Öyle bir asa hayal edin ki tarih boyunca ‘en güçlü asa’ olarak kabul edilmiş olsun. Kolay kolay alt edilemeyeceğini bildiğiniz bir asa ile kendinizi çok güçlü hissetmez miydiniz? Peki ya size bu asaya sahip olmak kadar onu elde tutmanın da zor olduğunu söylesek? Bilinen en güçlü asa olarak nitelendirilen Mürver Asa’nın gizemine gelin birlikte bir göz atalım.
Mürver Asa gerçekten de gizem dolu bir asa. Ancak, aslında hakkında ne kadar şey biliyoruz?
Büyücü masalı ‘Üç Kardeşin Hikayesi’nde, en büyük erkek kardeşe, bizzat Ölüm’ün kendisi tarafından yaratılan güçlü bir asa verilir. Hikayenin sonunda, kendisi görünüşe bakılırsa yenilmez olan asa yüzünden öldürülür.
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda, Mürver Asa’nın, Diriltme Taşı ve Görünmezlik Pelerini ile birlikte büyücü dünyasındaki gerçek objeler olduğu ortaya çıkmıştır. Xenophilius Lovegood’un iddiasına göre Peverell kardeşler-Antioch, Cadmus ve Ignotus- bunların ilk sahipleri, ve Albus Dumbledore’un teorisi ile desteklendiği üzere, aynı zamanda da yaratıcılarıdır. En yaşlı Peverell kardeş olan Antioch da Mürver Asa ile ilişkilendirilen kişidir.
Mürver Asa, aynı zamanda ‘Kader Asası’ olarak da bilinir. İhtişam ve gücü çağrıştıran bu isim, pek çok büyücünün aklını çelmiştir. Yıllar içerisinde başka isimler ile de anılmıştır. Bazıları basitçe çevirilerden türetilmiştir, örneğin Barnabas Deverill tarafından verilen [Eldrun] Asa gibi (‘eldrun’ ve ‘ellhorn’ mürver kelimesinin artık kullanılmayan versiyonlarıdır. Ayrıca, asanın verdiği ada yakışır bir hayat sürdüğünden emin olan Loxias tarafından isimlendirildiği haliyle ‘Ölüm Değneği’. Ya da, Kara Büyücü Godelot’un çağırdığı adıyla, ‘mürverden gövdesiyle, en şeytani sihirleri bilen, benim en habis ve hilekar arkadaşım’. Bu pek de popüler olmamıştır.
Bir asa yapımcısının standartlarına göre, Mürver Asa, neredeyse tüm detaylarıyla emsalsiz ve sıra dışı şeylere işaret etmektedir.
Mürver ağacı, asa yapımında pek tercih edilen bir malzeme değildir. Ancak, yine de Garrick Ollivander’in notlarında yer almaktadır:
“Yalnızca son derece olağan dışı bir insan mürver ile mükemmel uyumu yakalayacaktır ve bu nadir eşleşme gerçekleştiğinde, ben bunu, söz konusu cadı veya büyücüyü çok özel bir kader beklediğine işaret olarak alırım.”
Asa Ağaçları: J.K. Rowling tarafından yazılmaktadır.
Yine tuhaftır ki, Mürver Asa’nın çekirdeği Testral kılıdır. Bu-Ollivander’ın çalışmayı tercih ettiği bir malzeme olmadığından- notlarında yer almaz; ancak Testrallerin, görünmezlik, uçmak ve gidecekleri yeri esrarengiz şekilde bulabilme özelliklerinin yanı sıra ölüm ile kuvvetli bir bağları olduğunu hepimiz biliriz. Bunun asayı nasıl etkilediği belirsizdir, ancak gerçekten güçlü bir sihre işaret etmektedir.
Gaunt ve Potter ailelerinde kuşaktan kuşağa devredilen Diriltme Taşı ve Görünmezlik Pelerini’nin aksine, Mürver Asa sürekli olarak güce tapan büyücüler tarafından gasp edilmiştir. Xenophilius Lovegood’un sözleri ile: ‘Mürver Asa’nın kanlı izleri büyücülük tarihinin sayfalarına sıçramıştır.’
Garabet Egbert’ın, asaya sahip olabilmek için Gaddar Emeric’i boğazladığı söylenir. Bir yüzyıl sonra, En Habis Sihirler kitabını yazmakta olan Godelot’un asanın sahibi olduğu, ancak oğlu Hereward tarafından kendi mahzenine kapatılarak can verdiği söylenir. Barnabas Deverill’in korkulan hükümdarlığına ise dehşet verici Loxias son vermiş, ardından da asayı muhtemelen kendileri için isteyen bilinmeyen birileri tarafından bozguna uğratılmıştır (iki muhtemel rakip Arcus ve Livius’tur). Yirminci yüzyılda da, Gregorovitch, Gellert Grindelwald ve Severus Snape, Lord Voldemort’un Mürver Asa’nın peşine düşmesi neticesinde katledilmişlerdir.
Ozan Beedle’ın Hikayeleri’nde Dumbledore’un ifade ettiği üzere, ‘Asa ilimi konusunda bilgi sahibi olan herkes bilir ki, asalar gerçekten de onları kullanan kişilerin hünerlerini emer.’ Mürver Asa ile ilişkilendirilen karanlık olayların ne kadar çok olduğu düşünüldüğünde, bu gerçekten de korkunç bir düşüncedir.
Mürver Asa’yı kazanmakla övünen büyücülerin hepsinin ortak bir özelliği vardı-hepsi de spesifik olarak, erkekti. Ancak bu bize, hikayenin tamamını açıklamamaktadır. Ne kadar cezbedici olursa olsun, birileri Mürver Asa’ya böbürlenmeden de sahip olmuş olabilir. Aslında, asanın muhtemel katilleri cezbetme eğilimi göz önünde bulundurulduğunda, ihtiyatlı olan da buna direnmektir. Ayrıca, tıpkı Draco Malfoy gibi, Mürver Asa’ya farkında bile olmadan sahip olmak da muhtemeldir.
Bir noktada bir cadı da Mürver Asa’ya sahip olmuş olabilir mi? Bu oldukça muhtemel, özellikle de eğer el atından veya farkında olmayarak almış; ya da basitçe bu durum herhangi bir sebeple kayda geçmemiş olabilir. Neticede, bütün yüzyıllar boyunca asanın tüm geçmişi açıklanamamış durumdadır.
Bir cadı zamanında, asanın o zamanki sahiplerinden birini öldürdüğünü iddia etmiştir (Loxias adındaki biri, iddia da bizzat kendi annesi tarafından ortaya atılmıştır). Peki ya Fantastic Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar?’daki Tina Goldstein’e ne demeli? Onu Grindelwald’ı silahsızlandırırken gördük. Eğer o anda Grindelwald’ın elindeki Mürver Asaysa-bu onu asanın efendisi yapar mı?
Dumbledore’un konu hakkındaki sözleri de oldukça yoruma açıktır:
‘Herhangi bir cadı Mürver Asa’ya sahip olduğunu iddia etmemiştir. Yorumu size bırakıyorum.’
Muhtemelen Mürver Asa hakkındaki en yaygın yanılgı, adayın mevcut sahibini öldürmesi gerektiği sanrısıdır. Bu, Severus Snape’i öldürerek asanın hakimiyetini kazanacağını sanan Lord Voldemort’a pahalıya patlamıştır. Her ne kadar asa üzerinde hak iddia etmek için cinayet en popüler yollardan biri olsa da ( örnekleri için ‘uzun ve kanlı tarih’ kısmına bakın), tek yol bu değildir.
Mürver Asa’nın, Albus Dumbledore’u öldürmek yerine silahsızlandıran Draco Malfoy’un hükümdarlığına geçtiğini biliyoruz. Sonra da Malfoy Malikanesi’nden kaçmakta olan Harry Potter’a bağlılığını sunmuştur. İki durumda da ölümler gerçekleşse de (birinde Dumbledore, diğerinde de Dobby olmak üzere), ne Draco ne de Harry öldürme eylemini gerçekleştirmemiştir. Benzer olarak, Albus Dumbledore da önceki sahibini öldürmeden Mürver Asa’nın hakimiyetini kazanmıştır, ki bu kişi kendisinden de uzun yaşamıştır.
Aslında, ne zaman sahip silansızlandırılırsa o zaman Mürver Asa otomatikman taraf değiştirir inanışı da yanlıştır, hem de çok önemli bir nedenden dolayı…
Mr Ollivander’ın meşhur sözü ‘asa büyücüyü seçer’, diğer asalar için geçerli olduğu kadar Mürver Asa için de geçerlidir. Ancak, J.K. Rowling’e göre, bu seçim şeklinde bariz eğilimler var:
‘Mürver Asa güç dışında sadakat tanımıyor. Bu nedenle tamamıyla hissiz. Sadece gücün olduğu yere gidiyor.’
Birçok asa potansiyel olarak taraf değiştirebilse de, genellikle bir noktaya kadar sahiplerine sadakat ve bağlılık taşımaktadır. Mürver Asa ise tam tersine hükümdarı ile gerçek bir bağ kurmuyor, güç arayışı içinde son derece ‘tarafsız ve merhametsiz’.
Gücün Mürver Asa’yı cezbettiğini biliyoruz. Ancak bu “güç” aslında ne anlama gelmektedir?
‘Bir düello esnasında büyücülerin duygusal durumları oldukça sıkı durumdadır, ancak bu başka bir şey. Bu daha ziyade, gerçek güç ve bazı durumlarda geniş kapsamlı sonuçları olan bir transfer hakkında.’
J.K.Rowling, Pottercast röportajı, 2007
Bunu aklımızın bir köşesine not ederek son iki kitapta Mürver Asa’nın kararlarına bir kez daha bakalım. Draco ve Dumbledore çıkmazı duygu yüklüydü-Dumbledore ölmek üzere olduğunu biliyorken Draco kendi vicdanıyla savaşmanın öfkesini yaşıyordu. Malfoy Malikanesi’nde ise, Harry kaçıp görevini tamamlamak konusunda kararlıyken Draco yine çatışma içindeydi. İki sahnede de, duygular yükselmişti ve her şey tehlikedeydi. Olay yerinde bulunmuyor olmasına rağmen bütün bunlar Mürver Asa’yı etkilemek için yeterliydi.
Peki Mürver Asa’yı Grindelwald’dan Dumbledore tarafına geçiren ne olmuştu? İşte bu hepimizin bilmek isteyeceği bir şey.
Bu iki eski dost arasındaki çoğu şey gibi, aralarında geçen tarihi düello da her açıdan gizemini koruyan konulardan biri. Peki sizce asa neden Dumbledore’u Grindelwald’a tercih etmiş olabilir? Bunca bilgiden sonra siz de Mürver Asa’ya sahip olmak ister miydiniz? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz!