Kategoriler: Teoriler

Ruh Emiciler Depresyondan Daha Fazlasını Temsil Ediyor Olabilir mi?

Ruh Emicilerin depresyonu temsil ettiğine dair olan mecazi yorumlama son derece yaygın olarak biliniyor, ancak seriyi tekrar okurken MuggleNet.com sitesinden bir içerik yazarı şunu fark etmiş: Ruh Emicilerin öpücükleri ve lobotominin daha ciddi etkileri arasında ilginç bir benzerlik var.

Yazımıza başlamadan önce ufak bir not düşelim: Bu içerikte sinir sistemi cerrahisi ile ilgili bir prosedürün kısa bir tanımı ve depresyonun ise daha detaylı bir anlatım bulunmaktadır.

Bilmeyenler için özet geçelim; lobotomi, cerrahın beynin ön lobunun belirli bölümlerin bağlantısını kesmek için ufak bir araç (bazen buz kıracağına oldukça fazla benzeyen bir araç) kullanmasını gerektiren çağ dışı bir sinir sistemi cerrahisi prosedürü. Lobotominin oldukça öne çıkan bir yan etkisi de hastanın kişiliğinde ve canlılığında bir kayba yol açması, bunu da Azkaban Tutsağı’nda Lupin Harry’ye Ruh Emici öpücüğünü anlatırken biraz anlamıştık, öpücükten sonra kişinin artık kendisi gibi hissetmediğini belirtmişti.

Tesadüfen de görüyoruz ki lobotomi prosedürü depresyon da dâhil olmak üzere birçok akıl hastalığının “tedavisinde” kullanılıyordu – depresyon da tam olarak Ruh Emicilerin temsil ettiği akıl durumu.

Ruh Emici öpücüğünün oldukça istenmeyen bir sonuç olarak gösterilmesi ve Ruh Emicilerle savaşmanın en etkili yolunun her kişiye göre değişmesi de bu durumda ilginç. Öpücükten sonra çikolata yenilmesi ise tabii ki kişinin kendi kendine bakma şekli.

Dürüst olmak gerekirse J.K. Rowling’in açısından bakarsak bu benzerlik muhtemelen kastî değil. Onun Ruh Emicileri yazmasının arkasındaki fikri, muhtemelen depresyonun kişiyi o kadar çok ele geçirmesi ki artık kişinin kim olduğunu hatırlamaması ve eskiden zevk aldığı şeylerden zevk almaması olarak düşünülüyor. Yerde umursamazca yatıyor ve başka herhangi bir şey yapmak için zihinsel olarak fazla yorgun oluyorsunuz. Mugglenet editörünün düşüncesi ise öpücükten sonra vücudun bomboş bir kılıf olarak kalmasının ise depresyonun aşırı hale geldiğinde sizi yiyip bitiren bir boşluk ve duygusuzluk hissi yaratmasına benzer olduğu yönünde.

Ancak, edebiyatın güzel yönü ise her şeyin okurun yorumlamasına kalıyor olması, bu durumda ise bir belirsizliğe yer var gibi görünüyor. Her ne kadar korkunç olsa da böyle düşünen sadece bir kişi yoktur diye düşünüyoruz.

Sizin için Ruh Emiciler ve Ruh Emici öpücükleri neyi ifade ediyordu, siz bunları nasıl yorumladınız? Fikirlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Yağmur Kırlangıç

1996 yılının Kasım ayında İzmir'de doğdum. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde Mütercim Tercümanlık bölümü öğrencisiyim. 5 yaşında Harry Potter serisiyle ilk kez tanıştığımdan beri bu seri hayatımın en önemli bölümlerinden biri olmaya devam etti. Bir gün Harry Potter kitapları olur da bir kere daha tercüme edilirse bunu yapan tercüman ben olmak istiyorum.

Son Yazılar

HBO’dan Harry Potter Dizisi Hakkında Beklentileri Yükselten Açıklama: “Kitapların Aynısı Dedirtecek!”

HBO Max yöneticisi Sarah Aubrey, yeni Harry Potter dizisinin kitaplara şimdiye kadarki en sadık uyarlama…

Genç Tom Riddle’dan Genç Sherlock’a… Hero Fiennes Tiffin’in Yeni Dizisine İlk Bakış

Genç Tom Riddle rolüyle hatırlanan Hero Fiennes Tiffin'in başrolünde yer aldığı Young Sherlock dizisinden ilk…

Harry Potter’ın Yeni Başrolü, Daniel Radcliffe’ten Gelen Mesaj Hakkında Konuştu

Yeni Harry Potter dizisinde Harry’yi canlandıracak Dominic McLaughlin, Daniel Radcliffe’ten gelen destek mektubuna dair hislerini…

Rupert Grint’ten Samimi İtiraf: “Ron’un Gölgesinden Asla Kurtulamayacağım”

Rupert Grint, Ron Weasley’nin gölgesinden hiç çıkamayacağını ama bununla gurur duyduğunu söyledi.

Hogwarts Legacy 2 Hakkında Yeni İpuçları Gün Yüzüne Çıktı

Hogwarts Legacy 2 için yayınlanan yeni iş ilanları, devam oyununun ilk yapımda olduğu gibi tek…

37 Yaşındayken 14 Yaşındaki Mızmız Myrtle Rolü için Seçmelere Giren Aktristen Yıllar Sonra Gelen İtiraf

37 yaşındaki Shirley Henderson’ın, Harry Potter filminde 14 yaşındaki Mızmız Myrtle rolünü nasıl aldığı ortaya…