Bugün Harry Potter serisinde Neville Longbottom karakterine hayat veren oyuncu Matthew Lewis‘in doğum günü! (27 Haziran 1989) Hazır Matthew’in doğum günüyken, sizlere Neville ile ilgili birkaç bilgi paylaşmak istedik. Haydi, başlayalım o zaman!
Safkan bir büyücü olan Neville Longbottom, Alice Longbottom ve Frank Longbottom‘ın tek oğludur. Alice ve Frank Longbottom, Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyeleriydi ve saygı duyulan Seherbazlardı. Neville henüz neredeyse 16 aylıkken, Bellatrix Lestrange başta olmak üzere bir grup Ölüm Yiyen tarafından yakalandılar ve yine Bellatrix tarafından Cruciatus Laneti ile işkenceye uğradılar. İşkence sonucunda akıl sağlıklarını kaybettiler. Bu işkenceden sonra St. Mungo Sihirsel Hastalıklar ve Sakatlıklar Hastanesi‘ne yatırıldılar.
Neville, son derece saygı duyulan ve sevilen büyücülerin çocuğuydu ve ailesi kadar iyi olma baskısından dolayı Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu‘ndaki ilk yıllarında çok utangaç, sakar ve içe dönük bir öğrenciydi. Okulun son yıllarında ise inanılmaz bir cesaret ve azim göstermiştir. Neville, Harry’nin yönettiği Dumbledore’un Ordusu isimli öğrenci grubunun üyelerinden biriydi.
Neville ilk kez okula geldiğinde seçim töreni sırasında, Gryffindor‘un “cesaret” ile ünlü olmasından dolayı gözü korkmuştu ve Seçmen Şapka‘yla Hufflepuff‘a seçilme konusunda sessiz bir şekilde tartıştı. Ancak sonunda, Seçmen Şapka Neville’i Gryffindor’a seçti, ki bunun son derece doğru bir karar olduğunda hepimiz hemfikiriz! Neville, tören sırasında o kadar çok heyecanlanmıştı ki kafasında Seçmen Şapka ile kalkıp yürümeye devam etti ve sonunda geri dönüp şapkayı iade etmek zorunda kaldı.
Ölüm Yadigarları’nda Voldemort, Neville’e Ölüm Yiyenlere katılmasını önerdi ve şöyle dedi:
“Ruh var sende, cesaret var ve asil bir soydan geliyorsun. Senden çok değerli bir Ölüm Yiyen olur. Senin gibilere ihtiyacımız var, Neville Longbottom.”
Ancak Neville, bu teklifi şöyle reddetti:
“Ben sana ancak balık kavağa çıkınca katılırım.”
“Harry’nin ölmesinin önemi yok. İnsanlar her gün ölüyor! Dostlar, aileler… Evet, bu gece Harry’yi kaybettik. Ama o hâlâ bizimle. Burada. Fred de öyle. Remus, Tonks… Hepsi. Boş yere ölmediler. Ama sen öleceksin. Çünkü yanılıyorsun! Harry’nin kalbi bizim için atıyordu. Hepimiz için. Daha bitmedi!”