20’lerinizde Harry Potter Kitaplarını Tekrar Okurken Fark Edeceğiniz Şeyler
|
Harry Potter kitapları ilk yayınlandığında birçok çocuk, kitapları okurken Harry ile birlikte büyüdü. Ama aynı kitapları büyüdüğünüzde tekrar okuyunca ne olur peki?
Birçok yeni detay fark edersiniz, orası kesin (mesela Slytherin’in Madalyonu’nu ilk kez Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda görmüştük ve Sirius’tan ilk kez Felsefe Taşı’nda bahsediliyordu!) ancak yirmili yaşlarındaki insanlar, çocukların görmek için çok genç olduğu şeyleri rahatlıkla görebiliyor. Haydi bunlardan bazılarına bir göz gezdirelim!
Uyarı: Spoiler içerir!
Ron, Hermione’yle Flört Etmede BERBATTI
Ron ve Hermione’nin okuldaki son yıllarında Hogwarts Savaşı’na kadar öpüşmemeleri çok sinir bozucuydu, değil mi? Tabii ki Lord Voldemort gibi ufak şeyler önlerinde engel olarak bulunuyordu ama bu geç kalmış ilişkilerinden çoğunlukla Ron’un sorumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Ateş Kadehi’nde Noel Balosu, Ron’un Hermione’ye ilk kez çıkma teklifi şansını elde ettiği zamandı, ancak “partnere ihtiyacımız var, yalnız gidersek gerçekten aptal durumuna düşeceğiz” diyerek bu şansını mahvetti. Üstüne üstlük, Hermione baloya Üçbüyücü şampiyonu Viktor Krum ile geldiğinde tüm akşamı mantıksız bir şekilde mızmızlanarak geçirdi. Daha fazlasını yapamaz diyorsunuz değil mi? Ama yapıyor! Hermione, Ron’a Slug Kulübünün Noel partisine birlikte gitmek isteyip istemediğini sordu ve Ron bir şekilde bunu da mahvetmeyi başardı, Lavender Brown ile birlikteydi ve bu Hermione’yi daha da fazla üzmüştü.
Tabii Hermione’ye alaylı cevaplar vermesini, Hermione’nin umursadığı şeylerle dalga geçmesini (mesela E.R.İ.T gibi) ve genel olarak çocuk gibi davranmasını saymıyoruz bile. Sonunda Ron’un Cadıları Cezbetmenin On İki Şaşmaz Yolu adlı bir kitabı okumasına şaşmamalı!
Harry’nin de Kadınlarla Arası Çok da İyi Değildi
Harry’nin kötü zamanlar geçirdiğini hepimiz biliyoruz tabii ki, ama sayısız kez – özellikle de Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda – Harry’nin mantıksız ergen davranışlarına şahit olduk. Arkadaşlarına bağırmadığı zamanlarda, bir Üçbüyücü Şampiyonu olan Cedric Diggory’nin eski sevgilisi olan Cho Chang’i – Harry’nin o zamanki kız arkadaşı – üzmekle meşguldü.
Ergen bir erkek olmak yeterince zor değilmiş gibi, Cho düzenli bir şekilde Cedric’in ölümünü hatırlayıp ağlamaya başlıyordu, ki bu anlayabileceğimiz bir davranış, ama Harry’nin garip bir şekilde konuyu değiştirmeye çabalaması Cho’yu çok daha fazla üzüyordu. Hogsmeade’de Cho’yla buluşacakken yanlışlıkla Hermione’yi de davet etmesini saymıyoruz bile! Bu kadarını da yapmasaydın keşke Harry!
Ev Cini Durumu Başta Fark Ettiğimizden Çok Daha Kötü
Çocukken, ev cinleri hepimize çok tatlı, garip ve insanlara yardımı dokunan yaratıklar gibi görünüyordu, ancak yetişkin insanlar olarak, hayatlarının aslında ne kadar zor ve travmatik olduğu kafamıza dank ediyor.
Köle olmaya zorlanmış bu yaratıklar, sahiplerinin emirlerine karşı çıkması gereken durumlarda inanılmaz bir şekilde üzülüyordu. Her zaman yaşından olgun davranan Hermione ile E.R.İ.T örgütü nedeniyle çok dalga geçiliyordu – ama şimdi hepimiz Hermione’nin bilgeliğini takdir ediyoruz.
Büyücüler Muggle’lardan Çok Daha Gelişmiş, O Zaman Neden Hala Tüy Kalem ve Parşömen Kullanıyorlar?
Tükenmez kalemler çok daha kolay olmaz mıydı? Ya da elektrik kullanmak? Ya da internet?
Viktor Krum Biraz Fazla Hızlı Sanki
Ateş Kadehi’nde, oldukça hoş bir Quidditch yıldızı ve Üçbüyücü Şampiyonu olan Viktor Krum’un gözü Hermione’den başkasını görmüyordu. Evet, çok tatlı bir şey falan ama Turnuvanın ikinci görevinde Krum’ın “en özleyeceği kişi” olarak Hermione Hogwarts gölünün dibine batırılmıştı ve Krum’ın onu kurtarması gerekiyordu.
Fleur’un kız kardeşi, Harry’nin dört yıldır en yakın arkadaşı olan Ron ve Cedric’in kız arkadaşı Cho alınmıştı. Bunların hepsi mantıklı. Hermione ve Krum’a gelince? Birbirlerini neredeyse beş dakikadır falan tanıyorlardı. Bu, ilk randevuda “seni seviyorum” demek gibi bir şey! Biraz hızlı gitmiyor musun sanki Krum?
Harry ile Arkadaş Olmak Dumbledore İçin Çok Zor Olmalı
Bilge ve sevecen biri olan Profesör Dumbledore ile ilk tanıştığımızda, hayatının mutlu anılar ve şerbet limonlarından başka şeylerden oluşabileceğini düşünmek imkânsız gibi geliyor.
Tabii ki zaman geçtikçe Dumbledore’un omuzlarında aslında ne kadar yük taşıdığını fark ediyoruz; mesela Harry’nin kaderinin kehaneti ve çocukluğundan gelen trajik hatıraları gibi. Daha 11 yaşında küçücük bir çocuk olan ve Voldemort’la henüz yeni yüz yüze gelmiş Harry’nin, bu kötü büyücünün kendisinden neden bu kadar nefret ettiğiyle ilgili sorularından kaçmaya çalıştığınızı hayal edin. Harry’ye Kelid Aynası’nda aslında tüm ailenizi tekrar hep beraber ve canlı gördüğünüzü söylemek yerine bir çift çorap gördüğünü söylediğinizi düşünün.
Hogwarts Öğrencileri Matematikle Uğraşmak Zorunda Değil!
Büyücü öğrencilerin okulda bir sürü şeyi başka şeylere dönüştürmeyi, uçmayı ve Karanlık büyülerle nasıl mücadele edeceklerini öğrendikleri yetmiyormuş gibi, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun bir artısı daha var: Okulda matematik öğrenmiyorlar! Yanlış duymadınız, Muggle eğitim tarihindeki muhtemelen en kötü ders olan matematik yok!
Aritmansi diye bir ders var tabii ki, Hermione bu dersi de aynı diğer tüm dersler gibi alıyor. Bizim matematik dersimize oldukça yakın gibi görünüyor, ama denklem gibi şeyler yerine sayıların büyüsel nitelikleri öğretiliyor. Bu dersi duyduktan sonra sayılar bile eğlenceli geliyor, hayat hiç adil değil!
Ruh Emiciler Depresyonu Sembolize Ediyor
Çocukken, tüm genç Harry Potter okurları için Ruh Emiciler korku verici, simsiyah bir örtüyle sarılmış yaratıklardı. Yetişkinliğimizde, J.K. Rowling’in de röportajlarında doğruladığı üzere, Ruh Emicilerin depresyonu sembolize ettiğini öğrendiğimizde daha da korkunç geliyorlar.
Bunu öğrendikten sonra bütün betimlemeler daha kuvvetli hale geliyor, özellikle Azkaban Tutsağı’ndaki. Harry, Ruh Emicilerden diğer insanlara kıyasla daha çok etkilendiği için kendisinin “zayıf” olduğundan korkuyor.
Önce bir tereddüt etti, ama dilinin ucuna gelen soru o daha kendine hâkim olamadan ağzından çıkmıştı bile: “Neden? Sizce neden beni öyle etkiliyorlar? Ben mi çok – ”
“Bunun zayıflıkla hiçbir ilgisi yok,” dedi Profesör Lupin sert bir sesle. Sanki Harry’nin zihnini okumuştu. “Ruh Emici’ler seni daha kötü etkiliyor, çünkü senin geçmişinde başkalarınınkinde olmayan korkunç olaylar var.”
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
Kitaplar Bize Önyargıyla İlgili Çok Şey Öğretiyor
Bazı Karanlık büyücülerin Muggle’lara karşı korkunç tavrını çocukken okumak gerçekten çok kötüydü, ama büyürken gerçek dünyadaki ön yargıların içinde olduğunuz için dünyanın – Voldemort olsun ya da olmasın – ne kadar karanlık bir yer olabileceğini gerçekten anlıyoruz.
J.K. Rowling’in, büyülü dünyadaki, büyülü ve büyülü olmayan, safkan ve Muggle doğumlu ayrımlarını yazarak bize toplum hakkında çok önemli bir ders öğrettiğini anlıyoruz. Ve bunu yaparak son derece bilgili ve anlayışlı bir nesil yarattığını.
Her okuyuşumuzda fark ettiğimiz değişik şeylerle birlikte Harry Potter serisini tekrar tekrar okumak çok daha zevkli hale geliyor! Dahi bir yazar olan J.K. Rowling‘in bu şaheserlerini yıllar sonra tekrar okuduğunuzda siz neler fark ettiniz? Siz de kendi düşüncelerinizi bizimle paylaşın!
Söyleyeceklerin mi var? Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!