İşte Rowling’in Favori Teorisi: “Dumbledore ve Peverell Kardeşler”

Yıllar boyunca Harry Potter hayranları, en sevdiğimiz Harry Potter anlarındaki üstü kapalı anlamları aramak için filmlere ve kitaplara gömülmüştür. Bu araştırma pek çok hayran teorisini de beraberinde getirdi. Bazıları Ron’un zaman yolculuğu yapan Dumbledore olması gibi saçma sapan şeyler olsa da diğerleri bizim gerçekten durup düşünmemizi sağlamıştır, mesela Neville’ın nasıl diğer Seçilmiş Kişi olduğu gibi. Bizi durup düşündüren ve, “Bu nasıl benim aklıma gelmedi?” dedirten -çünkü hepsi çok iyi oturuyor- öyle çok fazla teori yoktu taa ki Dumbledore ve Peverell Kardeşler teorisini okuyana kadar.

İlk olarak kısaca hikayeden bahsedelim. Peverell Kardeşler, Ozan Beedle’ın Hikayeleri’ndeki “Üç Kardeşin Hikayesi” adlı hikayeye ilham kaynağı olduğu düşünülen kişilerdir. Harry, bu hikayeyi ilk defa “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları”nda, Lovegoodlar’ın evindeyken duyar. Hikaye şöyledir:

Alacakaranlıkta seyahat eden  üç erkek kardeş vardır, karşılarına geçilemeyecek kadar tehlikeli bir nehir çıkar. Bu üç kardeş sihirlerini kullanarak nehri geçmelerini sağlayacak bir köprü yaparlar ve Ölüm’ü mağlup ederler ancak Ölüm öfkelidir  ve onları zekaları için “ödüllendirmek” ister. İlk kardeş, alt edilemeyecek kadar güçlü bir asa (Mürver Asa),  ikinci kardeş ölüleri geri getirecek bir şey (Diriltme Taşı) ve üçüncü kardeş de kendisini herkesten  -Ölüm’den bile- gizleyecek bir pelerin (Görünmezlik Pelerini) ister. Ölüm onlara hediyelerini sunar, daha sonra yolları ayrılır. İlk iki kardeş Ölüm’ü bir kez daha yendiklerini ve onu aşağıladıklarına inanmaktadırlar. Ancak Ölüm onları hemen bulur – Mürver Asa başkalarının ilgisini çekmiş ve ilk kardeşin öldürülmesine sebep olmuştur ve Diriltme Taşı da ikinci kardeşi üzüntüye ve umutsuzluğa sürüklemiştir. Üçüncü kardeşse uzun ve sağlıklı bir yaşamın ardından hayatının sonunda Ölüm’ü eski bir dost olarak selamlamıştır. Bu üç nesneye (Ölüm Yadigarları) sahip olan kişinin Ölüm’ün Efendisi olacağına inanılır.

Bu hikaye bizi yıllardır eğlendiren çok değerli bir andır. Herkes hikayedeki kardeşlerin Peverell Kardeşler olduğunu bilir: Antioch, Cadmus ve Ignotus. Bu Harry Potter teorisine göre, bu hikaye aslında Harry’nin hayatını yansıtıyor. Voldemort, yenilmezliğin yollarını aradığı ve umutsuzca Mürver Asa’yı istediği için Antioch Peverell’dır. Ama O da Antioch gibi Asa’nın gerçek gücünün nasıl ortaya çıktığından bihaberdir. Mürver Asa nesilden nesle aktarılmaz, güç kullanılarak elde edilmelidir. Voldemort Mürver Asa’yı Dumbledore’dan fiziksel olarak almadığı için (Draco Malfoy almıştı), Asa’nın gerçek sahibi değildir. Voldemort bunu ölürken öğrenmişti.

Severus Snape ise ölmüş olan aşkıyla umutsuzca yeniden kavuşabilmek istemektedir, aynı Cadmus Peverell gibi. Cadmus aşık olmuş ve nişanlanmıştır ancak sevgilisi onlar henüz evlenemeden ölmüştür. Perişan bir halde Ölüm’den Diriltme Taşı’nı istemiş ancak bunun sonucunda kendi hayatından olmuştur. Ölü sevgilisini hayata döndürdükten sonra sevgilisi aynı kişi değildir, çok üzgün ve soğuktur. Bu hasret Cadmus’u delirtmiş ve kendi canına kıymasına sebep olmuştur. Snape’in, hayatını Lily Potter’la yeniden bir araya gelmeyi dileyerek geçirmesi ve bunun sadece ölümle mümkün olması, Cadmus’la çok net bir benzerlik taşımakta.

Harry ise, hiçbir zaman Ölüm’ü tam olarak alt etmek istemediği için Ignotus’tur. Harry hayatını yalnızca elinden geldiği kadar iyi yaşamak istemişti ve ölme zamanının geldiğine inandığı an, Ölüm’ü Yasak Orman’da açık bir şekilde selamlamıştı. Eğer Voldemort, Snape ve Harry Peverell Kardeşler’i temsil ediyorlarsa, teori Dumbledore’un hikayedeki Ölüm’ün ta kendisi olmasıyla devam ediyor. Küçük kardeşin Ölüm’ü eski bir dost olarak selamlayıp “O’nunla birlikte memnuniyetle gitmesi ve ikisinin, birbirinin dengi olarak bu hayattan ayrılmaları” çok iyi oturduğu için hayranlar bu teoriye oldukça düşkündürler. Harry öldüğünde Dumbledore, O’nu King’s Cross İstasyonu’nda karşılamıştı. J.K Rowling bile bu teoriye katılıyor:

“Dumbledore, Ölüm. Bu güzel bir teori ve yerine oturuyor.”

Peki siz, “Biri güç için öldü, biri aşk için öldü, diğeri ise Ölüm’ü eski bir dost olarak selamladı.” cümlesine katılıyor musunuz? Çünkü ben kesinlikle katılıyorum!

Bir hayran yapımı olan “Üç Kardeşin Hikayesi” kısa filmini hemen aşağıdan izleyebilirsiniz: