J.K. Rowling’den Kısa Öykü: Bir Sirius Black ve James Potter Macerası

sirius-james

Hepimiz bu büyülü dünyanın ayrıntılarını daha fazla öğrenmek için her şeyi araştırıyoruz. Rowling ise bir hayır kurumu için Harry Potter doğmadan önceki bir olay hakkında ufak bir hikaye yazmış, hem de el yazısıyla! Gelin bu hikayenin ayrıntılarına bakalım ve tamamını sizler için çevirdiğimiz hikayeyi hep birlikte okuyalım!

J.K. Rowling tarafından yazılan bu Harry Potter öncesi hikaye 800 kelimelik bir yazı. Bir hayır kurumu için el yazısı ile yazıldı ve Waterstone’daki etkinlikte açık artırma ile 25.000 Pound’a satıldı. -Güncel kur ile yaklaşık 100.000 lira.- Online olarak ise 11 Haziran 2008’de yayınlandı. Hikaye Harry Potter’ın doğumundan üç yıl öncesini, Sirius Black ve James Potter ikilisinin başından geçen bir macerayı anlatıyor. Rowling o dönem şu şekilde bir açıklama yapmıştı.

“Yazıya başlamak için oturduğumda nükseden bir bağımlılık gibi hissetmeme rağmen, kelimeler kalemimden korkutucu bir kolaylıkla döküldü – fakat ASLA geçmişi anlatan bir kitap üzerinde çalışmıyorum. Aslında, kağıtta gözüktüğü gibi Waterstone için yazdım. Bunun iki adet çok değerli hayır kurumunun para bulması için en iyi yol olduğunu düşündüm sadece.”

Bir Sirius Black ve James Potter Macerası

Hızlı motosiklet, karanlıkta keskin köşeyi o kadar hızlı dönmüştü ki takip eden polis arabasındaki iki polis de sağlam bir, “Yuh!” çekti. Komiser Fisher devasa ayağını frenin üzerine yapıştırdı, yan selede oturan çocuğun tekerleklerin altına fırlayacağından kesinlikle emindi; şaşırtıcı bir şekilde, motosiklet dönüşünü üzerindekilere hiçbir şey olmadan tamamladı. Arka lambanın ışığı titreyerek parlarken, dar bir yan sokakta gözlerden kayboldu.

“Onları yakaladık!” diye haykırdı Anderson heyecanlı bir şekilde. “Bu bir çıkmaz sokak!”

Fisher direksiyonu sert bir şekilde kırdı ve vitesi neredeyse kırarcasına çekti. Dar yola takip için hızla dalarken arabanın yan boyasının yarısını söküp almıştı.

Kırk beş dakikalık bir kovalamacanın ardından, motosikletin farları tuzağa düşmüş bir şekilde hareketsiz duruyordu. İki sürücü yüksek tuğla bir duvar ve üzerilerine doğru çöken parlak gözlü bir avcı gibi duran polis arabası arasında kısılmıştı.

Arabanın kapılarıyla sokağın duvarları arasında o kadar dar bir yer kalmıştı ki Fisher ve Anderson araçtan çıkmak için çaba harcadı. Suçlulara doğru adım adım, bir yengeç gibi hareket ederken tüm saygınlıkları gidiyordu. Fisher devasa göbeğini duvar boyunca sürüklerken gömleğinin düğmelerini koparttı ve sırtıyla dikiz aynasını koparttıktan sonra serbest kaldı.

“Motosikletten inin!” diye böğürdü mavi ışığın tadını çıkarıp eğlenirken sırıtan gençlere.

Onlara söyleneni yaptılar. Kırılmış dikiz aynasından sonunda kurtulabilen Fisher, bir bakış fırlattı. Ergenliklerinin sonlarında görünüyorlardı. Motosikleti sürenin uzun siyah saçları vardı; küstah görünüşü hoş olmayan bir şekilde kızının gitar çalan serseri sevgilisini anımsattı. İkinci çocuk da siyah saçlıydı, fakat kısaydı ve her yöne dağılmıştı; gözlükleri vardı ve genişçe sırıtıyordu. İkisi de büyük altın bir kuşla süslenmiş tişörtlerini giyiyorlardı; amblem, şüphesiz, bir çeşit sağır eden uyumsuz bir Rock grubunundu.

“Kasklar yok!” diye bağırdı Fisher, gençlerin korunmasız kafalarını gösterirken. “Hız sınırını aştınız – dikkate değer bir miktarda!” (İşin gerçeği, belirlenen hız miktarı Fisher’ın herhangi bir motosikletin gidebileceğini düşündüğünden çok daha fazlaydı.) “Polisin dur emrine uymadınız!”

“Minik bir sohbet için durmayı çok isterdik,” dedi gözlüklü çocuk, “biz sadece – ”

“Çok zekisin – ikinizin de başı büyük belada!” diye homurdandı Anderson. “İsimler!”

“İsimler?” diye tekrarladı uzun saçlı sürücü. “Hmm – bir bakalım. Wilberforce var… Bathsheba… Elvendork…”

“Elvendork için güzel olan şeyse, kız veya oğlan çocuğuna yakışır,” dedi gözlüklü oğlan.

“Ha, BİZİM isimlerimiz mi demek istediniz?” diye sordu ilki, Anderson öfkeden tükürükler saçarken. “Söylemeliydiniz! Yanımdaki James Potter ve ben Sirius Black!”

“Etraf senin için bir dakikalığına kararacak, seni ufak yüzsüz -”

Fakat ne James ne de Sirius dikkat ediyordu. Av köpekleri gibi aniden tehlikeyi sezdiler, Fisher ve Anderson’ın arkasına bakıyorlardı, sokağın karanlık girişinde duran arabanın üzerindeki çatının üzerine doğru. Sonra, benzer kıvrak hareketlerle, ikisi birden arka ceplerine elini attı.

Bir kalp atımı süresince iki polis memuru silahların parıltısını görür gibi oldu, fakat bir saniye sonra motosikletlilerin elindekileri gördüler –

“Bagetler?” diye alay etti Anderson. “Bir çift şakacısınız, değil mi? Her neyse, sizi tutukluyoruz – ”

Fakat Anderson hiçbir zaman tutuklama sebebini söyleyemedi. James ve Sirius anlaşılmaz bir şeyler bağırdı, sonraysa farlardan gelen ışıklar titredi.

Polisler etraflarında döndü ve arkaya doğru yalpaladı. Üç adam sokağın üzerinde süpürgelerle uçuyorlardı – gerçekten UÇUYORLARDI –. Aynı anda, polis arabası arka tekerleri üzerinde şaha kalkmıştı.

Fisher’ın dizleri çözüldü; sertçe oturdu; Anderson ise Fisher’ın ayaklarına takılıp üzerine düştü. GÜM – PAT – ÇATIRT – süpürgeli adamlar şahlanmış arabaya çarptı ve açıkça duyarsız bir şekilde yere düştüler; süpürgelerinin kırık parçaları etraflarına dağılıyordu.

Motosiklet böğürerek hareketlendi. Fisher ağzı açık bir halde, arkasındaki gençlere bakabilmek için cesaretini topladı.

“Çok teşekkürler!” dedi Sirius motorun gürültüsünün arasından. “Size borçluyuz!”

“Evet, tanıştığımıza memnun oldum!” dedi James. “Ve unutmayın: Elvendork! Üniseks bir isim!”

Toprağı sarsan bir çarpışma oldu, Fisher ve Anderson birbirine korkuyla sarıldı; arabaları az önce büyük bir gürültüyle yere düşmüştü. Şimdi ise motosikletin gürüldeme zamanıydı. Polisler gözlerine inanamazken, motosiklet havalandı: James ve Sirius gece göğünde uzaklaştılar, arka lambaları sönen bir yakut gibi göz kırpıyordu.

* * *

İşte hikâyenin Rowling’in el yazısı versiyonu:

prequel-manuscript

15 Yorum