Haftanın İksiri köşesinde sizlerle, daha evvel yorumlarınızda bizden istediğiniz “Lupin’in içtiği sıvıyı“, yani Kurtboğan İksiri’ni ve çerezlik olarak Buz İksiri ya da geleneksel diğer adıyla Ateşten Korunma İksiri’ni sunuyoruz.
Öncelikle çerezlik, biraz daha uyduruk addedebileceğimiz iksirimiz ile başlayalım. Ateşten Korunma İksiri aynı zamanda Buz İksiri olarak da bilinmekle birlikte adından da anlaşılabileceği üzere alevlerin arasından zarar görmeden geçebilmeyi sağlar. Aynı zamanda buz iksiri denmesinin sebebi içildiğinde verdiği histen kaynaklanmakta. İçildiği zaman içen kişide bir soğukluk ve hissizlik yaratan ve sihirle oluşturulmuş çoğu ateşin içinden geçmeyi sağlayan bu iksir ile filmlerde yolumuz kesişmedi belki ama iksirin kitapta büyük önemi var. Kitaplar ile filmler arasındaki farklarda da bahsedilen bu nokta Felsefe Taşı’nın saklandığı yeraltı mahzenine giden yolda karşılaşılan bir bulmacaydı. Alevlerin içinden geçebilmek için doğru iksiri içmek gerekiyordu. Bu iksir de tabii ki Buz İksiri’ydi.
Şimdi gelelim daha önemli olan iksirimiz Kurtboğan İksiri’ne. Bu iksirin geçmişi çok uzaklara dayanmıyor aslında. 70’li yılların sonlarına doğru Damocles isimli bir iksir ustası tarafından keşfedilen Kurtboğan İksiri, adının da ele verdiği gibi kurtadamlığın geçici bir tedavisi sayılabilir. Aslında buna tedavi değil de bir çeşit sakinleştirici tarzı ilaç desek daha doğru olacaktır zira kurtadam olmayı engellemiyor bu ilaç. Neye yarıyor bu zıkkım derseniz kişinin akli dengesini biraz olsun yatışmış halde tutmasına yardımcı oluyor. Eh, kısaca bu şekilde tanımlamak mümkün sanırım.
Kurtboğan İksiri, en sevdiğimiz (en azından benim en sevdiğim) Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi öğretmeni Remus Lupin’in, koca yürekli Lupin’in düzenli kullanmak zorunda olduğu bir ilaç. Kendisine bu ilacı pişiren ise o zamanlar Hogwarts’taki iksir ustası Profesör Snape. Bu iksiri bulmak da hazırlamak da çok kolay işler değil elbette. Genelde kurtadama dönüşen kişiler, bir çakallık düşünürken bile göz bebeklerinde para yerine soğan cücüğü beliren insanlar. Yanlış anlaşılmasın, ayrım yapmıyorum zengin fakir diye ama kurtadamların geneli böyle işte. Yani anlayacağınız bırakın o pahalı Kurtboğan İksiri’ni satın almayı, iksirin malzemelerini bile alabilecek durumda olmuyorlar. Lupin’in Hogwarts’ta öğretmenlik işini kabul ederken Albus Dumbledore’un sunduğu en büyük olanak sürekli temin edebileceği Kurtboğan İksiri olmuştu. Lupin’de durumunu göz önünde bulundurup bu fırsatı değerlendirmişti. Keşke hep öğretmen olarak kalaydın be Remus!
Bu iksirleri Snape hazırlıyor dedik ya işte Harry’de bunu görüp iksirin ne iksiri olduğunu bilmeden, ne işe yaradığı hakkında en ufak fikri olmadan hemen yoldaşlarına yetiştirmişti “Snape Lupin’i zehirliyor abii” diye. Ah be Harry, yani bulaşmadığın konu yok be evladım. Neyse, kısacık da iksirin etkisini açıklayalım ve noktamızı koyalım.
İksirin tedavi etkisi olmadığından bahsetmiştim zaten, iksirin kurtadam olacak zat tarafından miktarı bir kadeh olacak kadar, dolunay çıkmadan önceki hafta her gün içilmesi gerekiyor. İksir hazırlanırken çok dikkatli olunması gerekiyor zira iksire adını da veren ana maddesi Kurtboğan bitkisi acayip zehirli bir bitki. Yanlış bir şekilde pişirilmesi durumu ölümcül sonuçlara yol açabilir. İksirin tadı Remus’un sözleriyle “iğrenç”. Her gün balık yağı içmek gibi mesela, kurtadamların işi de zor. Gerçi artık balık yağının hapları çıkmış herhalde, inşallah Kurtboğan hapı da çıkar. Ha, bir de içine şeker, pekmez falan katsın öyle içsin madem diyenler olabilir, o zaman etkisini yitiriveriyor ilacımız maalesef.
İksir düzenli içildiyse eğer kurtadam dönüşümü tamamlandığında ilaç etkisiyle kurtadam böyle uykulu, uyuşturulmuş bir halde oluyor. İnsanî benliğini tam olarak kaybetmiyor ve çevresine zarar vermeyecek kadar aklı başında oluyor. Lupin’in de ilacını içtikten sonra bu uyurgezer kurtadam halinde sığındığı ve dolunay geçene kadar uyuduğu bir dört duvarı, Bağıran Baraka’sı var biliyorsunuz.
Gelecek hafta bu satırlarda okumak istediğiniz iksirleri yorumlarınızda belirtmeyi unutmayın! Sihirle kalınız!