Pottermore Muhabiri ile Adım Adım Film Yapımı: Bu Peynir Gerçek Mi?
|Altı ay boyunca her hafta bir gazeteciyi film setine gönderirsen sana yüzlerce gözlem yapmış olarak döner. Bizim hikayemizde bu gözlemlerin şaşılacak bir miktarı peynirle alakalı. İşte bir Pottermore Muhabiri‘nin gözünden adım adım film yapımı…
Hollywood yapımcıları hep filmlerde “sihir yaptıklarını” söylerler. Ancak bahsettikleri sihir bildiğimizin dışında, bir hikayeyi hareket eden kareler ile anlatarak duyularımıza hitap etme sihridir.
Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar filmi setinde ise, gerçek anlamda sihir yapmaktan bahsediyoruz. Büyüler, canavarlar, lanetler ile büyücüler, cadılar, asalar gibi… Dipsiz valizleri ellerinde, sarı çizgili yaralara sahip asi, büyülü yaratık uzmanları gibi. Artık tam manada neyin gerçek olup neyin olmadığını bilmek her zamankinden de zor. Özellikle de hiç –bu kısım tamamen doğrudur– film yapımında bulunmamış bir gazeteciyseniz.
Kasım ayında film vizyona girmeden önce, bu sektörle alakalı birtakım sırları ortaya dökeceğim. Fakat benden söylemesi; araştırma yöntemlerim birazcık tuhaf gelecek sizlere.
Sette işaret parmağımı gün boyu tabakta öylece duran yapış yapış bir peynir topağına daldırırken ‘Bu peynir gerçek mi?’ diye sorup bir tane daha istedim. ‘Evet. Bu sahnede kullanılan peynirin gerçek olduğu konusunda sizi temin ederim. Acaba peynirin ortasına parmak atarak koskoca filmi mahvettim mi? Bunun plastik olduğunu sanıyordum.’
Aşağılardan bir ses, ‘Acaba tabaklar gerçek mi?’ diye soruyor. Sesin sahibi sahte dekorlardan sorumlu Mitch -ki kendisi çatlamış bir şarap kadehini onarırken yerlerde sürünmekle meşgul. Öyle bir sırıtıyor ki sanırsınız aldatma konusunda şeytana pabucunu ters giydirmiş.
Tabakların gerçek olduğundan epey emin gibiyim. Daha evvel onlara şöyle bir dokunmuştum. Sırf emin olmak için tekrar bir dokunuyorum şimdi. Bunlar gerçek değil. Jon Voight’un merdivenleri çıktığı sırada dikkatim dağılmış olacak ki o sırada dekor ekibi hakiki çini takımları sahte olanlarıyla değiştirmiş.
Bu sahnede çektikleri numaranın vakti geldiğinde Mitch bana, kontrollü ve güvenli bir patlama hissiyatı uyandırmak için bu tabakların, zararsız ve istendiği anda kırılmaları için özel olarak tasarlandığından bahsediyor. Ona sanki kulağının arkasından bir para çıkarmışcasına öylece bakıyorum.
Bu, film yapımcılarının beni o zeka fışkıran, önce güvenlik diye bağıran sahte dekorlarıyla ilk kandırışları değil. Kitapları hafifletmek için içlerini oyup boşalttıklarını biliyor muydunuz? Normalde ağır olan bir nesneyi alıp, reçine ile aynı iskelette şekillendirip, başka malzemelerle hafif bir kopyasını oluşturduklarını? Ya da bazı masalar için öyle hafif bir odun türü kullandıklarını ki tek parmağınızla o masayı kaldırabileceğinizi?
Eddie Redmayne’i aslında ezmeyen kitaplıklar, Colin Farrell’ın yüzünü çizip sıyırmayacak tuğlalar yahut Dan Fogler’ı sakatlamayacak mobilyalar gibi her türden cismin sahtelerini gerçeklerine benzer yapabiliyorlar.
Aslına bakarsanız, düşününce bu çok normal. Elbette dekor nesneler olmalı. Gidip gerçek porselenleri Ezra Miller’ın yine gerçek olan yüzünde parçalayacak halleri yok ya! Peki şu ana kadar hiç oturup bunu düşünmüş müydünüz acaba?