Çiçeği burnunda filmimiz Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nın Comic-Con özel fragmanı da nihayet yayınlandı. Işık hızıyla fragmanın çevirisini yapmakla kalmadık, üstüne bir de fragmanda neler döndüğünü detaylıca anlatmaya kalktık.
Yer yer Pottermore‘dan yararlandık, ancak bununla da yetinmedik. Gerekli gördüğümüz yerlere çeşitli eklemeler yapmaktan da geri durmadık. Ben daha fragmanı izleyemedim, hani nerede, diyenler için 3 dakika 16 saniyelik bir saygı duruşu:
Fragmanın ilk kısmında Hogwarts’tayız ve bir tepe öğrenciyle birlikte Newt’i ve Dumbledore’u Riddikulus büyüsü üzerine çalışırlarken görüyoruz. Rastgele seçilmiş de olabilir ama bu büyüyü göstermelerinin tek sebebi Newt’in beyaz yaka olma korkusu olduğunu sanmıyoruz çünkü hatırlayacağınız üzere Harry Potter’ın da hayatında, kendini tanıma yolunda yeri olan bir dersti bu.
Ayrıca Biçim Değiştirme Profesörü olan Albus Dumbledore’un, neden Karanlık Sanatlara Karşı Savunma büyüsü öğrettiğine dair kafalarımız bir hayli karışık!
Ardından gelen Wizarding World logosuna bakalım şimdi de. Birazdan bahsedeceğim şeyle ilgili başka bir yerde bir yazıya denk gelmedim o yüzden yazma ihtiyacı duydum. Wizarding World yazısının üstünde tavus kuşunun tüyleri gibi açılan çubuklar var – asalar, tabii ki.
Daha yakından bakınca ise özellikle tam ortada duran oldukça tanıdık geliyor: Mürver Asa. Bunu öylesine koymadıklarını varsayarsak ve diğer asaları da incelersek en soldakinin Voldemort’un, en sağdakinin ise Grindelwald’un asası olduğunu görüyoruz. Görüntü çok net olmadığı için diğerleriyle ilgili birkaç tahminimiz olsa da kesin bir şey söylemek zor. Bu üçünden yola çıkarak ve logoyu da değiştirmeyeceklerini düşünürsek bu filmde değil ancak sonraki filmlerde bir Voldemort – Dumbledore – Grindelwald kapışması görebiliriz. Diğer asa sahipleri de bu kapışmada yerini alacaktır. [Logo hakkında daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.]
Devamında ilk fragmanla ortak bir sahne var. Arcanus Sirki’ndeki bu sahneyle ilgili çok çılgın teoriler var ve aynı sahneyi bir kez daha göstermeleri bu teoriyi güçlendirir nitelikte. Şu sahnenin sol tarafında (balonun içindeki çocuğun arkasında) bir afiş var. Dikkatli bakarsak afişin altındaki “Maledictus” yazısını görebiliriz. Afişteki yılan resminin solundaysa “En Chair Et En Os” yazıyor yani “canlı”. Bu da demek oluyor ki Claudia Kim’in karakteri büyük ihtimalle bir yılan. Harry Potter evrenindeki en meşhur yılan da Nagini olduğuna göre Maledictus aslında Nagini olabilir.
Sonrasında Creedence Barebone’u Arcanus Sirki’ne ait bir afişe bakarken görüyoruz. İlerleyen sahnelerde (1:25) Maledictus’la birlikte sanki birinden gizleniyorlarmış gibi yürüyorlar ve bir çatının tepesinde takılıyorlar. Bir takım işler peşindeler belli ki. [Grindelwald’ın Suçları’ndan İlk Teori Tüyler Ürpertici: Kim Bu Yılan Kız?!]
Bu kısma geçmeden önce fragmanda geçen bir sahneye de değinmeden geçmeyelim; MACUSA yetkilileri, oldukça pejmürde görünen bir Grindelwald’ı (Johnny Depp) bir MACUSA hücresine doğru havada süzülerek götürüyor. Ancak ilerleyen kısımlar bize gösteriyor ki bu tutsaklığı pek uzun sürmeyecek.
“Büyü ancak ender buluna ruhlarda gezinir. Ancak yine de gölgelerde saklanmak zorundayız. Geleneksel yöntemlerimiz artık bize uymuyor.” cümleleri artık kesinlikle esaret altında görünmeyen bir Grindelwald’ın dudaklarından dökülüyor. Bir sonraki sahnede kendisini artık kısalmış saçları ile muhtemelen takipçileri olan kalabalık bir topluluğa seslenirken görüyoruz. Aslında konuşma satır aralarında ilk Fantastik Canavarlar filminde gördüğümüz konulara gönderme yapıyor-Amerikan büyücüler No-Majlerden saklanarak yaşıyor: Bu da Avrupa büyücülük dünyasında gördüğümüzden daha zorlayıcı yaptırımlara neden oluyor. Grindelwald topluluğuna, bu yolların “artık bize uymuyor” cümlesi ile kastettiği şey ancak ve ancak bir başkaldırı olabilir.
Devamında Dumbledore’un sesinden Grindelwald’ın bir görüşü olduğunu ve bu görüşün onun sihir dünyası üzerinde egemenliğe yükseleceğini gösterdiğini duyuyoruz. Tıpkı Voldemort’un bir Kehanet’i kendisine rehber edinmesi gibi, henüz gerçekleşmemiş gelecek olayların Grindelwald’ın da aklından çıkmadığını görüyoruz. Çok kısa bir anlığına, Grindelwald’ın görüsünde hayaletimsi formda bir Credence olduğunu görüyoruz. Peki ya bu konunun Credence ile nasıl bir ilgisi olabilir?
Yeni fragman ile yeni filmin hayatımıza bazı yeni fantastik canavarlar sokacağını görmek de oldukça heyecan verici. İlk olarak, dev gibi floraean mavi gözleri olan, kedimsi yaratıklar görüyoruz. Bu yaratıklar Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar? kitabında bulunmuyora benziyor. Ayrıca, Jacob’ı gözleyen, devasa boyutlarda, meraklı bir kuşumsu yaratık da görüyoruz. Dev gibi bol kıllı bir yaratığın tüm insanlar dururken gidip de Newt’e korku saldığını görüyoruz. Aramızda bunların ne olduğunu bize söyleyebilecek Büyüzoologlar var mı?
Ve işte yeni ve oldukça havalı bir büyü türü ile karşılaşıyoruz: St. Paul Katedral’ini işaret eden vücutsuz bir eldivenli el görüyoruz. Muhtemelen etrafı gezmeye çıkmamıştır diye düşünürken Newt bu eli tutuyor ve tıpkı bir Anahtar’da olduğu gibi ya da ışınlanmış gibi kendisini Dumbledore’un yanında buluyor. Bu oldukça güzel bir sihir şöleni yaratıyor.
Pekala, şimdi de muhtemelen en çok spekülasyon çıkacak sahneye geliyoruz. Bu kesinlikle bir çift, yünlü çorap değil! Dumbledore’un bir aynaya baktığını görüyoruz ve bu aynanın Kelid Aynası olduğunu fark etmemiz ile birlikte yansımadaki Grindelwald’a takılıyor gözlerimiz. Bu sihirli aynayı Harry ilk yılında keşfetmişti, Dumbledore bununla ilgili olarak aynanın kişinin en çok arzu ettiği şeyi gösterdiğini, ancak bir çok yetişkin adamın aynanın gösterdiği şeyler uğruna yitip gittiğini söylemişti.
Sonraki yıllardaysa Harry Dumbledore’a aynada kendisinin ne gördüğünü sorunca, Dumbledore usulca bir çift çorap olduğunu söylemekle yetinmişti. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda Harry, onun da kendisi gibi ailesini görmüş olabileceğini düşünmüştü. Ancak bu sahne gösteriyor ki, Dumbledore’un gördüğü şey eski dostu Grindelwald’dan başkası değil.
İlk filmin kahramanlarından Burnuk, görünen o ki yine geri dönüyor! Yine Newt’in bela(?) dolu çantasının üzerinde ve keyfi gerçekten yerinde gibi. Bu filmde de ortalığı birbirine katacağından eminiz. Özellikle Paris sahnelerinde kendisine bol bol parlak mücevher bulacağından hiç şüphemiz yok!
Bir sonraki sahnede ise Zoë Kravitz’in can verdiği Leta Lestrange karakterinin ilk kez konuştuğunu görüyoruz. Kendisi yas tutar bir havada Newt’e “şimdiye kadar sevemeyeceği bir canavar ile karşılaşmadığını” söylüyor. Hagrid gibi değil mi? Burada Leta kendisinden mi yoksa Newt’in fantastik canavarlarından birinden mi bahsediyor anlamak güç. Tıpkı Leta’nın soyadına yaraşır şekilde karanlık tarafta mı yoksa bizleri şaşırtacak şekilde iyi tarafta mı yer aldığını anlayamadığımız gibi. Tam bu noktada bir sonraki sahnenin bize ipucu olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü karakterimizi, Tina ve Newt ile birlikte aksiyon halinde görüyoruz.
Leta’yı bizimkilerle görmek gerçekten de içimize biraz umut serpti. Belki de Lestrange soyadı henüz o kadar kararmamıştır, ne dersiniz?
Derken aksiyonun içinde olması kaçınılmaz olan bir başka karakter bir kez daha karşımıza çıkıyor. İlk filmin sonu kendisi için hiç iyi bitmemiş olsa da Credence’i tekrar sapasağlam göreceğimiz karaktere hayat veren Ezra Miller’ın çekimlerde yer alması ile belli olmuştu. Eskisinden de güçlü olduğunu ve öfkeyle dolup taştığını görebiliyoruz. Ayrıca artık Obscurus’unu da çok daha iyi kontrol edebilirmiş gibi görünüyor.
Ardından, heyecanın doruk noktasına ulaşmaya başladığı kısma geliyoruz. Kardeşi Theseus’un yanında durmakta olan Newt, ateşli bir sahne ortamında Grindelwald ile karşı karşıya. Grindelwald’ın hemen arkasındaysa elinde parlayan, altın rengi küre benzeri bir obje tutan Vinda Rosier karakterini görüyoruz. Bu sahnede Grindelwald’ın, “Dumbledore’un senin için yas tutacağını mı düşünüyorsun?” sözleri kulaklarımızı dolduruyor.
Derken Fantastik Canavarlar’da, kolye, film posterlerindeki simgeler vs şeklinde pek çok kez karşımıza çıkmış olan yadigarların sembolü beliriyor ekranda. Grindelwald’ın Ölüm Yadigarları hakkındaki takıntısını biliyoruz, ki aslında bu tutkuyu Dumbledore ile paylaşıyor. Ayrıca en az bir yadigarın da filmde yer aldığını biliyoruz. Ki bir sonraki sahnede de kendisini bize hatırlatıyor…
Doğru bildiniz, Mürver Asa! Bu özgün tasarımlı asayı başka bir asa ile karıştırmak pek kolay olmayacaktır. Bilinen o ki bu asa 1945 yılındaki düello ile Dumbledore’un eline geçti, Grindelwald’ın Suçları ile 1920’lerde geçiyor. Vay canına, demek oluyor ki Grindelwald bu asayı neredeyse 20 yıl boyunca eline tutabilmiş!
Son olarak da tam fragmanın bittiğini düşündüğümüz anda muhteşem bir sürpriz ile karşılaşıyoruz. Felsefe Taşı’nın yaratıcısı, dünyaca ünlü simyacı Nicolas Flamel’in ta kendisi karşımızda dikiliyor. Biz de son derece haklı bir şekilde onu bir an bir hayalet sanan Jacob gibi aldansak da kırılgan adımlarla ekranın ön tarafına yaklaşınca varlığından emin oluyoruz. Bu tuhaf ve bir o kadar da muhteşem çift biraz kırılgan bir tokalaşma gerçekleştiriyor.
Tüm bu detaylar ile iyice heveslenmiş olarak gün saymaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Peki sizi en çok şaşırtan detay ne oldu? Bizimle paylaşmanızı merakla bekliyoruz!
Hazırlayanlar: Dilek Yılmaz, İrem Ercan