J.K. Rowling’in geçtiğimiz aylarda çıkan kitaplarından Hogwarts’tan Kahramanlık, Zorluk ve Tehlikeli Hobiler Üzerine Kısa Hikayeler‘de bulunan hayat hikayelerini ve bilinmeyenleri çevirmeye devam ediyoruz. Son olarak sırada ismi dışında kendisini pek tanımadığımız ve Hagrid’den önce Sihirli Yaratıkların Bakımı dersine profesörlük yaptığını bildiğimiz Silvanus Kettleburn bulunuyor. Bu profesörün hayatına gelin hep birlikte göz atalım!
22 Kasım
Kestane ağacı ve anka tüyü, yirmi dokuz santim, esnek
Hufflepuff
Sihirli yaratıklar hakkında ansiklopedik bilgi, korkusuzluk
Büyücü baba, büyücü anne
Eşi ve çocuğu yok
Tehlikeli yaratıklar hem işi hem de hobisi
Silvanus Kettleburn, Harry’nin üçüncü yılında yerini Hagrid’e bırakana kadar, Hogwarts‘ta Sihirli Yaratıkların Bakımı profesörüydü.
Kettleburn, kendisinin ve zaman zaman diğer insanların ciddi şekilde yaralanmalarına sebep olan tehlikeli yaratıklara büyük sevgi besleyen, coşkulu ve bazen de pervasız bir adamdı. Bu durum okuldaki görev süresince altmış iki dönemden fazla ihtar almasına sebep olmuştu (bu konudaki rekor hala kendisine aittir). Kendisinden sonra gelen Hagrid gibi o da, Okami, Garkenez ve Ateş Yengeci gibi yaratıkların taşıdıkları riskleri hafife almaya eğilimliydi ve bir keresinde ‘İyi Kader Çeşmesi’ oyununda bir Külbükül‘ü solucan rolünü oynaması için büyüledikten sonra Büyük Salon’un alevler içinde kaldığı o ünlü olaya sebep olmuştu.
Kettleburn sevilen ve eksantrik bir adamdı ve okuldaki görevine devam etmesi çalışanların ve öğrencilerin ona olan düşkünlüğünün kanıtıydı. Kariyerini tek kol ve bir buçuk bacakla noktaladı. Albus Dumbledore emekliliğinde ona bir tam set afsunlu tahta kaburga hediye etti. Bu hediyenin düzenli aralıklarla değiştirilmesi gerekiyordu çünkü Kettleburn’ün boş zamanlarında ejderha barınaklarını ziyaret etme alışkanlığı protezlerinin sık sık yanıp tutuşması anlamına geliyordu.
Kettleburn emekliliğinde Hogsmeade‘e yerleşti ancak fiziksel zayıflıkları sebebiyle Hogwarts Savaşı‘nda yer alamadı. Yine de üzerine düşeni yapmaya kararlı şekilde, tavan arasına güçlükle tırmanıp tüm Pıtırkurt stoğunu tavan penceresinden geçmekte olan Ölüm Yiyen‘lere fırlatmay başardı. Savaşın sonucuna pek bir etkisi olmasa da, önemli olanın niyet olduğunu herkese gösterdi.
Yorumlara bak
Diğer 2 kitabın çevirilerini heyacanla bekliyorum