Fantastik Canavarlar: Grındelwald’ın Suçları Filminin Yeni Karakterlerini Tanıyalım

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin gösterimine sayılı günler kalmışken, tanışacağımız yeni karakterlerin bazılarına bir göz atalım. Elbette ki, Dumbledore’u ne kadar iyi tanıdığımız aşikâr. Peki ya diğer yeni yüzler? Gelecekte Harry Potter hikâyelerine nasıl dahil olacaklarını da bilmek hakkımız değil mi?

Leta Lestrange

Belki de yeni filmde en çok merak edilen karakterlerden biri olan, Zoë Kravitz’in canlandıracağı Leta Lestrange ile başlayalım. Leta’nın soyadı ilk filmde tüm izleyicilerin ilgisini üzerine çekmişti: Harry Potter kitaplarını birden fazla okuyanlarımız, Lestrange ailesinin kötü bir şöhrete sahip olduğunu zaten iyi bilirler.

İlk filmde Leta Lestrange’in bahsi yalnızca bir kez açılmış ve Newt’in yanında taşıdığı bir fotoğrafta eski bir arkadaş olarak gösterilmişti. Bu filmde ise Leta’yı Britanya’da Sihir Bakanlığı’nda çalışırken görüyoruz. Bildiğimiz bir diğer şey ise, Leta’nın Newt’in ağabeyi Theseus ile nişanlı oluşu. Newt’in Leta ile fotoğrafını yanından hiç ayırmadığı düşündüğümüzde, ağabeyiyle nişanlı olduğu bilgisi kulağa oldukça tuhaf geliyor.

Ne kadar Leta filmde iyi bir karakter gibi görünse de, Harry Potter okuyucuları Lestrange soyunun sütten çıkmış ak kaşık olmadığını iyi bilirler. J.K. Rowling’in verdiği bilgiye göre, Lestrange ailesi, büyü dünyasının safkan aileler listesinde ’Kutsal 28’lerden biri. Hemen hemen tüm safkan ailelerin Karanlık cadı ya da büyücülerle yakınlığı olduğu bilinir. Bu safkan aile üyelerinden herhangi biri, bir Muggle doğumlu ya da melez biriyle ilişki kuracak olursa şayet, işler onun için hiç de yolunda gitmez.

Lestrange deyince aklınıza gelen ilk ismin ne olduğunu biliyoruz: Bellatrix. Onu ilk kez Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda tanımıştık. Aslında Bellatrix, çok sevip saydığımız Sirius Black’in de içinde bulunduğu başka bir safkan aile olan Black ailesinin bir üyesi. Sirius, safkan ailesinin yüzünü kara çıkarttığı ve onlara layık bir evlat olamadığı için, varlığı Black soy ağacından silinmişti. Bellatrix Black ise, kendisi gibi Ölüm Yiyen olan Rodolphus Lestrange ile evlenerek Lestrange soyadını almıştı (Rodolphus’un ağabeyi Rabastan da bir Ölüm Yiyen’di). Rabastan, Rodolphus ve Bellatrix, Neville Longbottom’ın ebeveynlerine işkence yapmaktan suçlu bulunup Azkaban’a gönderilmişti.

Leta’nın varlığını Lestrange aile soy ağacında hala koruduğunu düşünürsek eğer, hakkında pek de iyi düşünmediğimizi belirtelim. Ancak şu da bir gerçek ki, Grindelwald’ın Suçları 1920’li yıllarda geçiyor ve Rodolphus’tan çok çok öncesinde yaşadığı için Leta’nın nasıl biri olduğunu tam olarak kestiremiyoruz.

Yusuf Kama

Filmde William Nadylam’ın canlandırdığı Afrikalı-Fransız büyücü Yusuf Kama, kendi safkan ailesinin son erkek üyesidir. Bu da bize karakterin nasıl olabileceği konusunda bazı ipuçları veriyor.

Her ne kadar yayınlanan fragmanlarda bu karakteri çok görmesek de, onunla ilgili bildiğimiz birkaç şey var; çok daha iyi bildiğimiz bir karakterin izini sürüyor olması gibi: Credence (Ezra Miller).

Yusuf’u ilk kez Credence’ı yakalamak adına Bozulmaz Yemin’i ederken görüyoruz. Bozulmaz Yemin’i bilmeyen veya hatırlamayanlar için kısaca bahsedelim: Gerçekleştirmek adına ettiğiniz bu büyülü yemini bozamaz, bozarsanız ölürsünüz. Bu büyüye ilk kez Harry Potter ve Melez Prens’te tanık olmuştuk: Severus Snape, Draco Malfoy’a Albus Dumbledore’u öldürme planında yardım edeceğine ve onu koruyacağına yemin etmiş ve Bozulmaz Yemin’i etmişti. Gördüğünüz gibi, Bozulmaz Yemin ancak ve ancak ciddi durumlar söz konusu olduğunda kullanılan bir büyüdür ve şakası yoktur. Bu hiç de, birine kahve ısmarlama sözü vermekle aynı değildir.

Ayrıca yeni filmde Yusuf’un Leta Lestrange ile bir bağlantısı olduğunu görüyoruz. Acaba Yusuf aslında Leta’nın üvey ağabeyi olabilir mi? Nasıl mı? Biyografisine bakılırsa, Yusuf’un annesi, Corvus Lestrange adlı şeytani bir büyücü tarafından alıkonulur ve ondan da bir çocuk sahibi olur – Leta. Peki, Credence’a olan takıntısı neden dersiniz?

İlk filmden Credence ile ilgili bildiğimiz tek şey, yetim olduğu. Belki de, Yusuf’un Credence’ın peşine düşmüş olması bir aile meselesidir, kim bilir?

Nagini ve Skender

Yayınlanan üç fragmanda da, Arcanus Büyücü Sirki’ni görüyoruz. Herkesin merakla beklediği Claudia Kim karakterinin, yani yıllar sonra Lord Voldemort’un yanından hiç ayırmadığı yılan dostu olacak Nagini’nin ortaya çıktığı sahneler burada geçiyor. Bununla birlikte, Grindelwald’ın Suçları filminin geçtiği dönemde Nagini henüz insan formunda. Bu karakterin ne yazık ki bir Meladictus olduğunu biliyoruz; yani taşıdığı kan laneti sebebiyle bir gün kalıcı olarak hayvana dönüşecek. Bu filmde Nagini daha çok bir Animagus‘u andırıyor; ancak 12 yıl boyunca hayatını bir fare olarak geçirdikten sonra insan formuna geri dönen Peter Pettigrew’un aksine, anlaşılan Nagini’nin bir daha insan formuna dönme gibi bir şansı hiç olmamış.

Ardından, sirkin eğitmenini görüyoruz: Skender. Skender’ı filmde Ólafur Darri Ólafsson canlandırıyor. Anlaşılan o ki, Nagini’nin durumundan faydalanıyor ve ona acımasızca davranıyor. Dileriz hak ettiği cezayı bulur.

Theseus Scamander

Önemli bir karakter olduğu görülen Newt’in ağabeyi Theseus Scamander’ı Callum Turner canlandırıyor. Öncelikle, Theseus takdir edilen bir savaş kahramanı ve Sihir Bakanlığı’nda Seherbazlar Bürosu Başkanı. Leta Lestrange’in de Bakanlık’ta çalıştığını bildiğimiz için nasıl tanışmış olabileceklerini az buçuk tahmin edebiliyoruz. Kardeşi Newt ile arasındaki gerilimli ilişkiyi hesaba katmazsak, Theseus’ın hayatında her şey yolunda görünüyor. Dikkat ettiyseniz, üçüncü fragmanda, Tina’nın Theseus’ı bağladığı sahnelerde Newt’in yüzünde neşeli bir ifade var ve o anı, ‘hayatının en mutlu anı’ olarak tanımlıyor. Newt’in fantastik canavarlarla mutlu olduğu bir hayatı varken, Theseus’ın yüksek mevki sahibi biri olması aralarındaki uçurumu da gözler önüne seriyor.

Peki, bu iki kardeşin arasındaki buzlar eriyecek mi? Newt’in Leta’ya karşı duyguları mı var? İlk filmde Queenie, Newt’in zihnini okumuştu ama yine de aralarında ne geçmiş olduğundan pek de emin değiliz.

Grindelwald’ın Müritleri

Manyak bir Karanlık Büyücü’nün arkasından gidecek birileri mutlaka bulunur. Lord Voldemort’un Ölüm Yiyenleri varken Gellert Grindelwald (Johnny Deep)’ın ise kendi küçük bir grubu var – ve bunların bazıları aslında çok tanıdık gelen isimlerden oluşuyor: Carrow (Maja Bloom), Krafft (Simon Meacock), Krall (David Sakurai), Nagel (Claudius Peters) and Vinda Rosier (Poppy Corby-Tuech) gibi isimler Grindelwald’ın müritlerinden birkaçı. Ve aralarında ilk filmden hatırladığımız bir karakter daha var: Kevin Guthrie tarafından canlandırılan Abernathy. Şaşırdınız mı? Abernathy, MACUSA’da müdürdü ve anlaşılan radikal bir kararla safını belirlemiş görünüyor.

Gelelim diğer tanıdık gelen soy isimlere: Rosier ve Carrow. Bu her iki soy isim de ‘Kutsal 28’in bir parçası ve Ölüm Yiyen lakabını alan birkaç isimden birileri.

Rosier

Öncelikle Rosier’lere bir göz atalım. İşin komik tarafı, mitolojik kaynaklara göre Rosier ismi anlam olarak şeytana dönüşen düşmüş meleğe deniyor. Görünüşe bakılırsa, bu ailede de birkaç düşmüş melek mevcut.

Harry Potter kitaplarında hakkında bir şeyler duyduğumuz bir Rosier var: Evan Rosier. Lord Voldemort’un ilk müritlerinden biri olduğunu ve Voldemort’un düştüğü büyücülük savaşının olduğu yılda öldürüldüğünü biliyoruz. Ayrıca Black aile soy ağacında görülen önemli bir Rosier daha var: Druella Rosier. Neden mi önemli? Çünkü kendisi Bellatrix Lestrange’in annesiydi; aynı zamanda Narcissa Malfoy ile Andromeda Tonks’un da. Görüldüğü gibi, safkan aileler birbirleriyle çoğu zaman akrabalar. Buna hiç şaşırmıyoruz çünkü Muggle’larla ilişki kurmuş her aile üyesini dışladıkları için sayıları çok az.

Bu filmde ise Vinda Rosier’i göreceğiz. Ama nasıl ve ne şekilde göreceğimize dair bir fikrimiz yok. Belki de kendisi Rosier’lerin karanlık geleceğini etkileyecek kişi olabilir.

Carrow

Filmde Maja Bloom’un canlandıracağı yeni bir Carrow ile karşı karşıyayız. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda, iki sevimsiz Carrow kardeşle tanışmıştık: Alecto ve Amycus. Lord Voldemort’un ikinci yükselişinin ardından Hogwarts yönetiminin ele geçirilmesiyle Hogwarts’ta Müdür Yardımcısı olmuşlardı. Ayrıca Dumbledore, ölümünde de yanında olan Carrow’ları ‘büyüleyici’ olarak tanımlamıştı. (İroni yaptığını biliyoruz, Dumbledore!)

Aslında Carrow’ların başardığı bir şey varsa o da, Hogwarts’ı birçok öğrenci için cehenneme çevirmiş olmalarıydı. Ancak Hogwarts Savaşı’nda Ravenclaw kulesinde çok geçmeden yakalandılar. Şimdi ise, Grindelwald’ın müritleri arasında bir Carrow daha duruyor. Bu hiç de iyiye işaret değil… Peki, tüm Carrow’ların kötü olduğu gibi kesin bir çıkarımda bulunabilir miyiz? Her ne kadar armut dibine düşse de Sirius Black’in bize öğrettiği gibi, bütün safkan aileler çürümüş olamaz.

Bahsettiğimiz tüm bu karakterlere bakıyoruz da, anlaşılan yeni filmde büyü dünyasının tarihi hakkında öğrenecek çok şeyimiz var. 16 Kasım’da gösterime girecek Grindelwald’ın Suçları filmiyle ilgili sizin bir teoriniz var mı? Bizimle paylaşmayı unutmayın!


⁠⁠⁠Evapsie!