Harry Potter ve Yara İzi: Voldemort ile Ölümcül Bağ
|Harry Potter daha yürümeye ve konuşmaya başlamadan önce bile yara izi yüzünden ünlü olmuştu. Fakat alnının ortasındaki şimşek şekliyle ilişkisi, basit bir yaradan çok daha ötesinde. Şimdi de, yıllar boyunca bu yara izinin Harry’ye neler hissettirdiğini inceleyeceğiz.
Harry Potter ve Felsefe Taşı
Dursleylerle büyüdüğü onca zaman boyunca Harry’nin yara izi görünüşüyle ilgili hoşuna giden tek şeydi. Hagrid’le tanıştıktan sonra, yara izine bakış açısı tamamen değişti. Yaranın Kara büyüyle ve ailesini öldüren adam tarafından yapıldığını öğrenmesinin yanında kendisini ünlü yapan bir işaret olduğunu fark etmişti. Felsefe Taşı boyunca zaman zaman bu yara izi Harry’nin Sağ Kalan Çocuk, öksüz ve yetim, hatta Lord Voldemort’un kurbanı olarak tanımlanmasına sebep olmuştu. Daha küçükken sadece görünüşünün ufak bir parçasıyken Hogwarts’a gitmesinden kısa süre sonra Harry’ye fiziksel acı vermeye başlamıştı. Büyücülük dünyasına adım atmasıyla birlikte yara izi canlanmıştı. İzin uyanmasıyla birlikte Harry’yi yıllar boyunca takip edecek göz karartan bir acı da Harry’nin hayatına girmişti.
Harry Potter ve Sırlar Odası
İkinci yılında Lockhart ve Malfoy’un yaptığı yorumlar, bu fiziksel yaranın Harry’ye hiç istemediği ünü ve ilgiyi getirdiğini vurgulamıştı. Harry Potter’ın hatırlamadığı bir hikayenin parçasıydı ve ona bir gizem katıyordu – oysa bilinmek istediği tek konu Snitch’i yakalayan kişi olmasıydı. Tom Riddle’ın günlüğü yok edilince, Harry’nin yara iziyle bağı Voldemort’a doğru kaymıştı. Dumbledore Harry’ye şunları söylemişti:
“Eğer yanılmıyorsam, bu yarayı sana verdiği gece kendi güçlerinden bazılarını sana transfer etmiş.”
Harry Çataldili konuşabiliyordu; Seçmen Şapka onu Slytherin’e yerleştirmeye çalışmıştı – Harry yaranın sadece geçmişiyle ilgili olmadığını öğrenmişti. İz, günlük yaşamıyla da bağlantılıydı ve geri dönmeye kararlı Voldemort da işin içindeydi.
Harry Potter ve Azkaban Tutsağı
Azkaban Tutsağı’nda yara izi Harry’yi gittikçe daha fazla rahatsız ediyordu. Marge Hala’yı uçurduktan sonra Dursleylerden kaçan Harry, kimliğini Hızır Otobüs’teki Stan Shunpike’tan zorlukla gizleyebilmişti. Yine de Fudge onu görünce yara izi konu olmuştu ve Stan izi açıkça görmeye başlamıştı: Yara izini görebiliyorum. Harry’nin yara izine dik dik bakan Stan’den sonra, ilk iki kitapta Harry’yi hiç de rahatsız etmeyen bu iz, Azkaban Tutsağı’nda kesinlikle kaçınmak istediği bir şey olmuştu:
“Şey – hayır, sağ ol Colin,” dedi Harry. Bir sürü insanın, alnındaki yara izine gözünü dikip bakmasını kaldıracak halde değildi.
Harry Potter ve Ateş Kadehi
Ateş Kadehi, yara izinden gelen acının Harry’ye gerçekten sorun yaratmaya başladığı yıl olmuştu. Hogwarts’taki ilk yılında izin acımasının ufak bir ’uyarı’ olduğunu düşünürken, Lord Voldemort’la yüz yüze gelince her şey anlam kazanmıştı. Ateş Kadehi’nde yara izi Voldemort görüş açısında bile değilken, ta Privet Drive’da acıyordu. Bu yepyeni bir şeydi… ve daha korkutucuydu. Bu yüzden Harry’nin yara izine bakış açısı tekrar değişti. Buna rağmen Harry, ilk başlarda yarasının acıdığını kimseye söylememişti. Ateş Kadehi’nin başında Ron, Hermione ve hatta Dumbledore’u telaşlandırmak istemedi çünkü acı onu yabanileştiriyordu. Fakat arkadaşlarını telaşlandırmamayı tercih etse bile sonunda öğrenmişlerdi. Acı, Voldemort’la ilişkili olan rüyalarıyla birleştiğinde, Lord Voldemort’a giderek daha da bağlanan güçlü bir bağlantı olmuştu. Sonunda Kim Olduğunu Bilirsin Sen’le mezarlıkta karşılaştığında Harry’nin yara izindeki acı azap vericiydi ve dayanılmazdı. Lord Voldemort bunu Harry’ye karşı kullanabilirdi.
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Yara izinin bir çeşit zayıflık olduğu fikri Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda kesinleşti. Daha önceleri Harry yara izinin gurur duyacağı bir şey olduğunu düşünürken şu an ona fiziksel acının yanında duygusal travmalar da getiriyordu. Hogwarts’taki beşinci yılı boyunca Sihir Bakanlığı bunu Harry’yi itibarsızlaştırmak ve onunla dalga geçmek için kullandı. Rita Skeeter’ın Harry’nin her yere bayılmasıyla alakalı yazdığı makalesiyle birlikte Gelecek Postası “Dua edelim de alnında başka bir yara izi çıkmasın yoksa ona tapmamızı isteyebilirler,” gibi yazılar yazmaya başlamıştı.
Önceki yıllarda Harry’nin acısı zaman zaman açığa çıkıyordu fakat Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda alnındaki karıncalanma hissi her zaman hissediliyordu. Lord Voldemort’un döndüğüne dair daimi bir hatırlatıcıydı ve tabii ki Bakanlık bunu sürekli reddediyordu. Kısacası Harry’nin yara iziyle bağı; çeşitli seviyelerde gelebilen acının yanında öngörüler, rüyalar, Voldemort’un duyguları ve Bakanlığın sözleri de dahil olarak tüm hayatını kaplamıştı. Hermione bu durumu Dumbledore’a anlatmasını istediğinde Harry öfkelenmişti:
“Tabii,” dedi Harry, kendine engel olamayıp, “Dumbledore’un benimle ilgili umursadığı tek şey de bu zaten, değil mi? Yara izim.”
Harry artık yara izi olan bir çocuk değildi, yara izi onu tanımlıyordu.
Harry Potter ve Melez Prens
Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın sonunda, Harry yara iziyle ilgili daha fazla şey öğrendi. Dumbledore’un ondan yıllardır sakladığı şeyleri de öğrenmişti. Bu yüzden Harry’nin kara büyünün işaretine olan bakışı açısı daha da derinleşti. Dumbledore, Kehanetin özellikle bir kısmının yara iziyle ilgili olduğunu açıklamıştı:
Bu erkek çocuk Karanlık Lord tarafından kendine denk olarak görülüp işaretlenecek. Ancak bu çocuğun Karanlık Lord’un bilmediği gizli güçleri olacak.
Harry, Neville Longbottom’ın da pekala bu yara iziyle işaretlenebileceği gerçeğini düşünmeden edemiyordu, Voldemort’un avlamayı tercih ettiği kişiler Neville’in ailesi olabilirdi.
Melez Prens, Harry’nin yara izinin geçmişinde kalacak bir şey olmadığını iyice içselleştirdiği kitaptı. İz, Harry’yi Lord Voldemort’u öldürmek zorunda olan kişi olarak işaretlemişti: Çünkü diğeri varlığını sürdürürken ikisi yaşayamaz. Yara izi ufak bir savaş yarası değildi artık; bir hedefti.
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları
Bill ve Fleur’un, Ölüm Yadigarları’nın başlangıcındaki evlilik sahnesinde dokunaklı bir an boyunca, Harry Melez Prens’in sonunda Ginny ile geçirdiği zamanlara dalmıştı. Seromoniyi izlerken Harry normal bir hayatı, yara izsiz olan bir yaşamı düşünmüştü:
Şimdi bunlar çok geride kalmış gibiydi; gerçek olmaları için çok kusursuzlardı, sanki normal bir insanın hayatından vakitlerdi, alnında şimşek izi olmayan normal birinin…
Harry hayatında bu noktada artık yara iziyle övünmüyordu, uzun zamandır yapmıyordu zaten. Fakat artık hiç olmamasını diliyordu. Yara izi aslında Hortkulukları bulmak, Voldemort’u yok etmek ve Dumbledore’un onun için çizdiği yolu takip etmekti.
İlginçtir ki Voldemort’un düşüncelerini, hatta hareketlerini görmesini sağlayan ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Harry’ye musallat olan bu bağlantı, Ölüm Yadigarları’nda bir güç ve bilgi kaynağı haline gelmişti. Kim Olduğunu Bilirsin Sen’in duygularını ve neler yapacağını bilmesinin getirdiği güçle Hortkulukları ve Yadigarları bulmuştu. Felsefe Taşı’ndan beri ilk kez Harry’nin yara iziyle bağı hafif de olsa pozitif ve kullanışlıydı, bir uyarı gibiydi. Ve sonra Dobby’yi gömdüğünde Harry başka bir şey kazandı: Kontrol.
Yara izi yandı, ama o acının efendisiydi, uzaktan bir kez daha hissetti. … Harry, soğuk toprakta derine ve daha derine kazarken, üzüntüsünü teriyle akıtırken, yara izindeki acıyı görmezden geliyordu.
King’s Cross’ta Dumbledore ile tekrar karşılaştığında Harry’nin yara izi gerçekten yok olmuştu. İzin gitmesini çok defa dilemişti. Fakat bildiğimiz gibi Harry geri dönmeyi seçti; Voldemort’la savaşmaya, alnındaki yara izini tekrar almaya ve savaşa tekrar girmeye gitti.
On Dokuz Yıl Sonra
On dokuz yıl sonra, Harry ve yara iziyle olan bağı hâlâ oradaydı, arka planda duruyodu. Fakat yara izi yine uykuya yatmıştı, çocuk Harry Potter’ın görünüşüyle ilgili hoşuna giden tek şey olan ince şimşek iziydi. Fakat yetişkin Harry Potter için bu sessizliği, Harry’nin büyücülük dünyasında başına gelen felaketlerin ve dertlerin bittiğine dair bir işaretti.
Yara izi on dokuz yıl boyunca Harry’nin canını hiç yakmamıştı. Her şey yolundaydı.
Sizler Harry Potter ve Yara İzi hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
* * *
Ben aslında Harry’den korkuyorum
Aslında Harry Potter’in yara izinden korkmasına gerek yoktu çünkü bu yara kendi bütünlüğünü oluşturuyordu. Aklına bu iz geldikçe daha çok korkuyordu bu yüzden acısını daha çok hissediyordu.