Narcissa Malfoy: gerçekten de kocası kadar kötü biri miydi, yoksa sadece hayatta kalmak için yapması gerekeni yapan bir anne ve eş olarak mı hareket etti?
Narcissa Malfoy elbette iyi biri değildi; kötülük dolu bir kalabalığın içine düştü, kibirli, soğuk ve gaddar olmaktan çekinmeyen biriydi. Ama tamamıyla kötü biri de değildi. Draco’ya olan sevgisi onun kötü özelliklerini kapatan noktasıydı ve aynı zamanda Harry’i Yasak Orman’da Voldemort’dan kurtaran şeydi, o kadar.
Narcissa erdemli anlarına rağmen, tepeden tırnağa bir Malfoy’du. Safkan bir aileden gelen Narcissa’nın Muggle’lardansa büyüye güvenerek yetiştirildiği ortadadır.
Kocası Lucius gibi Narcissa da, açıkça Muggle doğumlu büyücülerin safkan olanlardan aşağı konumda olduğuna inandı ve kız kardeşi Andromeda’yı da Muggle’la evlendiği için reddetti. Bu düşünceler Harry ve arkadaşlarının inandıkları şeylerle ters düşüyordu ve Narcissa Karanlık Lord’un son aylarında Voldemort’un yakın çevresinin bir parçasıydı. Ancak, aslında bir Ölüm Yiyen değildi.
Yine de söz konusu Harry olduğunda Lucius’un yaptığına uydu. Gerçekten de Harry ve arkadaşlarını kocasının yakalanması ve hapsedilmesinden sorumlu tuttu. Aslında, Narcissa Harry, Ron ve Hermione’den hoşlanmıyordu, o kadar ki Madam Malkin’in yerinde karşılaştıklarında onlara “pislik” olduğunu söyledi ve Harry’i Sihir Bakanlığı’nda öldükten sonra sevgili Sirius’la yeniden bir araya gelecek diye tehdit etti. Peki, şu ana kadar çok da sevecen bir karakter olmadığını kabul ediyoruz…
Ancak, hikâye boyunca Narcissa’nın gerçek sadakatinin ailesine, özellikle de oğluna olduğu apaçık ortaya çıktı. Bu Voldemort’a karşı gelmek anlamına gelse bile.
Narcissa Voldemort’un iç çemberinin bir parçası olmuş olabilir, ama hükmen bu durumdaydı. Kocası, kardeşi, kardeşinin eşi ve kuzeni Regulus Black, hepsi Ölüm Yiyen’di. Ancak bildiğimiz kadarıyla Narcissa’nın Karanlık İşareti yoktu. O her zaman Karanlık Lord’un daha sessiz destekçilerinden oldu, her zaman Lucius’un yanında ama nadiren aksiyonun içinde yer aldı. Aslına bakarsanız, Draco’yu korumak için Narcissa birden fazla olayda seve seve Voldemort’a ihanet edeceğini gösterdi.
Lucius’un Azkaban’a atılması ve Malfoy isminin itibarını yitirmesiyle Voldemort Draco’ya önemli bir görev verdi: Albus Dumbledore’u öldürmek. Narcissa bu “onur”un Draco’ya ödül olarak değil de babasının başarısızlığının cezası olarak verildiğini çok iyi biliyordu. Narcissa, buz kraliçesinden, paniklemiş, koruyucu bir anneye dönüştü. Draco tehdit edildiğinde, Narcissa gaddar, gözü kara ve oğlunu korumak için her şeyi yapmaya hazır biri hâline geldi. Bu Voldemort’un gizli göreviyle ilgili bilgi sızdırmak anlamına gelse de.
Narcissa’nın şansına, Bella’yla birlikte Spinners End’e geldiklerinde Severus Snape’in plandan tamamıyla haberi olduğu ve Draco’ya görevinde yardım etmeye hazır olduğu ortaya çıktı. Bellatrix kız kardeşinin Voldemort’un talimatlarından dolayı kahrolmasını anlamıyordu, onun gözünde bu büyük bir onurdu. Ona göre oğulları olsaydı, onları Voldemort’un emri üzerine feda etmekten memnun olurdu. Fakat Narcissa’nın Draco’ya olan sevgisi Voldemort’a olan korkusunun önüne geçmişti. Snape’e yalvarmıştı, Narcissa’nın sakınmadan açığa vurduğunu gördüğümüz duygusunun kendisiyle Bozulmaz Yemin yapması için yalvarmasıydı, böylece Draco’nun güvende olmasını sağlayacaktı.
Ancak Narcissa’nın en büyük anı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları’nda Voldemort’a ihanet etmeyi seçtiği an olacaktı. Draco’nun yaşıyor mu yoksa ölü mü olduğunu bilmediği için Narcissa oğlunu kaybetme riskindense Karanlık Lord’a yalan söylemeyi tercih etti. Voldemort’un ondan Harry’i öldü mü diye kontrol etmesini istediğinde ve Narcissa Harry’nin hâlâ nefes aldığını anladığında bu fırsatı kaçırmadı. Harry Draco’nun hâlâ hayatta olduğunu söyleyince oğluna daha yakın olmak için efendisine yalan söyledi.
Narcissa oğlunu korumak için gerçeği Voldemort’dan saklamış olabilir ama bunu yaparken istemsiz de olsa Harry’nin galip gelmesine yardımcı oldu.
Narcissa’nın kocası Lucius bir Ölüm Yiyen, egoist ve demir yumrukla Malfoy ailesini yöneten kişi oymuş gibi görünüyordu. Ancak hapse girdikten sonra işler iyice kötüleştiğinde başa geçen Narcissa oldu.
Voldemort’un onların Malikanesini kendi karargahı olarak seçmesinin Malfoy ailesini gururlandırmıştır diye düşünebilirsiniz, ancak ne Narcissa ne de Lucius bu durumdan pek memnun görünüyordu, özellikle de Voldemort Lucius’un kendisine asasını vermesini istediğinde. Lucius tereddüde düştü ve yol göstermesi için baktığı kişi Narcissa’ydı.
Malfoy gözünün ucuyla karısına baktı. Uzun sarı saçları sırtından aşağı inen kadın da neredeyse onun kadar solgundu, dümdüz karşıya bakıyordu ama masanın altında narin parmaklarıyla kısacık bir süre kocasının bileğini kavradı. Onun teması üzerine Malfoy elini cüppesinin içine soktu, bir asa çıkardı ve elden ele Voldemort’a gönderdi.
-Harry Potter ve Ölüm Yadigârları
Narcissa’dan yardım bekleyen sadece Lucius değildi, Draco da yol göstermesi için annesine baktı.
Draco Malfoy dehşet içinde, gözlerini kucağına dikmiş olan babasına baktı, sonra annesiyle göz göze geldi. Kadın başını belli belirsiz iki yana salladı, sonra da karşı duvara anlamsız bir yüzle bakmayı sürdürdü.
-Harry Potter ve Ölüm Yadigârları
Narcissa için pek çok şey söylenebilir; gaddar ve soğuk biriydi, ayrıca ailesinin yeniden yükseldiğinde Voldemort’un tarafına dönmesini izlemekten memnundu, ama Narcissa aynı zamanda fedakâr biriydi; oğlunu ve kocasını seviyordu ve onları korumak için kendini tehlikeye atmakta hiç tereddüt etmedi.
Narcissa’nın pek çok hareketinin sebebi ne pahasına olursa olsun ailesini korumaya bağlanabilir. Narcissa Malfoy’un Molly Weasley veya Lily Potter’dan ne farkı var? Sonuçta sevgiyi en öne koydu. Gözle görülen bir kahraman olmasa da, en önem teşkil eden anda doğru şeyi yaptı.
Gelecek ay Sybill Trelawney’i savunma yazısında görüşmek üzere!
Yorumlara bak
Narcissa her zaman en sevdiğim karakterlerden biri olmuştur zaten
Ben Narcissayi hep serinin basindan beri cok asil bulurdum aslinda Lucius kendini bozmasaydi o da asil bir karakterdi ancak Narcissanin icten ice bir anacligi ve herkesi koruyan bir ozelligi agir basiyordu ancak sevdiklerini korumak icin Voldemort gibi hatika bir zihnifendara yalan soyle ne pahasina olursa olsun hep bir durusu vardi ve bunu bozmadi Narcissa hicbir zaman Bellatrix gibi koru korune baglanmadi Voldemorta o yuzden karanlik isareti yoktu ve hicbir zaman da kiz kardesi Andromeda gibi bir muggle sevgisine sahip olmadi o gri bolgedeydi tipki diger karakterler gibi ama karanlik isareti bastirirsa bunun donusu olmadigini biliyodu eger bi mugglela evlenirse de bunun da bi donusu olmadigini biliyodu sadece ailesinin oldugu yerde kaldi BEN SAHSEN NARCISSANIN BUYUK HAYRANLARINDAN BIRIYIM?
Ben şahsen sevmişimdir hep. Voldemort ´a karşı yalan söylemek gerçekten cesaret işi ve burdan Voldemort´a tek yalan söylemeyi başaranın Severus Snape olmadığını anlıyoruz. Tam bir anne olan Narcissa´yı seviyorum...
Bende narcissaya bayılıyorum.Çok cool ve şaçları müthiş
Narcissa saçları her zaman dikkatimi cekmistir
Narcissa müthiş bir karakter.Voldemort 'a yalan söylemek ne büyük cessaret örneği
Harry potter'daki favori karakterleyimden biri cisy. Ölüm yiyenlerin gözleri önunde voldemorta yalan söylemek...oğlu için kendini böyle bi tehlikeye atan bir anne...gerçekten çok cesur. Asaletine hayranım gerçekten.