Ejderhalar: Yanlış Anlaşılan Yaratıklar
|Harry Potter evreninde ejderhaların önemi hatırı sayılır derecede fazladır. Maalesef Avrupa büyücü toplumu tarafından yanlış anlaşılan bu yaratıklar, bizlere de korkulması gereken, ölümcül derecede tehlikeli yaratıklar gibi görünmüştür. Bu algıyı yıkmak isteyen yazar TJ Hues, MuggleNet sitesinde çok güzel bir yazı hazırlamış. Gelin hep birlikte yanlış anlaşılan bu yaratıkları inceleyelim:
Gövdesi korkunç, dehşet verici ve geniş, gazap ve zehir ve kanla dolu; ve büyü geçirmez pullarla zırhlanmış durumda. Çelikten bir zırla örülü, sanki hiçbir şey ötesine geçemez, hiçbir kılıcın darbesiyle yara almaz, hiçbir mızrağın sivri ucu delemez. Kanatları ulu rüzgarlarla şişmiş iki yelken misali, hızla çırpınıyor. Sayısız yaralarla kaplı bükülmüş devasa uzun kuyruğu uzun sırtı boyunca uzanıyor. Kırmızı ve siyah pullarla donatılmış halde, arkasında tüm toprağı kavuruyor. Ucundaysa iki iğne: İkisi de ölümcül derecede keskin – çelikten çok daha keskin. Her şeyi yiyebilecekmiş gibi duran derin çenesi genişçe açılıyor, cehennemin tüyler ürpertici ağzı gibi, ve her çene parçası üç sıradan oluşan demir dişlerle kaplı, ve hala kanlarla ve çiğnenmemiş bağırsaklarla dolu. Son zamanlarda avladığı vücutlar görünüyor.
Edmund Spencer
Ejderhaların iğrenç ve tehlikeli yaratıklar olduklarını hissediyor? Çoğunluk tabi ki; Edmund Spencer bu insanlardan biri. Tam tersine ben böyle düşünmüyorum. Ejderhalara aşığım ve gördükleri muamelenin adaletsiz olduğunu hissediyorum. Diğer türlü düşünen herkese, bu yazının sonunda bu göz kamaştırıcı yaratıklardan korkmalarının manasız olduğunu kanıtlamayı umuyorum. Harry Potter dünyasındaki bütün yaratıkların içinde, ejderhaların benim favorilerimden. Sahip oldukları mistik doğayı seviyorum. Güzellikleri asla hafife alınmaması gerekiyordu, fakat alındı.
Kendilerini savunacak birçok yolları mevcut. Burunlarından ateş püskürtüyorlar, herhangi bir yaratıktan çok daha güçlü derileri var, dişleri ve boynuzları yollarına çıkan her şey için ölümcül. Ejderhaların çoğu insanları avlamaz; kuzu ve daha küçük hayvanlarla beslenirler. İnsanlara sadece tehdit edildiklerinde saldırırlar. Diğerlerine karşı güvenleri çok azdır ve bu yüzden hayatlarının çoğunu yalnız geçirirler.
Organları ve derileri için yüzyıllardır büyücüler tarafından avlanıyorlar. Kendilerine ‘canavar’ deniyor; ki bunun türlerine karşı büyük bir adaletsizlik olduğunu düşünüyorum. Bu güzel yaratıklar çokça yanlış anlaşılmış durumda. Gördüklerinden daha fazla saygıyı hak ediyorlar. Ejderhaları bilen ve onların doğasını görenler anlayabilir. İnsanların söylediği sert yalanların altında, kendilerini kanıtlayanlara karşı son derece sadıklar. Kolay bir şey değil fakat kesinlikle buna değer. Ejderhalar üzerinde çalışmalar yaparak hayatlarını geçirsen insanlar var; ejderhaların muazzamlığını anlayan ve daha fazlasını öğrenmek isteyenler.
Ejderhalar her zaman insanların düşmanı değildir. Asya’da, ejderhalar tapılası yaratıklardır. Gücün ve liderliğin sembolüdürler. Sahip olduklarından ötürü çokça saygı duyulurlar. Diğer ulusların büyücüleri hala bunu anlayamamış ve saygı gösterememişlerdir. Umuyorum ki, zaman içerisinde bu değişecek.
Sizler ejderhalar hakkında neler düşünüyorsunuz? Bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Bence de Rubeus misali