Düşünseli

Helena Ravenclaw Cinayeti: Hogwarts, Katili Ne Sebeple “Koruyor”?

Helena Ravenclaw, Kanlı Baron tarafından öldürülmüştü. Peki bu “aşk cinayeti”nin ardından, Harry Potter serisinin ünlü Cadılık ve Büyücülük Okulu Hogwarts Kanlı Baron’a neden ev sahipliği yapmaya devam etti? Cinayetin üstüne neden kimse gerçekten gitmedi?

Gün geçmiyor ki severek okuduğumuz Harry Potter serisi hakkında keşfedilen yeni detaylar canımızı sıkmasın. Elbette birçoğumuzun kitapları küçükken okuduğumuzu düşünürsek o yaşta bir insanın aklına gelmeyecek bazı noktalar var. Fakat bu noktaları işlemekten çekinmeyen yetişkin bir yazarın, J.K. Rowling’in aklından neler geçiyordu? İşte bu sorulara yanıt arayan bir makaleyle karşınızdayız.

Büyücü Dünyası’ndaki yaygın bir algı, karanlık ve kötücül konuların Slytherin binasıyla ilişkilendirilmesidir. Tamam, bazen gerçekten de bu durum feci şekilde haklıdır. Yeraltında bulunan ve ortak salonunun şifresi “safkan” olan bir zindandan da iyi bir şey çıkması beklenemez. Fakat her şeyin bir aydınlık ve karanlık yüzü vardır ve bugün, içindeki karanlığı incelemek için yazımızı Ravenclaw binasına çeviriyoruz.

Elbette konumuz binanın kurucusu Rowena’nın kızı Helena Ravenclaw ve kendisinin Hogwarts’ın boş koridorlarında ve karanlık köşelerinde yankılanan trajik ölümü.

Cinsiyete dayalı şiddet, fazlasıyla trajik ve korkutucu bir şekilde alışıla geldik bir durum olmaya başladı. Birleşmiş Milletlere göre, Muggle dünyasında her bir saatte altı kadın, çoğunlukla partner ya da aileden olan bir erkek tarafından öldürülüyor. Bu tarz bir şiddet hor görülse de önleyebilecek kurumlar ve sistemler tarafından dişe gelir bir müdahale görmüyor. Verilen alt mesaj ise kadın cinayetlerinin hayatın bir gerçeği olduğu. Ve ne yazık ki Büyücü Dünyası da durum pek farklı değil.

Helena Ravenclaw Cinayeti mi Hogwarts’ın İhaneti mi?

Helena’nın hayatını ve ölümüne giden durumu öğrenme şeklimiz karmaşık ve savaştan dolayı biraz üstü körü.

Peki, kim Helena Ravenclaw’ı yarı yolda bıraktı?

İlk olarak, Helena’nın cinayetinden sorumlu kişi Kanlı Baron. Helena’yı tek başına öldürdü ve bu da onu sorumlu tek kişi yapar.

Helena’ya “sahip olma” düşüncesi, onu öldürmesiyle sonuçlanan öfkesini tetikledi. Reddedilmekten doğan şiddet hiç de alışılmadık bir olay değil. Helena, onu reddetti ve Kanlı Baron da Helena’yı öldürdü. Kısacası, milattan kalma “ya benimsin ya kara toprağın” düşüncesinin bir sonucu.

Helena’yı öldürdükten sonra Baron, söylenene göre suçluluk duygusu ve utançtan dolayı intihar ederek kendi hayatına son verdi. Peki, bu adalet mi? Baron suçunun cezasını çekti mi? Pottermore’a göre durum öyle.

“Kanlı Baron’un Kanlı Hikâyesi” isimli yazıda Baron, “Yüzyıllar önce ani bir tutkuyla işlenmiş bir suçun cezası olarak zincirler yüksek sesle şangırdıyordu.” Kitaplar boyunca Kanlı Baron sanki etrafı bir entrikayla çevriliymiş gibi geziyor. Üstelik söylentilere göre suçunun cezası olarak zincir takıyor fakat detaylar, hayalet arkadaşları tarafından bile bilinmiyor.

Zaten Hogwarts hayaletleri hakkında çok az şey biliniyor. Mesela onları kimin Hogwarts’a atadığı ya da ne kadar süre orada kaldıkları bilinmiyor. Fakat Hogwarts’ta kalıcı olarak bulundukları ima ediliyor. Bu durumda, bu kadar iğrenç bir suç işlemiş birinin Hogwarts gibi bir kurumda varlığını sürdürmesine izin verilmesini geçin nasıl o kadar onurlu ve itibarlı bir konuma getirildiği de merak konusu –hem de kurbanının yanı başında! Rowena Ravenclaw, kendisi ölüm döşeğindeyken Baron’u kızı Helena’yı bulsun diye göndermişti. Baron’un nasıl bir tehlike teşkil ettiğinin farkında mıydı?

Neden Kimse Gri Leydi Meselesi Üzerine Eğilmedi?

Gri Leydi, kitaplar boyunca hakkında en az şey duyduğumuz hayalet. Helena katilinin de içinde bulunduğu ortamdan kaçmaya hiç yeltenmiyor ve buna kıyasla katili saygın bir okulda, lider pozisyonunda sorgulanmadan ve suçu bilinmeden dolaşıyor. Resmi olarak suçlarından hiç sorumlu tutulmuş muydu? Suçunu Helena’ya karşı telafi etti mi yoksa ani bir öfkeden patlayıp kendini öldürmesiyle sonuçlanan sonsuz bir kederle ortalıkta dolaşıyor mu? Baron’un geçmişi hakkında Slytherinler ne düşünürdü? Ravenclawlar? Peki ya Hermione?

Harry Potter için bu tarz bir eleştiriyi kabul etmeyen ve serinin sadece bir hikâye olduğunu söyleyenler için hikâyelerin bize ne anlattığı hakkında dikkatli olmamız gerektiğini hatırlatalım. Bizi bir sayfadan hemen diğerine atlatarak hayal gücünün ve maceranın güvenli diyarlarına götüren büyü ve umut, aynı zamanda bunların korku ve acıyla dokunduğunu söylüyor. Helena Ravenclaw’ın olayının bizlere verdiği mesaj ise bir noktada bir şeylerin başarısızlığa uğradığı. Aynı Muggle hayatında olduğu gibi, onu güvende tutması gereken kurumların, sistemlerin ya da insanların birbirine girmiş karmaşıklıktan ibaret olması. Biz bu trajik hikâyenin detaylarına odaklanırken elimizde geçen şey ise açık bir şekilde iğrenç olan bir sonucun nasıl bu kadar kabul edilebilir kılındığı. İyi ve kötü hakkında özellikle de çocuklarımıza ahlaki ders verirken tek önemli olan neyi iyi neyi kötü olarak tanımladığımız değil, aynı zamanda hikâyeden geriye kalanlar ve hangi kısımların var olmasına izin verdiğimiz. Sayfadan okuyor olsak da satırların arasından okuyor olsak da verilen mesaj, Hogwarts’ın bu karanlık bölümü gibi olmamalı.

Sizin bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir? Hikâyenin bu kısmı, neden böyle yüzeysel bir şekilde geçiliyor dersiniz?  Yorumlarda bizimle görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın!

Kaynak: MuggleNet

Dilara Uysal

1998 Aralık ayında doğdum. Ankara Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Kitapların yanı sıra en sevdiğim şey kendin yap projeleriyle uğraşmak. Kendimi bildim bileli de Harry Potter yaşamımın bir şekilde parçası oldu. Okuduğum bölüm, etrafımdaki arkadaşlarım... Hayatımın her yerinde izlerini taşıyor. Böyle bir topluluğun üyesi olmaktan da onur duyuyorum. Aynı zamanda gururlu bir Slytherin'im.

Yorumlara bak

  • Bence Hogwarts'ta Baron ile Helena arasında yaşananlar bilinmiyordu. Bu ikisi arasında sır olarak kaldı. Çünkü Helena diadem'i çaldığını açığa çıkarmak istemediği için bu yaşananları tom ve harry dışında kimseye anlatmamıştır. Baronda işlediği suçu kimseye söylemeye cesaret edememiş zincir takmakta. Yani kısacası tom ve harry dışında bu hikayeyi bilen yok.

  • Helena'nın ilk öldürüldüğü zamanlarda kimse ölüm şeklini sorgulamadıysa bilinmiyor olması doğal ama böyle bir şeyin olduğunu sanmıyorum. Hoş bir detay değilmiş gerçekten bunun üstüne düşünmemiştim hiç.