J.K. Rowling Harry Potter’ı Yaratma Sürecini Anlatıyor!

jk-rowling-newsweek-top

J.K. Rowling kesinlikle harika bir insan… Tek başına kalan bir annenin, biraz da şansı yardımıyla kendi peri masalını yaratmasının hikayesi.

Newsweek Gazetesi, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar’ın onuruna, J.K Rowling’in ve Harry Potter fenomeninin gizemli ve büyülü yirmi yılını kutluyor. Gelin bu hikayeyi, Newsweek’in Harry Potter’ın Büyülü Dünyası özel eki için çalışan Kıdemli Editör James Ellis’den dinleyelim.

Çoğu insan, günlük dertlerini birazcık unutabilmek için çaresizce çabalıyor. Gerek tampon tampona trafikte, gerek sıkış tepiş metrolarda ya da bir noktadan bir noktaya gitmeye çalışırken akıl sağlığınızı korumak gerçekten büyük bir meydan okuma haline geliyor. Fakat Joanne Rowling böyle bir durumda kendini bir pop şarkısı eşliğinde kaybetmek yerine, uzun bir tren yolculuğunu milyarca dolar servete ve dünya üzerindeki tüm hayranlarına paha biçilemez zevkler tattıracak bir fikre çevirmek için kullandı.

“1990 yılında, erkek arkadaşım ve ben, Manchester’da bir daire tutup oraya yerleşmeye karar verdik. Bir süre olabilecek her daireyi inceledik ve bir hafta sonra trenle Londra’ya tek başıma geri dönerken, Harry Potter fikri aklıma geldi” dedi Rowling Urbannette dergisine verdiği bir röportajda. “ Tesadüf, yanımda kalem yoktu ve birilerinden isteyemeyecek kadar da utangaçtım, o zaman buna çok sinirlenmiştim ama şimdi dönüp baktığımda belki de başıma gelen iyi şeydi bu. Kalemim olmadığı için, kitap ve fikirler hakkında düşünecek tamı tamına dört saatim olmuştu.”

O akşam Rowling, Harry’nin hikayesini yazmaya başlasa bile, hayatın onun karşısına çıkardığı zorluklar sebebiylenewsweek-harry-potter kitabın tamamlanması çok uzun zaman aldı.

1990 yılında Rowling’in annesi, damar sertliği hastalığından vefat edince, taze yazar İngiltere’den Portekiz’e gitmek zorunda kaldı. Portekiz’de gazeteci Jorge Arantes ile olan kısa evliliğinde işler istediği gibi gitmedi ve birliktelikleri çok kısa sürdü. Yeni doğmuş kızı Jessica ile Edinburgh, İskoçya’ya taşındılar ve anne kız kendilerini çok büyük sıkıntıların ortasında buldu. Harvard diploma töreninde yaptığı bir konuşmada Rowling o günleri şöyle özetliyordu: “Modern İngiltere’de evsiz kalmak haricinde olabilecek en kötü durumdaydık.”

Ancak bu zor günlerinde bile kitabı üzerinde çalışacak enerjiyi kendinde bulmuştu.

Nihayet 1995’te, Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın el yazma metnini tamamladı ve yayın evlerine göndermeye başladı. Aldığı ilk geri bildirimler yeni bir yazar olan Rowling için pek de iç açıcı değildi. “İlk üç bölümü gönderdiğim yayın evi, tüm yazdıklarımı bana o kadar hızlı geri gönderdi ki sanırım ellerine geçtiği gün bana iade etmişlerdi,” diye açıkladı Rowling Urbanette dergisine. Fakat 1996’nın Ağustos ayında, Bloomsbury Yayınevi Rowling’in hikayesindeki potansiyeli fark etti ve ona birkaç görüşme yapma şansını verdi. “Ofisimde oturmuş, Quidditch’in kurallarını anlamaya çalışıyordum ve Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın garip bir isim olduğunu düşündüm,” şeklinde anlatıyor Barry Cunningham The Scotsman dergisine o günleri . Kendisi o sıralar Bloomsbury’de çalışıyordu.

“Hikayeyi, içerdiği kahramanlık öğesini, üç karakterin arasındaki arkadaşlığı sevmiştim. Baykuşlar ve büyü ise harikaydı.”

Cunningham’ın iç güdüleri onu yanıltmadı. Harry Potter ve Felsefe Taşı 1997’de İngiltere’de raflarda görünmeye başlaması ve Harry Potter çağının başlangıcı için ona katkılarından dolayı teşekkür etmek lazım. Kitap önce İngiltere’de sonra Amerika’da inanılmaz bir başarı yakaladı. Sosyal yardım fonu ile geçinmek durumunda olan bir anne çok kısa bir zaman içerisinde kendini İngiltere Kraliçesi’nden zengin bir halde buluyordu. Kendisi üzerinde odaklanan medyanın aşırı ilgisine rağmen, zarif duruşunu ve tevazusunu hiç bozmadı. 2007 yılında, Rowling Telegraph gazetisine şöyle diyordu:

“Bazen kendime tüm bunlar gerçekten oluyor mu diye soruyorum.”

Hayatı tamamen değişen Rowling ve tüm hayranları için, olan her şey büyüden çok bir illüzyon gibi.

Siz ne dersiniz? J.K. Rowling tüm bunları ve daha fazlasını, zaten hak etmedi mi?

Site Yorumları
1 Yorum