Harry Potter ile Birlikte Yaşamanın Artı ve Eksileri

Sizce büyücülük dünyasının en meşhur kahramanlarından birisi olan Harry Potter ile aynı ortamı paylaşmak acaba rüya gibi bir şey mi, yoksa bir kâbustan başkası değil mi? Pottermore anlatmış, biz de sizler için çevirdik!

“Sağ Kalan Çocuk”umuz bu sağ kalışını serideki pek çok karaktere borçlu. Harry’yle aynı ortamda yaşamak onların yüzleşmek ve adapte olmak zorunda kaldıkları bir gerçekti. Peki acaba buna değdi mi?

Hakkında en çok konuşulan büyücülerle aynı havayı solumak harikadır, tabii adamına göre değişir (öhöm, Dursley’ler mesela, öhöm…). Ancak o aynı zamanda birlikte yaşaması en zor insandır, itiraf etmek gerekir ki çoğunlukla onun elinde olmayan sebepler yüzünden böyledir bu. Öyleyse soralım, kim Harry Potter’a hayır diyebilir ki?

Uzun müzakereler sonunda bir artılar ve eksiler analizinin bu meseleyi halledebileceğini düşündük.

Olumlu Yanları

Dursley’ler sihir topluluğuyla zerre miktarda ilişkide bulunmak istemezken bile Harry Potter ile yaşamanın bazı yönlerden işe yarar olduğunu kabul etmeliler. Özellikle Dudley için Harry’nin varlığı onun lüks hayatının devam etmesi demekti. Harry, kendi ev işlerinin yanında kuzenininkileri de yapmaya zorlanan saygılı bir ev arkadaşıydı. Pek kullanışlı,ha? Ayrıca, Harry’nin sırf ortalıkta görünmesi bile Mr ve Mrs Dursley’nin tini-minicik-Dudley’cik’lerine yaltaklanmalarına sebepti. Ve şunu da unutmayalım: Harry Dudley’nin hayatını kurtardı. Bu durum tek başına diğer tüm sebepleri yenebilir.

Gryffindor yatakhanesinde Harry ile yaşayan diğer oğlanlara gelirsek, Harry ile aynı dairesel odayı paylaşmanın faydaları iflah olmaz derecede bariz.

Elbette Harry gibi bir ünlüyle aynı ortamı paylaşmak size otomatikman popülarite puanı yükler (yani çoğunlukla- hatırlarsınız, Sırlar Odası’nı açmakla suçlandığı zamanlar bu durum pek de öyle değildi).

Lütfen ama, kim Sağ Kalan Çocuk, Gryffindor Qudditch takım kaptanı, Üçbüyücü Turnuvası’nın beklenmedik şampiyonu ve Dumbledore’un Ordusu’nun lideriyle beraber olmak istemez?

Ancak Ron, Neville, Dean ve Seamus öğrendiler ki Harry tüm bu ilgiden hoşnut değildi. O yalnızca Harry olmak istiyordu, onlara tahsis edilmiş yatakhanede günden güne büyümek ve hayatını değiştiren arkadaşlıklara sahip olmak- onlara Hogwarts’ın en cesur öğrencileri olmalarını aşılayan bir arkadaşlık.

Harry’yle birlikte Qudditch’in ötesinde bir bağa sahip olmuşlardı, ateşte kızartılan marshmallowlara ve Şamarcı Söğüt’e uçan bir arabayla dalmak hakkında yapılan gevezeliklere de (her ne kadar sonrasında Hermione ve Percy’nin suratını çekmek zorunda kalmış olsalar dahi).

Ron suçlu suçlu Harry’ye sırıttı.

“Biliyorum, bundan hoşlanmamış olmam falan gerekiyor ama…”

Yatakhanenin kapısı ardına kadar açıldı ve diğer ikinci sınıf Gryffindor öğrencileri içeri girdiler: Seamus Finnigan, Dean Thomas ve Neville Longbottom.

Seamus, ağzı kulaklarında: “İnanılmaz!” dedi.

“Kıyak,” dedi Dean.

Neville, nutku tutulmuş, “Şaşırtıcı,” diyebildi.

Harry dayanamadı. O da sırıttı. – Harry Potter ve Sırlar Odası

Çocuklar aynı zamanda fark etmişlerdi ki Harry sırtını yaslayabileceğin biriydi. Hatırlatıcı’nı çalmaya çalışan zorbalarla mücadele etmekten tut karanlık, ölümcül büyücülere karşı durmaya kadar Harry hayatındaki insanları ve ikinci ancak en sevdiği evi, Hogwarts’ı korumak için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Olumsuz Yanları

Ancak Harry’yle yaşamak pek çok sorunu da beraberinde getiriyordu ve biz burada aşina olduğumuz Muggle dünyasındaki lavaboda bırakılmış kirli bulaşıklar yahut çöpe atılmak yerine buzdolabına geri konmuş boş süt şişeleri gibi sıradan ev arkadaşı problemlerinden bahsetmiyoruz. Elbette Gryffindor oğlanları Harry’nin Ron’la veya Seamus’la girdiği iğrenç ve kötü ağız dalaşlarıyla uğraşmak zorunda kalmışlardı ancak bunlar her arkadaşın önünde sonunda deneyimlemesi gereken şeyler sonuçta.

Asıl sorun Harry’yle birlikte yaşamanın getirdiği tehlike ve tehditlerdi. Yabancıların birden ve beklenmedik şekilde belirdiğini düşün, ya da birinin gelip dört bir yanı yağmaladığını (Ah, Ginny). Hiç de güvende hissetmezdin. Hagrid’in centilmenliğinden (!) dem vurursak, Vernon Enişte’nin bir yarı-dev kapıyı zorlayıp dururken neden tüfeğiyle hazırolda beklediğini anlayabiliriz. Herkesin Sirius Black’in bir seri katil olduğunu düşündüğü zamanlara dönelim, Ron’un perdelerini yırtıp gece yarısında tepesinde dikildiğini hatırlıyor musun? Bayağı ürkünç! Gryffindor oğlanlarının mekan değişimi istememesine şaşırmıştık.

Anlaşılan o ki çocuklar tehlikeye karşın her an tetikte olmaya alışmışlardı (ya da Harry’nin korkunç kabuslarına tanık olmaya) ki hiçbiri onun sabahın erken saatlerindeki çığlıklarına şok olmuyordu.

Çığlığı Ron, Seamus, Dean ve Neville’i de uyandırmıştı. Hepsi, gözler mahmur, saçlar karmakarışık, kendi perdelerindeki aralıktan dışarıyı gözetliyorlardı.

Seamus uykulu uykulu, “Biri sana saldırıyor mu Harry?” diye sordu.

“Harry, “Hayır, sadece Dobby,” diye mırıldandı. “Uyumana bak sen.” – Harry Potter ve Ateş Kadehi

Harry’nin bulunduğu yeri terk edip durması da sık sık karşılaşılan bir sorundu ve burada sadece Weasley’lerin uçan bir arabayla ona Dursley’lerden kaçması için yardım edişinden bahsetmiyoruz. Görünmezlik Pelerini’ne sahip olmak Harry, Ron ve Hermione için her canları istediğinde Hogwarts’tan sıvışabilmek anlamına geliyordu ancak bu aynı zamanda da Gryffindor binasının başını belaya sokmak demekti. Bu üçlüyü durdurmaya çalışmak da beden kilitlenmesi lanetine uğrama ihtimalini taşıyordu, Neville’in zor yoldan öğrendiği kadarıyla.

Dursley’lere sorsaydık eğer Harry Potter’la yaşamamak için muhtemelen milyonlarca maddelik bir liste sunarlardı. Sırf Petunia ve Vernon’ın evde misafir ağırladığı zamanları bile baz alırsak, işler Harry’nin varlığı yüzünden her daim ters gitmişti. Petunia’nın sanat eseri olan puding evin her yerine bulaşmış, Mrs Mason’ın ödü bir baykuş yüzünden patlamış ve Marge Hala ise bir balon gibi patlamıştı.

Bu değerlendirmelerle nereye vardığımız mühim değil, hepimiz hemfikiriz ki Harry’le yaşamak herkes için öyle ya da böyle unutulmaz bir deneyimdi ve ne olursa olsun merdiven altındaki bir dolapta yaşamaktan çok daha iyidir.

Peki siz ne düşünüyorsunuz, Harry’yle aynı ortamda yaşamak ister miydiniz yoksa o ve yanındakiler maceradan maceraya koşarken bir köşeden izleyip tehlikeden uzak olmak size daha uygun bir şey mi? Yorumlara bekliyoruz!

* Harry Potter ve Sırlar Odası’nda Hak Ettiği Değeri Görmeyen 6 An

* Harry Potter Kitapları “Şeytan İşi” Oldukları İçin Bir Kilisede Yakıldı

* Hakkında Daha Fazla Şey Öğrenmek İsteyeceğiniz 5 Harry Potter Karakteri