Fantastik Canavarlar Setinde Eddie Redmayne ile Keyifli Bir Sohbet
|Harry Potter filmleri sonrası aynı evrende farklı kahramanları izleyeceğimiz Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar? filmi gittikçe yaklaşırken Mugglenet sitesinin, sete gidip oyuncularla yaptıkları röportajları sizlere sunuyoruz. İlk röportaj filmde Newt Scamander karakterine can verecek olan başrol oyuncusu Eddie Redmayne ile. Keyifli okumalar dileriz!
Ekipten ilk röportajın filmin başrol oyuncusu Eddie Redmayne ile olması pek hoş oldu. Redmayne odaya girdiğinde üzerinde, ilk olarak Entertainment Weekly’de kapak olduğu ve tonlarca cosplayi yapılan Scamander karakterinin elbiseleri var. Ben şahsen bu mavi paltolu kıyafeti yakından görebildiğim için çok mutluyum. Kapaktaki kadar canlı değil gerçi, biraz daha derin ve bastırılmış bir mavi bu. Aslına bakarsanız Redmayne’in bu görünüşü, hayvanların dostluğunu insanlara tercih eden bir büyücü için tam uygun, parlak ışıkların altında çekilmiş fotoğraflardan çok daha doğal.
Şunu baştan söyleyeyim, Redmayne rol için seçildiğinde bu benim pek hoşuma gitmemişti. O’nun yetenekli bir aktör olduğunu biliyordum fakat can vereceği Newt Scamander karakteri hakkında çok az bilgim olması nedeniyle seçilen aktörden neler beklemem gerektiği meçhuldü. Ama onu öyle karakterin kıyafetleriyle görünce ikna oldum. Yüzünde gözleri çevresinde hoş takip çizgilerine, gülümseme çizgilerine sahip; teni çilli, böyle sanki saatlerini dışarılarda ejderha peşinde harcamış gibi ve gözlerinde bir nezaket var. İşte size kahramanımız.
Bir de güzellik yapıp, bize gelirken asasını da getirmiş, bize içten şekilde elden ele gezdirmemiz konusunda onay verdi ki böylece hepimiz yakından görebilelim. Parmaklarımla asanın kökünün ne olduğu ve hangi malzemeden yapıldığını başarısız keşfetme denemem sırasında asa elime sağlam bir şekilde oturuyor. Tutma yeri muhtemelen hayal edebileceğinizden daha doğal tonlarda koyu gri ile yanmış turuncu renklerde ki adeta gri neredeyse kahverengi hissi yaratan turuncuya doğru kayboluyor.
Öyle olmadığını bilmesem –Newt’ın asasında hayvansal bir madde yer almıyor dedikodusu- Newt’ın asasının eskitilmiş bir hayvan boynuzundan yapılmış olabileceğini düşünürdüm zira damar yuvarlakları adeta bir geyik boynuzuna ait gibi ve hatta ucu da boş. Asanın geri kalan kısımları koyu kahve odundan, oymalı ve silik; hiç öğretmen bastonuna benzer bir hali yok. Asayı Redmayne’e geri uzatırken artık röportajın vaktinin geldiğini anlıyoruz.
B- Asanızın çekirdeğinin ne olduğunu öğrenebilir miyiz?
E- Ee, hayır. Hayır. Maalesef olmaz, ama bu işi almanın en heyecanlı yanlarından biri de çok sağlam sanatçılarla çalışacak olmaktı. Bu iş için birkaç ay hazırlık yaptım, karakteriniz hakkında ve ne tür bir asanın uygun olacağıyla alakalı görüşmek gerekiyor. Sonra da bu muazzam çizimler geliyor önünüze ve size birini seçme şansı veriliyor. Görüyorsunuz ya muhteşem bir olay.
B- Çoğumuz Harry Potter kitaplarıyla büyüdük. Kitaplar ilk çıktığında ben dört yaşındaydım ve ilkokul öğretmenime artık Hogwarts’ta okuyacağımı, onlarla tanışmanın çok güzel olduğunu söylediğim bir mektup yazmıştım. Kitaplar çıktığında senin de gençlik döneminde olduğunu biliyorum, seri ile büyümek tarzı bir bağ sen de kurabilmiş miydin?
E- Ben sade bir hayrandım, cidden. Kitapları okumuştum, sonra filmleri izlemeye başladım ve bu harika bir kaçış yoluydu. Yani her yıl ya da iki yılda bir J.K. Rowling’in yetenekli ellerinden çıkan bu dünyaya dalabilmek… Hikâyeleri her türe inanılmaz bir şekilde kucak açmakta.
Hikâyenin benim açımdan en muhteşem yanı önce gerilim tadı verip sonra macerayı sunması… senaryonun sonunda da ben…”Aman tanrım! Bunca olay birkaç gün içine sığdırılan tek bir hikâyeye nasıl oturtulabilir?” diyordum. Ama bir şekilde Rowling bunu beceriyor. Filmlerin çıkmasını dört gözle bekliyorum. Hele de burada kızıl kafalı bir ailenin yer alması ve benim onların arasına katılmak için seçmelere dahi katılamamış olmam gerçeği de varken. Bu durum yüzünden acı çektiğimi söyleyebilirim. Başka filmler de çekeceklerini öğrendiğimde ise “Lütfen, ben de bir parçası olabilir miyim…” demeye başlamıştım.
B- Senaryo haricinde karakterinizle alakalı ne kadar bilgi edindin, geleceği hakkında neler biliyorsun?
E- J.K. Rowling ile tanışma fırsatı buldum. Filme hazırlanmak için üç ya da dört ayım vardı ve bir ay kadar önce ben burada Leavesden’de iken J.K. Rowling geldi. Mükemmel, bir o kadar da garip, kısacık bir anda David Yates bizi tanıştırdı, onun sadece bir saat kadar kalacağını biliyordum ve “Merhaba, tanıştığımıza çok memnun oldum,” dedim ve o bir saat boyunca kafasını şişirip durdum.
Ertesi gün sete geldiğinde ben “Özür dilerim,” diyordum ama o kadar efsaneydi ki. Rowling karakterleri konusunda çok tutkulu ve onların üç boyutlu dünyası ve hikâyeleri hakkında çok hassas. Yaşamış ya da yaşayan insanlarla oynamaktan ve bu dünyada gideceğin ya da yapacağın araştırmaların çokluğu yüzünden paranoyak mı oldum bilmiyorum. Newt hakkında güzel olan şey ise direkt J.K. Rowling’e gidebilmek, o ne varsa anlatıyor.
B- J.K. Rowling ile konuşurken, karakter hakkında bilmediğin ya da yeni öğrendiğin sana sürpriz olan şey neydi?
E- Sanırım Newt’un geçmişi ile karaktere ait fikirlerin nasıl ortaya çıkışıydı. Bunlar Rowling için çok kişisel şeyler ve bu aslında çok da hoştu.
Ayrıca harika olan bir diğer şey de yaptığım bazı şeyleri paylaşabilmek, izleme cihazı olan insanlarla ya da hayvanlarla çalışan insanlarla veya zoolojistlerle tanışmaktı ki bu insanlar gerçekten yeni doğan bir kaplan yavrusu ile ilk beş gün birlikte uyuyan kişiler. Sonra kafeslere girdikleri hikâyeler ile insanlarla birlikte büyüyüp daha sonra doğaya salınan gorillerin olağanüstü hikâyeleri var. Damian Aspinall diye bir arkadaşın geri geldiği ve gorile seslendiği, sonra da gorilin gelip birbirlerine sarıldıkları bir YouTube videosu var, bunun gibi insan ve hayvan davranışlarının garip bir karışımı işte.
J.K. Rowling ve David’in muhteşem oldukları bir konu iş birliğini çok sevmeleri, yanlarına gidip fikirlerinizi öne sürebilir ve bir şeyler katabilirsiniz.
B- Anladığım kadarıyla artık siz yeni dörtlüsünüz – yeni üçlü değil, yeni dörtlü. Dan, Alison, Newt ve Tina’nın ilişkilerini de göz önünde bulundurursak Katherine ile çalışmak nasıldı?
E- Gerçekten mükemmeldi. Bir an vardı, hatta tam buranın üstünde kendi repliklerimizi okumuştuk, gerçi öyle çok uzun sürmemişti ama. Sanırım dördümüz ile başka birkaç kişi daha kendi bölümlerini okuyordu. Yani, bir süre önce telefonlaşırken şimdi Leavesden’de yürüyorduk ve birbirimize bakarak “Vay be, başlıyoruz bakalım!” diyorduk.
Yani şey gibi… yani zamanınızın çoğunu bu insanlarla geçireceğinizi biliyorsunuz ve bir de şey var… David’in kast direktörü Fiona Weir ve Carson Graves ile muazzam bir şekilde başarması bence… J.K. Rowling bu dörtlünün karakterlerini öyle belirgin yazmış ki kendi içlerinde çok farklı noktaları varken seçilen oyuncuların da aralarında farklılıklar mevcut. Sanırım dördümüze has seçici bir özellik mevcut. Diğerleriyle birlikte oynamak harikaydı. Gerçekten de çok güzeldi. Hatta eğlenceliydi de; daha önce bir takım parçası olarak bir şey yapmamıştım. Her şeyin altından gerçekten dördümüz birden kalktık.
B-Canavarlarla olan sahneleri nasıl çekiyorsunuz? Bu sahnelerde karşınızda sizinle rol alan birileri oluyor mu yoksa bunlar çoğunlukta sen ve David’e ait işler mi oluyor?
E- Theory of Everything ve Danish Girl filmlerinde birlikte çalıştığımız dansçı ve hareket koçu Alex Reynolds ile çalıştım. Birkaç ayı araştırma yaparak geçirdik hatta. Çünkü hoş olan nokta David’in gelip, “Şu şöyle olacak…” falan demeyişiydi. O “Her neyse, bunun altından birlikte kalkalım –eğer karşınızda birileri olması gerekse, biz sonra onları yok ederiz. Ya da kuklacı da olabilir,” dedi.
Yani her yaratıkta, benim için önemli olan Newt’un her biriyle ayrı bir ilişkisi olması ve bu yaratıkların kendi aralarında da ilişkileri olması. Hepsi bu durumun bir parçası ve Newt sanki onların bu ilişkilerini güden kişi. Biz de farklı fikirler arası gidip geldik. O yüzden bazen, mesela benim en sevdiğim karakterlerden biri olan ve şuramda yaşayan [cebini göstererek] küçük çubuk adam Pickett söz konusu… Kendisinin bağlanma sorunları var ve her zaman cebimde olmak zorunda. Ve omzuma çıktığı sahnelerde başlarda gerçekten hissedebilmek için gerçek bir parmak kuklayı kontrol eden bir kuklacı kullandık. Daha sonra ucu kablodan uzun bir çubuğa Pickett takıldı. Ve biz sahneleri çekerken aslında orada değil ama oradaymış gibi hissedebiliyordum.
Ama bazen… bu akşam ikinci birim şeylerinin Central Park Hayvanat Bahçesi’nde bir babunla çekimleri yapılırken olduğu gibi, aslında babun orada olmuyor. Aslında ortada bir şey yokken çalışmak ve kendi kendine bir tutam doğaçlama yapmak daha kolaydı. Şunu büyük özgüvenle söylüyorum ki bu büyük bir felaket olabilirdi.
Bu zevkli röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Sihirli günler dileriz.