin kısacık filmlerde olmasını bekleyemeyiz. Fakat sanırım herkes, Peeves’ın Umbridge’e bir şeyler fırlattığı sahnelerin Potter serisini daha eğlenceli kılacağı konusunda hem fikirdir.