Okurları Şaşırtan 12 Harry Potter Aldatmacası
|Harry Potter dünyasında bizleri şimdiye kadar şaşırtan ve dumura uğratan birçok an vardı. Pottermore’un derlediği listeye gelin birlikte göz atalım!
Harry Potter ve Fantastik Canavarlar serileri, süregelen hikaye boyunca bize pek çok şok edici an yaşattı. Peki içlerinden hangisi seni şiddetli bir Sakinleştirme İksiri içme ihtiyacı duyuracak kadar şaşırttı?
Uyarı: Yazının devamı Harry Potter, Lanetli Çocuk ve Fantastik Canavarlar’dan spoiler’lar barındırıyor. Bununla ilgili bir sorunun yoksa okumaya devam edebilirsin!
1. Deli-Göz Moody’nin Ardındaki Sır Perdesi
Ateş Kadehi’nin son bölümlerini okurken hepimiz birdenbire ortaya çıkan çok sayıda şaşırtıcı gerçeğe maruz kalmıştık, Cedric’in acıklı sonundan tutun da Lord Voldemort’un yeniden doğuşuna kadar. Tam işlerin daha da kötüleşemeyeceğini düşündüğümüz anda, Harry öğretmeni ve akıl hocası olan Deli-Göz Moody’nin tahmin ettiği gibi dobra bir Seherbaz değil de bir suçlu olduğunu, Çok Özlü İksir’in marifetinin altında Barty Crouch Jr’ın yattığını öğrenmişti.
Oyunları ve çevirdiği dolaplar sayesinde Üçbüyücü Turnuvası’nı başarıyla organize etti, Harry’yi şampiyon olabileceğine inandırdı ve turnuva finalinde Harry’nin kendini Ölüm Yiyenler’le dolu bir mezarlıkta bulması planını garantiledi. Kitabın akışı boyunca onu tanıdığımız süreç bizim için fazlasıyla dehşet vericiydi.
2. Albus Potter’ın Hogwarts Binası
Ölüm Yadigarları’nın son bölümünde Harry ve ortanca oğlu Albus Severus Potter arasında Albus Hogwarts Ekspresi’ne ilk kez binmeden önce geçen tatlı baba-oğul konuşmasına şahit olmuştuk.
Harry’nin Slytherin’e seçilme hususunda yıllar önceki endişesinin aynısını oğlunda da görmüştük, aynı ’acaba’lara o da sahipti. Lanetli Çocuk ortaya çıktığında bu mevzunun devamını takip etme ve Albus’un hangi binaya seçildiğini öğrenme fırsatı bulduk. Hepimiz kendi kendimize muhtemelen Albus’un da tıpkı babası ve ağabeyi gibi Gryffindor’a seçileceğini düşünmüştük. Ama hayır, öğrendik ki Albus Slytherin’e seçilmiş. Hogwarts’taki ilk yıllarını konumundan ötürü doğan problemlerle uğraşarak geçirdi ve Harry bu hususta onu pek de rahatlatmadı. Neyse ki yeni arkadaşı Scorpius’un yardımıyla Albus Slytherin’de olmanın o kadar da berbat bir şey olmadığını anladı ama yine de bu gerçek ilk duyulduğunda tiyatrodaki seyirciler epey şaşırmıştı ve belki de bu, Lanetli Çocuk’taki “Vay be, cidden mi?” anlarından yalnızca ilkiydi.
3. Nagini’nin Şeytani Kumpası
Hikayenin sonuna yaklaşırken bize tüm seri boyunca belki de en fazla dehşet veren anlardan biri Harry ve Hermione’nin Ölüm Yadigarları’ndaki pek vahim Godric’s Hollow ziyareti esnasında gerçekleşmişti. İkili, saygın yazar ve Harry’nin ailesinin aile dostu olan Bathilda Bagshot’la tanıştıklarını düşünüyorlardı. Kadının evine girdikten sonra ise işler pek yolunda gitmedi.
Çok geçmeden iğrenç gerçek açığa çıkmıştı: Nagini, Voldemort tarafından Bathilda’nın bedenine yerleştirilmişti. Yılan, yaşlı kadının bedenini tabiri caizse giymişti…Öğk.
4. Percival Graves’in Gerçek Kimliği
“Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar?”ı izlerken kendimizi kılık değiştirme ustası olan başka bir karanlık büyücü tarafından kandırılırken bulmuştuk. Filmin final sahnesinde Percival Graves’in, yani Sihirli Yasal Yaptırım Departmanı’nın asık suratlı başkanı olan kişinin aslında sihir topluluğunu New York’taki No-Maj’lere (sihir yeteneği olmayan insanlar) ifşa etmeye çalışan Gellert Grindelwald olduğunu öğrenmiştik. Ateş Kadehi’ndeki Deli-Göz Moody olayından sonra büyü evreninde bir kez daha kandırılmış olmak bizi şaşırtmıştı. Percival ve Gellert’ın aynı saç kesimine sahip oluşundan anlamalıydık aslında…
5. Profesör Trelawney’nin Kehaneti
Harry’nin henüz bir bebekken Voldemort tarafından işaretlendiğini her zaman biliyorduk ama nedeninden hiçbir zaman emin değildik ve Dumbledore da Harry’nin okuldaki beşinci yılına kadar bu hususta ser verip sır vermiyordu. O yıl öğrenmiştik ki Harry’nin kaderi Kehanet öğretmeni Profesör Trelawney’nin öngördüğü bir kehanetle mühürlüydü ve bu kehanet ya Harry ya da Neville için gerçekleşecekti. Hangisine daha çok şaşırdığımızı bilemiyoruz- Harry’nin kader yolunun Voldemort’u öldürmekten geçiyor olmasına mı (ya da tam tersi)- yoksa Profesör Trelawney’nin gerçek Görücü yeteneklerine sahip olmasına mı?
6. Dumbledore’un Yazgısı
Harry Potter ve Melez Prens tüm serinin belki de en yıkıcı olaylarından birini barındırıyordu: Dumbledore’un gidişini. Bizim bilge, yaşlı, her şeyin cevabını bilen müdürümüz bize göre seri boyunca asla ölmezdi.
Ah, ne kadar da yanılmıştık ve gerçek canımızı ne denli acıtmıştı. Durumu daha da berbat hale getiren şey ise Dumbledore’un ölümünün Snape’in elinden oluşuydu. Elbette sonrasında Snape’in bunu yapmadaki amacını öğrenmiştik ama hiçbir şeyi bilmediğimiz o ilk anda kafamız tümüyle allak bullak olmuştu. Bu sarsıcı sahne, altıncı kitap piyasaya çıkmadan evvel Potter hayranları arasında gezinip duran “Snape, Dumbledore’u öldürecekmiş,” spoilerıyla akıllara daha iyi kazınır hale gelmişti.
7. Queenie’nin Seçimi
Fantastik Canavarlar: Grindelwald’un Suçları filmi pek çok ifşayı da gün yüzüne çıkardı. Buna Leta Lestrange’ın aile geçmişinden tutun da Nagini’nin köklerinin hikayesine yahut Grindelwald’un yükselişine kadar hepsi dahildi. Ancak bir olay var ki bu olay karşısında gardımız tamamen düşmüştü: Serinin en sevilen karakterlerinden Queenie Goldstein’in seçimi. No-Maj Jacob’ıyla evliliğinin yasaklanmasının ardından Gellert Grindelwald tarafından kolay lokma haline gelmişti Queenie. Grindelwald ona büyücü toplumunun artık saklanmak zorunda kalmayacağı ve istedikleri neyse onu yapabileceklerinin sözünü vermişti. Ekranlarımız karşısında ne kadar bağırırsak bağıralım onu Grindelwald’un tarafında görmek bizi darmadağın etmişti. Ne yazık ki istediğimiz cevaplara ulaşabilmek için serinin üçüncü filmini beklemek zorundayız.
8. Scabbers’ı Kapana Kıstırmak
Ron’un işe yaramaz faresi Scabbers, serinin ilk üç kitabı boyunca bizler için bir neşe kaynağıydı. Ron sıklıkla onun yetersizliği karşısında çıldırırdı ve açıkçası biz de bundan büyük keyif alırdık. Ama sadede geldiğimizde, Azkaban Tutsağı’nda Animagus cadı ve büyücüler hakkındaki fenomeni öğrendikten sonra hayvanların da sırları olabileceğini anlamıştık. İlk keşfettiğimiz şey Harry’yi takip edip duran kara köpeğin Sirius Black’ten başkası olmadığıydı, ikincisi de Ron’un bahtsız faresinin aslında ismi Peter Pettigrew olan, Lord Voldemort’a Potter’ların gizlendikleri yeri ifşa etmiş bir hain oluşuydu. Öyle ya da böyle, her şey açığa çıkmadan önce sıradan bir fareydi, tabii.
9. Dumbledore ve Grindelwald
Bilge, kibar Dumbledore’umuz, hani şu kendi kafasındaki insanlarla takılmaktan hoşlanan adam; saf ve iyi biri olmaktan başka ne olabilirdi ki? Hikayenin devamında Dumbledore’un gençliğinde geleceğin karanlık büyücüsü Gellert Grindelwald ile olan arkadaşlığının ortaya çıkmasıyla geçmişte herkes gibi onun da hatalar yapmış olduğunu öğrenmiştik. Yetişkinlik çağına geldiğinde gençlik arkadaşını en büyük düşmanı belleyecekti ancak hiçbirimiz Hogwarts Müdürü’nün bu kadar kötü ruhlu biriyle zamanında böylesi yakın olmuş olabileceğini tahmin etmemiştik.
10. Quirrell’ın Sırrı
Harry Potter’ın ilk macerasından itibaren hiçbir zaman bir şeyin aslında ne olduğunu bilemedik. Utangaç ve kekeç Profesör Quirrell’ın aslında türbanının altında Lord Voldemort’u sakladığını öğrendiğimizde büyücülük dünyasının nasıl da tahmin edilemez olduğu konusunda hızlı bir eğitimden geçmiştik.
Zayıf, parçalanmış ve ‘neredeyse’ insan olan bu karanlık büyücü bu haliyle dahi Hogwarts duvarlarının içine sızmayı başarmıştı. Harry, Ron ve Hermione’nin tüm kitap boyunca Snape’ten şüphelenmesine rağmen Felsefe Taşı’nın peşindeki isim, onu ustası için çalmaya çalışan Quirrell’dı aslında ve bu bize Harry Potter’daki ters köşeler hakkında bir başlangıç ipucu olmuştu.
11. Son Hortkuluk
Hortkuluklar Harry Potter ve Melez Prens kitabında okuyucuya ilk kez tanıtıldığında o zorlu hazine avı da başladı-Harry’nin onların hepsini Voldemort’un ruhunun her parçasını yok etmek adına bulmak ile görevlendirilmesiyle birlikte. Dumbledore onlardan en sihirli sayı olan 7 tane bulunduğunu tahmin ederken hiçbirimiz son Hotkuluk’un şey olabileceğini akla getirmemiştik…Harry’nin kendisi.
12. Prens’in Öyküsü
Yedi kitabı devirdik ve gizli kimliklerle yaşayan pek çok karakterle tanıştık, sihrin pek çok yanı yeni sürprizlerin kapısını araladı ve ifşa olan birçok şey Harry Potter hikayesinin aslında nereye doğru gittiği konusunda bize fikirlerimizi yeniden şekillendirtti.
Ama yedi kitap içindeki en büyük karakter ifşası henüz açığa çıkmamıştı. Hogwarts Savaşı patlak verir ve Severus Snape ölürken o anın bu karakterin hikayesinin sonu olduğuna emindik. Sonradan ortaya çıktı ki Snape’in öyküsünün en mühim kısımları henüz gün yüzüne çıkmamıştı. Çocukluğu, trajik aşk hikayesi ve Albus Dumledore’la aralarındaki anlaşma Düşünseli sayesinde Harry’ye gösterilmişti. Zalim ve alaycı İksir profesörünün ardındaki yürek burkan hikaye, Harry’nin bu karaktere olan bakışını tamamen değiştirmişti. Her defasında Volmodert’u yakacak meşaleyi eline verenin aslında Snape olduğunu öğrenmek, Harry’yi dumura uğratmıştı.
Peki siz bu 12 farklı ters köşeden en çok hangisinde, “Yok artık!” demiştiniz? Yorumlara bekliyoruz!
* * *
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!