Kelid Aynası’nda ‘Grindelwald’ı Görmek’: Bir Albus Dumbledore Umutsuzluğu
|Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin yeni fragmanının yayınlanması, ardında binlerce yeni soru da getirdi. En dudak uçuklatan sahnelerden biri de, Albus Dumbledore’un Kelid Aynası’nda Gellert Grindelwald’ı görmesiydi. MuggleNet‘ten dilimize kazandırdığımız bu yazı çok konuşulacak!
Öncelikle fragmanı bin birinci defa tekrar izleyelim:
Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda Kelid Aynası’nı keşfeden genç ve kendinden geçmiş bir Harry’ye ayna hakkında şunları söylemişti:
“Bu ayna yüreklerimizin en derinliklerinde yatan tutkuları, istekleri gösterir bize.”
Açıkça görülüyor ki, Gellert Grindelwald Dumbledore’un yüreğinin “en derinliklerinde yatan tutku ve isteği”ni temsil ediyor. Dumbledore’un aynada Grindelwald’ın yansımasını görmesinin sebebi, büyü dünyasında barışı sağlamak umuduyla onu mağlup etme isteğinden kaynaklanıyor olabilir. Peki, öyleyse Dumbledore neden Grindelwald ile yüzleşmeye o kadar gönülsüz görünüyor? Bir diğer ihtimal; Dumbledore’un en derin arzusu, bir zamanlar tanıdığı ve hâlâ sevmeye devam ettiği Grindelwald’ın kendisi de olabilir.
Tüm bunlar bir yana, Ayna’da, hatalarından ders almış ve Dumbledore’un sevdiği haliyle hatırladığı bir Grindelwald’ı da görüyor olabiliriz. Dumbledore, muhtemelen Grindelwald’ı yürekten anlayan tek kişiydi.İkisi de henüz çok gençti; aynı ilgi alanlarına sahipti ve her ikisi de oldukça zeki adamlardı. Ayrıca ikisi de aileleriyle küçük bir köyde kapana kısılmış ve ona rağmen daha fazlasını yapabileceklerini hissetmişlerdi. Dumbledore’un Grindelwald’aneden aşık olduğunu anlamak hiç de zor değil.
Kaldı ki, Dumbledore’un tarafında olan bir Grindelwald’la dünyayı ele geçirme arzusu, onda hâlâ yerini koruyor olabilir. Gençlik zamanlarında, birlikte geçirdikleri tüm o yaz ayları boyunca, Ölüm Yadigarları hakkında teoriler paylaşmış ve “Çoğunluğun İyiliği İçin” adını verdikleri büyücülük hakimiyetini kurmuşlardı. Şunu açıkça söyleyebiliriz ki; bu durum, Dumbledore’u etkisi altına almış ve ona bir amaç vermişti. Belki de, Dumbledore’un bir parçası, hâlâ, Grindelwald’ın öncüllüğüne inanıyor ve yeniden onunla çalışıp acımasız yöntemlerini değiştirmesini umut ediyor olabilir.
Her iki durum da, Dumbledore’un Grindelwald’a karşı koyma konusundaki gönülsüzlüğünü açıklıyor. Dumbledore’un en büyük arzusu, onun en büyük korkusunu yansıtıyor. İyileşmiş bir Grindelwald’la yeniden bir araya gelmeyi arzuluyor ise, onun tehlikeli ve ıslah olmaz karakterinin gerçekliğiyle yüzleşmekten korkuyor olabilir. Bunun yanında,Grindelwald’la yeniden bir araya gelmeyi ve gençliğinde yapmayı planladığı gibi onun tarafına geçmeyi arzuluyor da olabilir. Ancak, bu doğruysa, Grindelwald’la barıştığı an Dumbledore’un büyü dünyasına olan sorumluluğunu bırakacak kadar zayıflaması, onun en büyük korkusu haline gelecektir.
Yaşlı Dumbledore, sevginin bir insanın en güçlü yanı olduğu konusunda oldukça net bir fikre sahipti (Voldemort’un düşüşüne de bu inancı sebep olmuştu); ama Genç Dumbledore henüz bu fikirde olmayabilir. Belki de, Grindelwald’a karşı gelmekten oldukça korkuyordur; çünkü Dumbledore’un onu hâlâ sevdiğini düşünecek olursak, Grindelwald bu sevgiyi ona karşı kullanıp onun sonunu getirebilir. Bir zamanlar, Dumbledore’un Grindelwald’a olan aşkı, gözünü kör etmişti; ta ki, ilişkileri kardeşi Ariana’nın ölümünün ardından son bulana kadar. Kelid Aynası’nın Grindelwald’ı Dumbledore’un “derinlerde yatan en umutsuz arzusu” olarak göstermesi, Dumbledore’un ona karşı koyma konusundaki gönülsüzlüğünün bir sebebi olmalı. Grindelwald’a olan aşkının onu yeniden kör etmesinden ve bunun da dünyaya birçok cana mal olmasından korkuyor olsa gerek.
Bu filmde bahsi geçen olaylardan 20 yıl sonra bile Dumbledore’un, Grindelwald ile savaşmaya gönülsüz oluşu, Kelid Aynası’nın onda güçlü bir etkisi olduğuna işaret ediyor. Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda, Dumbledore Harry’ye Ayna’nın baştan çıkarıcı etkisinden muhtemelen kendi deneyimlerine dayanarak bahsetmişti:
“Ama bu ayna bizi bilgiye, doğruya götürmez. Gösterdiklerinin gerçek olmadığını bilmeyenler onun önünde eriyip gitmişlerdir ya da akıllarını kaçırmışlardır.”
İşte, aynanın Dumbledore’da yarattığı cazibenin sonucu olarak, “Grindelwald’ı tekrar kazanabilir mi?” sorusu ve bu olasılığı kaybetmenin korkusu, Dumbledore’u Grindelwald’ın Suçları filminde geri planda tutuyor olsa gerek. Öncelikle Dumbledore’un Grindelwald’ın karşısına dikilmesi ve onu mağlup etmesi için, bu türden hayallerden kurtulması gerekir. Bir şeyler olmuş olmalı ki, Dumbledore sevgisinin zayıflıktan ziyade bir güç olduğuna ikna olmuş. Mürver Asa, onun için savaşan iki büyücüden yalnızca en güçlüsüne bağlılığını gösterir. Potter serilerinden öğrendiğimiz bir şey varsa, o da sevgiden doğan sihrin nefretten doğan sihirden çok daha güçlü olduğu.
Harry Ayna’yı ilk keşfettiği zaman Dumbledore’a Ayna’da ne gördüğünü sormuştu. Buna karşılık J.K. Rowling ise, en derin arzusu olarak ailesinin tüm üyelerini sağlıklı şekilde bir arada gördüğünü açıklamıştı. Genç Dumbledore geçmişini kurtarmayı hâlâ istiyor olsa da, Yaşlı Dumbledore bir şeyi çok iyi biliyordu:
“Düşler dünyasına dalıp yaşamayı unutmak doğru değildir.”
Ne kadar yıllar geçmiş olsa da, Albus Dumbledore hâlâ oldukça duygusal bir adam. Sık sık geçmişine baktığı ve anılarına tutunduğu belli oluyor. Dumbledore, anılarını ziyaret etmek için kullandığı bir Düşünseli’ne sahip. Diriltme Taşı’nı kullanarak ailesini yeniden görme hevesi, ölümünü hızlandıran bir lanet yüzünden son buldu. Tüm bunlar, Dumbledore’un bugünü ve yarını yorumlarken, geçmişi derinlemesine düşünmesinin ne kadar önem arz ettiğini gösteriyor. İşte tam da bu, Kelid Aynası’nda Grindelwald’ın görüntüsünü daha da anlamlı kılıyor, ne açıdan bakarsanız bakın.
Elbette, film gösterime girene kadar yalnızca tahminlerde bulunabiliyoruz. Belki de, Dumbledore’un gördüğü, ona uzun zaman önce ödünç verdiği ve bir daha hiç geri alamadığı “bir çift yünlü çorap” giymiş bir Grindelwald’dır.
Bu sahne aslında beni çok sinirlendirdi. Rowling, dumbledore’un aiesini canlı, bir arada ve mutlu gördüğünü söylemişti fakat şu an, ara sıra olduğu gibi kendi ile çelişiyor. Ölmüş parçalanmış aileni görmek yerine öldürüp parçalayan adamı görmek ne demek yahu? Bu kadar mı omurgasızsın. Hem grindelwald’ı hem ailesini bir arada ve mutlu görse hadi neyse.
Fragmandaki sahne Rowling’in açıklamasıyla çelişmiyor ki. Dumbledore daha gençken, aşkı hala güçlüyken aynaya baktığında Grindelwald’ı görüyor. Belki yaşlandığında, olgunlaştığında ve Grindelwald düştüğünde aynaya baktığında gördüğü şey ailesi olabilir.
Bu bana anlamsız geliyor malesef. Aileni kaybetmenin acısı zamanla artar mı, aşk zamanla azalır mı? Grindelwaldı kalbinden silincekse kardeşini öldürdükten sonra silinmesi gerekmezmez mi? Bence yaşlanmayla alakalı olmamalı. Umarım görmediğimiz ve uyum yaratacak başka şeyler vardır.