Cadı ve büyücüler harikalar, ama Harry Potter serisinin asıl starları olan kedileri de unutmayalım!
Uyarı: Yazının kalanı spoiler içermektedir!
Kediler ve cadılar yüzyıllardır birbirleriyle iş birliği içinde, hatta tarih, kedilerin sahiplerinin büyülerine yardımcı olan aile üyeleri sayıldığını bile yazmış. Büyücülük dünyası için bu derece önem taşıyan varlıkların Harry Potter dünyasındaki yerini tahmin edebilirsiniz. En önemli karakterler içinde bu tüylü, tembel ve günün çoğunu uyuyarak geçiren sevimli varlıklar da yer alıyor.
Hikayenin belirli noktalarında kediler kilit rolü üstlendi, sonuçta Felsefe Taşı’nda hikaye Privet Drive’ı izleyerek Vernon Dursley’in dengelerini ciddi anlamda bozan bir kediyle başlıyor (Profesör Mcgonagall’ın Animagus hali olan kedi biçimine bürünmüş haliydi aslında). Peki Sırlar Odası’nda aylarca uğraşarak Çoközlü İksir yapmayı başaran Hermione’nin Millicent Bulstrode’un kedisine ait tüyleri iksirine katarak kazayla kediye dönüşmesini hatırladınız mı? Neyse ki Madam Pomfrey fazla soru sormadı. Ayrıca Lily’nin Sirius’a yazdığı mektupta Harry’nin oyuncak süpürgesiyle evin kedisini neredeyse öldürdüğünden bahsetmesini de unutmayalım, Potter ailesinin bir kedisi vardı! Maalesef Harry ailesiyle geçirdiği bu mutlu anları sonradan hatırlayamayacak kadar küçüktü.
Büyücülük dünyası üzerinde doğrudan etkisi olan pisiler de var elbette. Bu kedilerin en önemlisi ise şüphesiz Crookshanks. Tanıdığımız en zeki cadılardan biri olan Hermione’nin kendi türünün en zekisi olan bir kediyi sahiplenmesi hiçbirimizi şaşırtmadı tabiki. Aksi ve garip şekilde ezilmiş suratı, kızıl tüyleriyle(Hermione’nin kızıl saça olan zaafını zaten biliyoruz ;)) Crookshanks Azkaban Tutsağı’nda hepimizi şoka sokan gerçeği ilk keşfedenlerden olmuştu: Scabbers’ın aslında bir fare olmadığını.
Bu keşfi yapmasının sebebi çok zeki olması veya yarı Kneazle yani büyülü kediye benzer, aslan kuyruğu gibi gür bir kuyruğa sahip olan ve şüpheli davranışları sezmekte oldukça başarılı bir canlı olmasından kaynaklanıyor olabilir. Scabbers’ın Peter Pettigrew olduğunu ortaya çıkarmadan önce Sirius’un köpek haliyle iletişim kurabilen Crookshanks, Gryffindor ortak salonunun parolalarını onun için çalarak haini yakalamak için harika bir fırsat yarattı. Bu da bize kedilerin gizemli yeteneklerini asla küçümsemememizi gösteriyor- ve aynı zamanda kedi ve köpeklerin aslında iyi geçinebileceğini.
Mrs Norris; cılız, lambaya benzer şiş gözlere sahip gri renkli bir yaratık. Kuralları çiğneyenlerin kokularını almakta özel bir yeteneğe sahip olduğu da şüphesiz. Argus Filch’in en iyi dostu ve yardımcısı. Aynı zamanda Crookshanks’in birinci sırada olduğu etki yaratan kediler listesinde Filch’le kelimeler olmadan iletişim kurma ve onu kuralları çiğneyenlere yönlendirme yetisi sayesinde ikinci sırada yer alıyor. Ne yazık ki, Mrs Norris Harry’nin ikinci yılında açılan Sırlar Odası ve onun saldığı dehşet yüzünden taşlaştı. Onun öldüğüne inanan Filch yüzünü ellerinin arasına alarak hıçkırıklara boğulmuştu. Filch’in şansına, öğrenciler için aynısını söyleyemeyiz, Mrs Norris yılın sonunda Adamotu sayesinde eski haline dönebilmişti. Filch’in nazik yönünü çok az görmemize rağmen kedisini tatlım gibi sevgi sözcükleriyle çağırdığına birçok kez şahit olduk. Eh, bu da öğrencileri bileklerinden tavana asmak için okul müdürüne yalvaran biri için oldukça şefkatli bir hareket bizce.
Koftiler ve kediler arasındaki bu esrarengiz ilişki de ne böyle? Argus Filch’ten sonra seriye ikinci bir kofti karakter daha dahil oluyor ve onun da kedilere karşı özel bir ilgisinin olduğunu görüyoruz. Belki de büyücülük dünyasıyla bu kadar içli dışlı bir ev hayvanıyla takılmak onlara birazcık daha büyülü hissettiriyordur, kim bilir. İkinci yılında Filch’in kofti olduğunu keşfeden Harry, beşinci yılının yaz tatilinde kaçık komşuları Arabella Figg’in de kofti olduğunu öğrenince şoka girmişti.
Arabella’yı ilk olarak Harry’nin kedi düşkünü dadısı olarak tanımıştık, Harry’nin onunla kalmaktan keyif aldığı pek söylenemezdi. Little Whinging, Ruh Emici saldırısına dek Harry Arabella Figgs ve kedilerinin yaz tatillerinde ona Dumbledore talimatlarıyla göz kulak olduğunun farkında bile değildi. Yıllarca kedi albümleri karıştırarak sıkılan Harry çevirdiği sayfalarda bulunan kedilerin aslında birer casus olduğunu bilse eminiz fotoğraflarla daha fazla ilgilenirdi.
Hepimizin bildiği gibi Dolores Umbridge kedilere büyük bir hayranlık besliyor. Harry’nin Karanlık Lord’un döndüğünü herkese duyurmasını engellemek için yaz tatilinde yolladığı Ruh Emici’lerle ilgili Arabella Figgs’i uyaran kedilerinden biri olan Tibbles’ın ta kendisiydi! Haberi alan Figg, Dumbledore’u alarma geçirmişti. Tibbles’ın bu derece büyük bir işi başarabilmesi Koftiler ve kedileri arasındaki inanılmaz bağı gösteren harika bir örnek. Biçim değiştirmiş bir çay poşetinden başka bir şey olmadığını iddia eden Arabella Figgs’in kendine haksızlık ettiğini belirtmeliyiz.
Sonuç olarak şunu söylemeye çalışıyoruz; Harry Potter Lord Voldemort’u kediler olmadan alt edemezdi. Büyük ihtimalle…