Molly Weasley’nin Bir Norveç Pütürlüsü’nden Bile Daha Korkutucu Olduğu 7 An
|Harry’e yıllar sonra, küçüklüğünde tatma fırsatı bulamadığı çok özel bir sevgi türün yani anne sevgisinin kapılarını aralayan ve seride adeta bu kavramın ayaklı simgesi olarak yer eden kişiden bahsedeceğiz bu yazımızda. Bu tanımdan sonra, hepimizin aklında beliren isim elbette ki Molly Weasley.
Fakat bahsedeceğimiz şeyler, bu son derece fedakar cadının Harry’i Kovuk‘un kapısında gülümseyerek karşıladığı anları içermeyecek. Tam tersine, bütün Weasley ailesini tek başına çekip çeviren, Fred ve George‘u bile yola getirebilen (ki asıl başarı budur bence) ve gerektiğinde anne korumacılığının ne kadar büyük bir tufana dönüşebileceğini gösteren Molly Weasley‘nin, öfkesiyle herkesin yüreğine korku saldığı 7 anla karşınızdayız. Eğer bir muziplik yaptıysanız sağlam bir mobilyanın arkasına siper alın ve bizimle birlikte seride ufak bir yolculuğa çıkmaya hazır olun!
1. Çocukları Harry’i Privet Drive’dan kurtarabilmek için gecenin bir yarısı büyülü bir arabayla ortalıktan kaybolduğunda.
Evet, aslında bu durumda Molly’nin -ya da herhangi bir annenin- neden sinirlendiğini anlamak için “gecenin bir yarısı”, “büyülü bir araba” ve “ortalıktan kaybolmak” kelime öbeklerini bir arada görmek yeterli oluyor. Babalarının uçabilen Ford Anglia’sıyla Privet Drive 4 numaraya oldukça aksiyon dolu bir ziyarette bulunan Ron, Fred ve George, sonunda Harry’i amcasının onu hapsettiği odadan kurtarmayı başarsalar da, eve döndükten sonra bu fevri hareketlerinden pişman olmuş olabilirler.
Mrs Weasley tavukları ürküterek bahçeyi geçmiş, geliyordu. Doğrusu, kısa, tombul, müşfik yüzlü bir kadın olarak, kılıç dişli bir kaplana inanılmayacak kadar benziyordu. “Ah,” dedi Fred. “Eyvahlar olsun,” dedi George. Mrs Wesley onların önünde durdu, elleri belinde, bir suçlu yüzden diğerine baktı. Üstünde, cebinin birinden bir asanın dışarı çıktığı çiçekli bir önlük vardi.
“Demek öyle.”
George, besbelli şen şakrak, gönül alıcı olduğunu sandığı bir sesle, “Günaydın, anne,” dedi. Mrs Weasley, öldürücü bir fısıltıyla, “Ne kadar üzüldüğüm hakkında hiçbir fikriniz var mı?” diye sordu.
Harry Potter ve Sırlar Odası
2. Hermione, Molly’i Fred ve George’u tehdit etmek için kullandığında.
Fred ve George’un bir şeyden çekindikleri nadir görülmüştür. Tehlikenin ve tehditlerin yüzüne gülen, sınırlar içerisinde kalma fikriyle alay eden, Umbridge‘den bile korkmayıp, aslında Lord Voldemort olan Professor Quirrell‘ın sarığına kar topu fırlatan ele avuca sığmaz ikizleri, bu dünya üzerinde tek bir şey durdurabilirdi. Ya da kişi mi demeliyiz? Bu yüzden Hermione tam da kendisinden beklenileceği üzere oldukça akıllı bir manevra yaparak, gerektiğinde Molly’i bir tehdit unsuru olarak kullanmayı bildi.
“Bir daha yaparsanız -” “Bizi cezaya mı bırakırsın?” dedi Fred, “dene de görelim” dermiş gibi bir sesle. “Tekrar tekrar aynı satın mı yazdırırsın?” dedi George, sırıtarak. Salonda onları izleyenler kahkahalarla gülüyordu. Hermione sırtını dikleştirdi; gözleri kısılmıştı, gür saçları elektriklenmiş gibiydi.
“Hayır,” dedi, öfkeden sesi titreyerek, “ama annenize yazıp söylerim.” “Söylemezsin,” dedi George, yüzünde bir dehşet ifadesiyle, geriye doğru bir adım atarak.
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
3. Çocuklarına Çığırtkan yolladığında
Ron, uçan Ford Anglia’yı Hogwarts’a gidebilmek için (yine!) izinsiz aldığında, Mrs. Weasley’nin gazabını kelimesi kelimesine kendisine aktaracağını tahmin etmeliydi. Görünen o ki Mrs. Weasley’nin öfkesi bir Çığırtkan’la birleştiğinde oldukça kuvvetli olabiliyor.
4. Oğullarına asalarını doğru düzgün kullanmayı öğretirken
Bir oğlanın rüştünü ispatladığı yaşa gelmesi her zaman zorlu bir süreçtir. Ve eğer bu oğlan bir büyücüyse bu zorluk iki katına çıkar. Fred ve George rüştlerini ispatladığında ise bir süre her işlerini büyüyle yapmaya başlamışlardı. İkizler sonunda okul dışında sihir kullanma hakkını kazandıklarında, Mrs. Weasley çığırından çıkan bu duruma bir dur demesi gerektiğini biliyordu.
“TANRI AŞKINA!” diye haykırdı Mrs Weasley. “NE GEREK VARDI – YETTİNİZ ARTIK – BÜYÜ KULLANMANIZA İZİN VAR DİYE EN UFACIK ŞEY İÇİN ASALARINIZI ÇEKİYORSUNUZ!”
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
5. Harry’e duyduğu sevgi, öfkesi kadar yırtıcı olduğu zaman
Sirius oldukça etkileyici ve ikna edilmesi zor bir karakterdi. Özellikle de hala James’in yasını tutarken, Harry ile kurduğu sağlam bağ konusunda… Fakat Molly de Harry’nin iyiliğini en az kendi çocuklarının iyiliğini istediği kadar isteyen korumacı bir figür olarak, Sirius‘a kabul etmeyi reddettiği gerçeği hatırlatmasını bilmişti.
“Çocuk değil!” dedi Sirius sabırsızca.
“Ama yetişkin de değil!” dedi, yanakları kızarmaya başlayan Mrs Weasley. “O, James değil, Sirius!”
Sirius soğuk soğuk, “Onun kim olduğunu gayet iyi biliyorum, Molly, sağol,” dedi. “Bildiğinden pek de emin değilim!” dedi Mrs Weasley. “Bazen ondan öyle bir söz ediyorsun ki, en iyi arkadaşının geri döndüğünü düşünüyor gibisin!”
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
6. Gelecekteki geliniyle yüz yüze geldiğinde
Mrs. Weasley sizi sevdiğinde, kendini bu sevgiye tümüyle adar. Eğer onun sevgisini kazanmaya layıksanız size yılbaşı hediyeleri gönderir, her zaman yeterince çikolatanız olduğundan emin olur ve hatta çetenin bir parçası olduğunuzu hatırlatmak için size özel Weasley kazaklarından bile örebilir.
Bill‘in aileye getirdiği yeni üyeyi yani Fleur Delacour‘u başta iyi karşılamadığını biliyoruz. Fakat Bill’in kurtadam saldırısına uğradığı zorlu süreçte Fleur’le baş başa vermeyi ve gelinini sevmeyi öğrendiği de bir gerçek. Yine de Molly Weasley pek kolay bir kaynana değildi ve Bill’in kalbini çalan kıza ısınması uzun sürdü.
7. Bellatrix’le düelloya tutuştuğu ve kazandığı zaman
Bellatrix ölümyiyenler arasındaki tahmin edilmesi en zor, en acımasız ve dolayısıyla en tehlikeli cadılardan biriydi. Çoğu büyücü onun karşısına çıkmaktan ölümüne korkarken, daha taze olan acısı ve geri kalan çocuklarını koruma isteğiyle tutuşan Molly Weasley’nin, Bellatrix‘in karşısına atlarken haykırdığı cümleyi unutamıyorum.
Kızımın üstünden elini çek seni kaltak!
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Bellatrix’i Molly’nin öldürmesi tatmin edici değildi.Molly’i severim ancak Bellatrix’i Mcgonagall öldürmeliydi.
bencede Mcgonagall ya da başka biri çünkü koskoca Bellatrix hayatında kimbilir kaç kişiyi öldürmüştür ve işkenceden delirtmiştir ama onu öldüren kişi büyülerini sadece ev işi için kullanan bir kadın (yani Molly)
Molly’nin küçümsenmemesi gereken biri olduğunu gösteriyorlar ailesi için herşeyi yapacak o güçlü kadını neden Molly Bellatrix ‘i öldürdü çünkü onun içindeki güçlü kadını Bellatrix uyandırdı
Molly ‘i ilkokul öğretmenime çok benzetmem (?) gibi bir durumum var 😀