Ariana Dumbledore’un Sırlarla Dolu Yaşamı ve Ölümü
|14 yaşında ölen genç bir cadının trajedisini hatırlarken, ölümünün geniş kapsamlı sonuçları da gözler önüne seriliyor. Pottermore‘da yayınlanan “Ariana Dumbledore’un Sırlarla Dolu Yaşamı ve Ölümü” başlıklı bu hüzünlü metni, sizler için çevirdik!
Büyük kısmı Ölüm Yiyenler’den ve onların destekçilerinden kaynaklanan pek çok kötülüğe tanık olduk. Kara Büyü’nün verdiği gücü düşününce, büyücülük tarihinin gördüğü en kötücül olaylardan birinin faillerinin bir grup Muggle çocuğu olması ise gerçekten sarsıcı.
Bu olayın kurbanıysa Hogwarts Müdürü Albus ve Domuz Kafası’nın barmeni Aberforth’un altı yaşındaki kız kardeşleri Ariana Dumbledore’du.
“Kız kardeşim altı yaşındayken üç Muggle oğlanın hücumuna uğradı, onun üzerine çullandılar. Arka bahçe çitinin arasından gizlice gözleyip sihir yaptığını görmüşlerdi. Çocuktu, kontrol edemiyordu, o yaşta hiçbir cadı ya da büyücü edemez zaten. Gördükleri şey onları korkuttu, sanırım. Zorla çitten içeri girdiler ve kardeşim onlara numarasını gösteremeyince, küçük ucubenin bunu yapmasını durdurmaya çalışırken biraz ileri gitmişler.” – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Genç Ariana’ya yapılan bu saldırı, onu ürkek ve hasarlı, akli olarak dengesiz ve büyü yapmaya korkan biri haline getirdi. Güçleri ‘içeri döndü’ ki bu oldukça tehlikeli bir durumdu. Aberforth onu genellikle “sevimli, ürkek ve zararsız” olarak tanımlarken üzgün ya da kızgın olduğunda içindeki sihrin patladığını ve “tuhaf ve tehlikeli” birine dönüştüğünü söylüyor.
Ariana’ya yapılan saldırının etkisi tüm aileye sıçramıştı. Babası, Percival Dumbledore, o Muggle oğlanların arkasından gitmiş ve onlara saldırdığı için Azkaban’a gönderilmişti. Bunu yapmasının sebebini asla açıklamayan Percival, Bakanlık’ın Ariana’nın başına gelenleri öğrenmesi durumunda onu hayatı boyunca St. Mungo Sihirsel Hastalıklar ve Sakatlıklar Hastanesi’ne kapatacaklarından korkmuştu.
Percival’ın mahkûmiyetini takiben, karısı Kendra tüm aileyi saldırının gerçekleştiği Tepenin Üzerindeki Höyük (Mould-On-The-Wold)’ten Godric’s Hollow’a, kızını büyük bir sır olarak saklayıp yalnızca gecenin karanlığında dışarı çıkmasına izin verdiği yere, taşımıştı.
Rita Skeeter, biyografisi Albus Dumbledore’un Hayatı ve Yalanları’nda Kendra’nın Kofti -sihir yapamayan cadı veya büyücü- bir çocuğa sahip olmasından duyduğu utancın onu, kızını insanların kötü bakışlarından korumak için saklamaya yönelttiğinden bahsediyordu. Skeeter, Albus’a ya da Aberforth’a kız kardeşlerinin neden Hogwarts’ta olmadığı sorulduğunda anneleri tarafından, “Kız kardeşim okula gidemeyecek kadar güçsüz,” demelerinin öğretildiğini iddia ediyordu.
Elbette Ariana’nın hapis hayatının sebebi sihirsel beceriden yoksunluğu değil, bir hayli kontrol edilemeyen sihir gücünün varlığıydı. Trajik bir şekilde, Albus okuldan mezun olduktan sonra ve arkadaşı Elphias Doge ile bir dünya turuna çıkma hazırlığındayken annesi Kendra, Ariana’nın sihir patlamalarından birinin sonucunda hayatını kaybetmişti.
“Sonra, on dört yaşındayken…ben orada değildim,” dedi Aberforth. “Orada olsam, onu sakinleştirebilirdim. Öfke nöbetlerinden birine kapıldı, annem eskiden olduğu kadar genç değildi ve…bir kazaydı. Ariana kontrol edemedi. Ama annem ölmüştü artık.” – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Albus turunu iptal etti ve Ariana’yla ilgilenmek üzere eve geri döndü, kardeşi Aberforth’a ise Hogwarts’ta kalıp okumaya devam etmesi konusunda ısrar etti. Ancak seyahatlerini ve parlak kariyerini planlamakta olan Albus, Godric’s Hollow’daki evine ve mutlak bakıma ihtiyacı olan bir kız kardeşe bağlı olmaktan dolayı kızgındı.
“Bütün bunlara kızıyordum, Harry…Yetenekliydim, parlaktım. Kaçmak istiyordum. Işıldamak istiyordum. Şan şeref istiyordum. Beni yanlış anlama,” dedi. Yüzünde bir acı belirip, yine çok yaşlı görünmesine sebep oldu. “Onları seviyordum. Annemle babamı seviyordum, erkek kardeşimi ve kız kardeşimi seviyordum, ama bencildim, Harry, senin gibi bencillikten olağanüstü uzak bir insanın hayal edemeyeceği kadar bencildim. Bu yüzden de annem öldüğünde ve zedelenmiş bir kız kardeşle dikbaşlı bir erkek kardeşin sorumluluğu bana kaldığında, köyüme kızgın ve buruk döndüm. Kapana kısıldığımı, heba olduğumu düşünüyordum! Derken, o geldi tabii…” – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
‘O’ elbette Gellert Grindelwand’du, bir nesil sonra Lord Voldemort onu yerinden edene kadar son yüzyılın en karanlık büyücüsü unvanını taşıyan kişi.
Gellert, Kendra’nın ölümünden sonraki yaz büyük halası Bathilda Bagshot’ta kalmaya geldiğinde 17 yaşındaki Albus’la arkadaş oldu. Bu ikili, paylaştıkları ‘yeni sihirsel düzen’ fikri ve Yadigarlar’a olan takıntılarıyla ayrılmaz hale geldiler. Ancak Aberforth, Albus’un Grindelwald’la olan arkadaşlığının Ariana’yı ihmal etmesine sebep olduğunu hissetmişti. İkisine de meydan okudu ve tartışmaları yıkıcı sonuçları olan bir kavgaya dönüştü.
“…ve ben asamı çektim, o da kendininkini çekti…ve ağabeyimin en iyi arkadaşı bana Cruciatus Laneti yaptı – Albus onu durdurmaya çalışıyordu ve sonra üçümüz birden düello etmeye başladık ve çakan ışıklar ile patlamalar Ariana’yı harekete geçirdi, dayanamadı – ” Öldürücü bir yara almış gibi yüzünün rengi soluyordu Aberforth’un. “- ve sanırım yardım etmek istedi, ama aslında ne yaptığını bilmiyordu. Hangimiz yaptı bilmiyorum, herhangi birimiz olabilirdi – öldü.” – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Harry, Hogwarts Savaşı’nda neredeyse öldükten sonra King’s Cross’ta Dumbledore’la buluştuğunda, eski Müdür’ün güçlü bir şekilde öldürücü laneti yapanın Grindelwald olduğunu ima etmesine rağmen Ariana’yı öldüren büyüyü yapanın kim olduğu hala muamma.
“…Grindelwald kontrolünü kaybetti. Onun içinde her zaman sezdiğim ama sezmiyormuş numarası yaptığım şey, korkunç bir şekilde kendini göstermişti şimdi. Ve Ariana… annemin ona ilgisinin ve tedbirinin ardından… yerde ölü yatıyordu.” – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Albus’un burnunun öfkeli kardeşi Aberforth tarafından kırılması, Ariana’nın cenazesindeki bir tabut-yanı kavgası sırasından gerçekleşmişti. Kardeşler sonradan uzlaşsa da hissettikleri suçluluk ve tuttukları yas asla tam olarak geçmedi.
Albus’un yıllar sonra Grindelwald’un peşinden gidip gaddarlıklarına son verme kararındaki en büyük etken Ariana’nın ölümüydü. Grindelwald’un muhakemesinin Yadigarlar’a olan saplantısıyla nasıl köreldiğini bilmesi, Albus’a Sihir Bakanı görevini geri çevirme kararı verdirdi.
Hogwarts müdürü, Ariana’nın ölümünden dolayı duyduğu utanç ve suçluluğun sonucu olarak son bir hata yaptı: Diriltme Taşı’nın içinde olduğu ve Voldemort’un bir Hortkuluk’a dönüştürdüğü lanetli yüzüğü taktı – yanlış ama anlaşılabilir bir hareket.
“Onu aldım, parmağıma taktım ve bir an için Ariana’yı, annemi ve babamı göreceğimi, onlardan özür dileyeceğimi hayal ettim…”
Ben bunları okurken hep unutmuşum hatırladığım iyi oldu.