Bellatrix Lestrange çılgın, zalim ve ne yapacağı öngörülemeyen biri. Ve bu da onu Voldemort için kullanışlı bir kadın yapıyor. Kendisinden hala yeterince nefret etmediyseniz, Bellatrix‘in korkunç ve çarpık kişiliğini ortaya koyan 12 anını okumaya buyurun.
Kuşkusuz serideki en korkunç karakterlerden biri ve Helena Bonham-Carter bu müthiş ölüm yiyeni tehditkar bir oyunculukla bize sunuyor.
Duygulardan yoksun, kana susamış ve Voldemort’a, kendi ailesinden daha çok saygı duyan Bellatrix belki de alçaklığının boyutları bakımından Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen ile eşleşen tek karakter. Bize inanmıyor musun ? Peki ya…
Bellatrix’i ‘Azkaban Tutsağı‘ filminde ilk görüşümüz kalıcı bir izlenim bırakmıştı. Bellatrix’in hücresinde tünemiş bir şekilde, diliyle Karanlık İz’e dokunması, sonrasında Azkaban kalıntılarının içindeki o duruşu göz kapaklarımızı sonsuza dek kavuracak.
Bir fotoğraf daha tehditkar olabilir miydi ? Azgın Bellatrix’in zincirlerine karşı koymasıysa, hayır. Daha tehditkar olamazdı.
Çılgın kahkahalar vardır. Ve bir de Bellatrix Lestrange’in manyak, bütün acıları ve saf kötülüğü içeren neşeli kahkahası. Her biri diğerinden önemli ölçüde daha fazla kan donduran.
Kahkaha zaten yeterince kötü fakat Harry’le Sihir Bakanlığı’nda konuşurken kullandığı o sahte bebek sesi daha da kötü. Bu da ona ve onun insanlığına duyduğu nefreti gösteriyor.
Zavallı Neville, bütün hayatını Bellatrix, kocası Rodolphus ve Barty Crouch Jr.’ın, ebeveynleri Alice ve Frank’in çektiği acıların ve akıllarını yitirmelerinin sebebi olduklarını bilerek yaşadı. Bellatrix’in yaptıklarını Neville’a hatırlatırken duyduğu neşe de zalimceydi.
Sirius yüzünde bir gülümsemeyle ölmüş olabilir fakat Bellatrix’in, Harry’nin üzüntüsüne karşı duyduğu zafer ve o halinden memnun sırıtışı bize kuzenini öldürmekten ne kadar zevk duyduğunu gösterdi. ‘Sirius Black’i öldürdüm.‘ feryadını hatırlatmak istemiyorum bile.
Bellatrix’in sonunda Malfoy Malikhanesi’nde gerçek bir Muggle-Doğumluyu sorgulamaktan ve işkence etmekten duyduğu hastalıklı zevki gördüğümüzde irkilmiştik. Diğerleri merdiven altında kilitliyken Hermonie’ye işkence edişi gerçekten korkunçtu.
Harry’nin Hogwarts’tan ve Dumbledore’un korumasından uzak olmasını fırsat bilen Bellatrix ve Fenrir Greyback, Kovuk’a gelerek yoldaşlık üyelerine saldırdılar ve Sirius’un ölümüyle bir kez daha dalga geçerek Harry’i kızdırıp güvenli bölgeden uzaklaştırmaya çalıştılar. Bu girişimleri de Kovuk’u ateşe vermeleriyle sonuçlandı.
Bellatrix’in kitabında hiçbir şey Karanlık Lord’un yerini tutamaz. Çaresiz Narcissa, Snape’e gidip ona tek oğlunu bu suikast görevinden kurtarması için yalvardığında, Bellatrix kardeşine onun ve Draco’nun bu görev için seçildiklerine şükretmeleri gerektiğini söyledi.
Hepimiz Dumbledore’un ölümünden sonra dehşete kapılmışken, Bellatrix’in göğe ışıklar saçması ve o kontrolsüz neşesi hepimizi dondurdu.
Bellatrix, Kovuk’a yaptığı son yolculuğunda, bunun onu diğer Ölüm Yiyenler arasında daha da saygın bir konuma getireceğini bilerek Harry’ye saldırmak ve hatta öldürmek için izin istedi.
BUNA NASIL CÜRRET EDER. BUNA NASIL AMA NASIL CÜRRET EDER!
Konuk Yazar: İrem Aküren